Seviyorsun translate Portuguese
4,842 parallel translation
Kiminkini daha çok seviyorsun benimkini mi, Rosa'nınkini mi?
Preferes a minha ou a da Rosa?
Beni gerçekten seviyorsun, değil mi?
Amas-me mesmo, não amas?
Sen seviyorsun, bu senin araban, sorun yok.
Se tu gostas, o carro é teu, está tudo bem.
En çok hangisini seviyorsun, özgürlüğü mü?
De que é que gosta mais? Da liberdade? Da vista?
İnanmıyorum! Hâlâ solu seviyorsun!
Meu Deus, tu ainda escolhes a esquerda!
Sen de tehlikeyi seviyorsun.
Tu gostas de perigo.
O kadını hâlâ seviyorsun.
Ainda sente algo por aquela mulher.
Onu gerçekten de seviyorsun.
Ama-la mesmo.
Bazen arkadaşlarınla vakit geçirmeyi benden çok seviyorsun gibi geliyor.
É só que, por vezes, sinto que gostas mais de passar tempo com os teus amigos, do que comigo.
Tommy, biliyorum çikolataları seviyorsun. Al bakalım.
Eu sei, Tommy, eu sei que gostas de chocolate.
Eğlenmeyi seviyorsun
Vós gostais de vos divertir.
Evleneceğin kızdan başkasını seviyorsun Daniel.
Vais casar com uma e estás apaixonado por outra, Daniel.
- Ne demek istiyorsun? - İşini çok seviyorsun, değil mi? Seni mağazada ya da şehirde nereye bıraksalar kendi yolunu bulursun.
Tão ocupada a tomar conta do mundo, Denise, deve ter cuidado para não perder o que realmente importa.
O, "çıkış" olarak işaretlenmiş bir kapı olduğu için seviyorsun.
Adoras saber que ela é a tua saída.
Onu senin çıkışın olduğu için seviyorsun.
Adoras saber que ela é o teu plano de fuga.
Hayır, sadece hayaletli olanları. Onları sen seviyorsun aslında.
Não, só de fantasmas e, tu também gostas.
Humus da seviyorsun hem.
Tu adoras grão-de-bico.
Anladım. Niyetin iyi onu seviyorsun. Bu yüzden bunu arkamızda bırakmamız gerektiğin söylüyorum.
Entendo... as tuas intenções são boas... e ama-la, assim sendo, estou disposto a esquecer isto.
Çünkü onu seviyorsun.
Porque a amas.
Seni seviyorum ve bence sen de beni seviyorsun.
Eu amo-te e acho que também me amas.
Seviyorsun değil mi?
Gostas de ovos, correcto?
Pekâlâ, kaç kediyi seviyorsun?
Certo.
O seni seviyor ve sen de onu seviyorsun. Fakat aşk seni daha güçlü yapmalı, zayıf değil.
Ele ama-vos, vós amai-lo, mas esse amor deve tornar-vos forte, não fraca.
Sen de oğlunu seviyorsun.
Também amais o vosso filho.
Beni seviyorsun da ondan.
Porque gostas de mim.
Six'i neden bu kadar seviyorsun?
Porque é que tu gostas tanto da Six?
Vay be, sallanmayı seviyorsun.
Rapaz, gostas mesmo de acenar.
Her şeyin mükemmel seviyorsun biliyorum.
Sei que gosta de tudo perfeito.
Seviyorsun, değil mi?
Ai sim?
- Baleyi gerçekten seviyorsun, değil mi?
- Gostas mesmo de ballet, não é?
Demek kitapları seviyorsun.
Gostas de livros?
Siyah olmayı seviyorsun sanıyordum.
Pensava que gostavas de ser negro.
Çok romantik! Seviyorsun işte.
Tão romântico!
Beni böyle seviyorsun sanıyordum.
Pensei que gostasses de mim assim.
- Yo Yo Ma'yı çok mu seviyorsun?
És louca pelo Yo-Yo Ma?
Cenneti daha çok seviyorsun, öyle mi?
- Gostas mais do céu, não é?
Yani, sen trajediyi seviyorsun.
Quer dizer, tu adoras tragédia.
Ben herkes gibi değilim bebeğim ve sanırım beni bu yüzden seviyorsun.
Eu não sou como os outros, querida, e penso que é por isso que me amas.
Onu seviyorsun ve başka insanlar da onu severse onu kaybedeceğinden korkuyorsun.
Ama-lo e tens medo que, se outras pessoas o amarem, o possas perder.
- Kavga etmeyi de seviyorsun.
- E adoras lutar.
Çünkü onu seviyorsun. O kendinde değil.
Por causa do amor, ele fica mau.
- Ama onu yeterince seviyorsun.
Mas, ama-a muito.
Onun nesini seviyorsun, söyle bana.
- Desculpa. - Diz-me o que adoras nela.
Biliyorum, beni seviyorsun.
Eu entendo, gostas de mim, eu entendo.
Kız filmlerini mi seviyorsun?
Gostas de filmes para gajas?
İtilmeyi seviyorsun, değil mi?
- Gostas disso, não gostas?
- Beni seviyorsun ama yalan söylüyorsun.
- Eu sei que me ama, mas mente-me.
Sen canavarı seviyorsun.
Gostas do monstro.
- Hayır, o küçük canavarı seviyorsun.
- Não, gostas daquela merda.
Peki dünyada en çok neyi seviyorsun?
Então, do que mais gostas no mundo?
Seni sevdiğini biliyorum ve sen de onu seviyorsun ama bu Bree'den önceydi.
- Inveja?