English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Seyirciler

Seyirciler translate Portuguese

665 parallel translation
Seyirciler seni sevmek istiyor.
Os clientes lá fora querem gostar de ti.
Ve şimdi sizlere yolculuğumuzun bütün hikayesini anlatmadan önce değerli basın mensuplarının ön tarafa gelmesini rica ediyorum ki siz seyirciler onları, Kong ve onu yakalayanların ilk resimlerini çekerken görebilesiniz.
E agora, antes de vos contar a história toda da viagem, vou pedir aos cavalheiros da imprensa para avançarem, para que o público tenha o privilégio de vê-los tirar as primeiras fotografias do Kong e dos seus captores.
Seyirciler beğeniyor.
O público gosta.
Bunun için, seyirciler arasından kibar bir beyin yardımına ihtiyacım var.
Por sua vez, preciso A ajuda benevolente de um membro da audiência.
Seyirciler bayılıyor.
É um enorme sucesso.
Eleştirmenler öyle düşündü. Seyirciler öyle düşündü.
Os críticos e o público também acharam.
Seyirciler filmleri birinin oturup yazdığını bilmiyor.
O público não sabe que alguém escreve os filmes.
Seyirciler yıllar önce gitti.
O público desapareceu há 20 anos.
Seni uyarıyorum seyirciler sadece beni izliyor olacak.
Estou a avisá-lo, o público vai olhar para mim!
Bu hafta, ertesi hafta, Seyirciler palyaçoların yaptığı komikliklere güler Beceri ve deneyim ürünü gösterilerle eğlenmeye devam ederler.
E semana após semana, novos públicos riem com o burlesco dos palhaços e emocionam-se com a incrível destreza e com a coragem.
Seyirciler sempatik.
O público será complacente.
Heryerde seyirciler bize hayran oldular.
Toda gente nos adorava.
Seyirciler çılgına dönerdi.
O público adorava.
Jüri için, ama özellikle seyirciler için belirteyim. Az önce sözü geçen iç çamaşırı, tam olarak... Bayan Manion'un donudur.
Para benefício do júri, mas ainda mais para os espectadores, a roupa interior referida no depoimento era, para ser mais exacto, as cuecas da Sra. Manion.
Evet sevgili seyirciler, her şeyimi... Vip'e borçluyum.
É verdade, meus queridos, tudo o que eu tenho devo a Vip.
Seyirciler beni sevecek mi acaba?
Achas que vão gostar de mim?
Seyirciler arasına mı?
No público?
"Seyirciler arasına".
"No público".
Seyirciler arasında. Yıldızım.
Sou uma estrela!
Tüm seyirciler uçan makinalardan uzaklaşsın!
Os espectadores, afastem-se das máquinas.
Seyirciler uçan makinalardan uzaklaşsın lütfen!
Afastem-se das máquinas voadoras.
Mesela seyirciler yarışın büyük bölümünü izleyemiyorlar.
Quero dizer, parece-me a mim que os espectadores realmente não conseguem ver muito da corrida.
Ama geçen yıl ben seyirciler arasındaydım.
Sim, mas no ano passado eu estava no público.
Sayın seyirciler, oyundan önce özür dilemek istiyorum.
Senhores e senhoras, antes da peça começar, eu gostaria de pedir-vos desculpa a todos.
Sayın seyirciler, Don Savage ve Tiddles.
Minhas senhoras e meus senhores, o Mr. Don Selvagem e a Tiddles.
Sayın seyirciler, Tarih Dünyası, Batley Kasaba Kadınlar Loncası'nın Pearl Harbor Savaşı prömiyerini kıvançla sunar.
Minhas senhoras e meus senhores, O Mundo da História tem a honra de apresentar a estreia feita pela Associação das Mulheres de Batley da reconstituição da Batalha de Pearl Harbor.
Seyirciler onun için ayakta.
E o público apoia-o.
Uğraşıyorlar, seyirciler heyecan içinde ve bazı budalalar da heyecanlanıyor.
Estão a esforçar-se, o público entusiasma-se, e acho que alguns dos parvos também estão entusiasmados.
Sol taraftaki seyirciler, bize göre sağdakiler, yiyecek isteyenler... yavaşça ağaçların arasından geçip, Hog Farmers'ta sıraya girsinler, orada onlara 17 koldan servis verilecek.
O lado esquerdo da plateia, à direita do palco... que queira comer... deve dirigir-se devagar para a quinta... onde há cerca de 17 filas para entrar.
Dilenci yerde ve seyirciler buna bayıldı!
O pedinte está por terra, e a multidão adorou!
Seyirciler gerçekten heyecanlandı!
A multidão está verdadeiramente entusiasmada!
Seyirciler heyecanlanmaya başladı, sanırım budalalar da heyecanlı.
A multidão está excitada, e julgo que os idiotas estão a ficar excitados também.
Whyte House adına, çok kötü seyirciler olduğunuzu söylemeliyim beyler.
Em nome de Whyte House, quero que saibam que foram um péssimo público.
Sirke gelen seyirciler tarafından hokkabaz olarak bilinir.
Conhecido no mundo do circo como um ilusionista.
Vay anasını sayın seyirciler, üçüncü sırada yer alan Kowalski bu!
Meu deus, é o número três, Kowalski.
Seyirciler biraz ötedeki Kanada Kraliyet Atlı Kazını görmeye koşuyor.
Não muito longe, a multidão anseia ver, um membro da famosa Real Gansa Canadiana Montada.
Seyirciler için yine gitarını kurban etmişti.
Sacrificou a guitarra pelo público.
Herkes... bütün seyirciler hepsi LSD almıştı, müthiş.
Toda a gente... tinha tomado ácido. Aquele LSD, fantástico.
Sanıyorum seyirciler de sever.
Penso que o publico também vai gostar.
Umarım seyirciler de bizim kadar zevk alır.
Esperamos que o publico goste tanto de o ver como nós de o fazer.
Seyirciler taş gibi.
Isto é tramado.
Tom Frank seyirciler arasında.
- Tom Frank está entre o público. - É você. Tom?
Seyirciler geldiğini hissetti.
A audiencia sente chegando.
Bütün göstergeler onu terk edip sana geri döneceğimi söylüyor, çünkü seyirciler mutlu bir Amerikan ailesinin bozulmasını istemez.
Todo o perfil do enredo dela, me fará deixá-la e voltar para ti, porque a audiência não gosta de ver, a feliz família americana desfeita.
Bir dakika sonra, evdeki seyirciler için bunu gösterecek.
Ele já vai demonstrar para os telespectadores.
John, seyirciler gidecek, zaten güneş battı.
Olha o público! De qualquer jeito, tem sol.
Seyirciler de harika görünüyor.
E vocês aí parecem maravilha
- Universiteli seyirciler harika oluyor.
A sério, foi... - Tiveste tanta graça.
Oh, sevgili seyirciler.
Céus.
Seyirciler, kayıtsızlar, tembeller Fransa gibileri ya da İngiltere gibileri.
Pessoas como os franceses ou como os ingleses.
Jack Gelber'in sözlerini tercüme edeyim. Eğer bu Devrim bu kadar özgün ise panel ve seyirciler arasında bir ilişki oluşturmak ve farklı dinamik yollar icat etmek yerine neden yuvarlak masa gibi alışagelmiş yöntemlere başvurulduğunu soruyor.
Jack Gelber expõe que sendo a revoluçâo cubana uma revolução original por que recorre a métodos convencionais como sâo as mesas-redondas, por que nâo desenvolve um método mais dinâmico para estabelecer uma relaçâo entre o painel e o público.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]