Side translate Portuguese
1,039 parallel translation
Batı Yakası'nda ne var?
Quem é que vive no West Side?
Batı Yakası'nın yarısı limanda çalışırdı.
Metade do West Side trabalhava nas docas.
Vito, seni tekrar Batı Yakası'nda gördüğüme sevindim.
Vito, folgo em ver-te de volta ao West Side.
Kuzey Batı tarafındanım.
- Do Upper West Side.
Cadde ve West Side Highway'in köşesinde.
À frente de um café.
Manhattan'ın Aşağı Doğu Yakası'nda ucuz bir ev.
Prédio no Lower East Side de Manhattan.
Manhattan'ın Aşağı Batı Yakası'nda ucuz bir ev.
Prédio no Lower East Side de Manhattan.
Doğu Yakasında ucuz bir otel.
Hotel residencial no Lower East Side.
Aşağı Batı Yakası'nda ucuz bir ev.
É um prédio de andares no Lower East Side.
Manhattan'ın Aşağı Doğu Yakası'nda ucuz bir ev görülür.
Fusão de abertura. Prédio no Lower East Side de Manhattan.
Batı Yakası'ndaki garip, temalı barlardan birinde çalıştım.
Trabalhei num bar temático no West Side.
6 : 00. "Side by Side."
6.00. "Side by Side".
Batı yakası yoluna çıkacağız, lütfen.
É para o West Side Highway, por favor.
Babam, Sprinfield`ın aşağı doğu kısmında... çok saygıdeğer bir adamdı.
O meu pai era o homem mais respeitado... na Lower East Side de Springfield.
Güney yakasından burası epeyi uzun bir yol, Tommy.
É longe de South Side, Tommy.
Bir oyunculuk ödülü kazanmak tabii ki çok güzel birşey, ama bunlardan birini Londra'nın "ünlü" batı yakasının en ucundaki merkezinde, böyle bir tiyatroda almak bu onuru oldukça yüksek bir oranda azaltmaktadır.
Receber um prémio é sempre uma grande honra. Mas recebê-lo aqui, no coração da West Side de Londres diminui essa honra.
Doğu Yakası'nda bir kulüpte.
Sim, estou num bar em East Side.
Ben de Doğu Yakası'nda yaşıyorum.
Sabe, vivo em East Side.
Onu East Side Hastanesinde tutuyoruz.
Temo-lo sob vigia no East Side Hospital.
Benimki batı yakasında.
Eu vou para Upper West Side.
Güneyde.
Está no South Side.
NAOMI SINGER, 33, doğu yakasındaki... Sliver Binasının 20. katından atlayarak öldü.
NAOMI SINGER, 33, saltou para a morte... do 20º andar do East Side Sliver Building.
Gangsterler o zamanlar kötü bir çevrenin kurbanları olarak görülüyorlardı.
Como é Musketeers of Pig Alley, de Griffith, ou um filme de 1 91 5 de Raoul Walsh, Regeneração, que foi filmado em exteriores, em Nova Iorque, na Lower East Side.
Anne bak bu defalarca konuştuk ve artık tartışmak istemiyoruz çünkü biliyorsun ki Lenny bu semte körü körüne bağlı.
Mãe, não quero falar disso agora ; eu sou pela mudança e o Lenny só gosta do Upper East Side.
Batı yakasında fena olmayan bir barınak var.
Há um albergue no West Side.
Sen Trinidadlı değilsin, yukarı batı Manhattanlısın.
Tu não estás em Trinidad, estás no Upper West Side de Manhattan.
Manhattan'ın Batı Yakası sokakları bizim oyun alanımızdı. Kendimizi bu beton krallığının mutlak hakimleri gibi hissederdik.
As ruas do West Side de Manhattan eram o nosso recreio, um reino de cimento onde nos sentíamos senhores absolutos.
İkisi de Batı Yakası Çetesi'nin kurucu üyesiydi. Aynı zamanda çetenin en azılı katilleriydiler.
Eram dois dos fundadores do bando West Side Boys e também os mais mortíferos.
Kral Benny, Batı Yakası Çetesi'ni ziyaret etti.
King Benny visitou os West Side Boys.
Batı Yakası'nın çengel atışı ustası Peder Bobby Carillo... cinayeti örtbas etme planımızın anahtar kişisiydi.
O Padre Bobby Carillo, o melhor "encestador" de West Side, era a chave de um plano que exigia de todos os envolvidos a negação de um crime.
John ve Tommy, yeniden Batı Yakası Çetesi'nin başına geçti.
John e Tommy voltaram às ruas, chefiando os West Side Boys.
Louanne'e her zaman üst batı yakasında bir ev tutarız derdim. Çünkü Diane Sawyer'ın orada oturduğunu okumuştum.
Disse à Luanne que teríamos um apartamento em Upper West Side porque li numa revista que a Diane Sawyer morava lá.
Hep böyle olur. Adamın biri çıkar ve üst batı yakası hayali suya düşer.
E depois surge um tipo, e adeus Upper West Side.
"Batı yakasına taşınmak yok" diyen adam olmayacağım.
Não serei eu a fazer-te dizer adeus a Upper West Side.
Batı yakasında bir daireye taşındılar.
Mudaram-se para um apartamento no West Side.
Polis ve kurtarma ekipleri çalışmalara devam ediyorlar. Patlama şehrin doğu tarafında hasara neden oldu.
A polícia e as equipas de emergência médica continuam o seu trabalho no resultado das explosões desta noite no Lower East Side.
Sen söylersen deli olduğunu söylerim ama Sheridan söylerse batı yakasındaki fırına uğrayıp bana çörek almasını söylerim.
No seu caso, eu diria que é maluco, mas se fosse o Sheridan... eu dir-lhe-ia para parar no West Side e para me trazer uns pãezinhos!
West Side güzelmiş. Fazla pahalı değilmiş.
Dizem que a Zona Oeste é simpática.
Carol West Side'da büyüdü.
A Carol cresceu na Zona Oeste.
- Kenny Law. - Basketbol takımındaki mi?
- O basquetebolista de South Side?
Yapılacak olan biyosfer projesi için Batı Yakasının yukarısından Elaine seçildi.
A Elaine foi escolhida para representar o West Side no novo projecto da biosfera.
Doktorum West Side Hastanesinden Prof. Sorbier.
Estou nas mãos do professor Sorbier que dirige o serviço de reumatologia do Hospital Broussais.
Kaza yapmış. West Side'deymiş.
Era a polícia, teve um acidente de viatura, está em Bichat.
West Side Hastanesinin numarası.
Boa noite, por favor, dá-me o número de telefone do hospital Bichat?
West Side Hastanesi.
Hospital Bichat.
Burası Yukarı West Side.
Neste bairro?
West Side'da yaşamış yazarlara da bölüm ayıracağız.
Teremos uma secção só para autores da zona ocidental.
West Side'lı liberal budalalara, sözde entellere...
Esses loucos liberais e pseudo-intelectuais...
West Side'da, gerçek bir örneği yaşıyoruz Fox Kitabevinin altın madeni bir tapınağı tehdit etmekte 20.yüzyılda şu temel soruyu soran tapınağı :
Temos um bom exemplo num bairro onde o bezerro de ouro da Fox ameaça um templo de uma das verdades do século XX :
West Side'ın büyük alış-veriş merkezi olmasını mı istiyorsunuz?
Querem que o bairro seja um imenso centro comercial?
Neden doğu tarafında lüks bir daireye taşınmıyorsun?
Pago a tua mudança para East Side... para um apartamento de luxo.