Single translate Portuguese
295 parallel translation
İki tek kişilik oda alalım... tabii polis için sorun oluşturmuyorsa.
Queremos dois quartos single, se a Polícia não se importar.
Onun parçası altı numarada.
- Eu sei que eu errei... Ela tem um single em 6º nas paradas.
Onun arkasında bir şarkıları var listede artık. Beş numarada.
Eles puseram um single entre os primeiros, número cinco nas paradas.
Dünyanın kulağı bizdeydi çünkü çok fazla satan bir single çıkarmıştık.
Tínhamos a atenção do mundo todo devido a um sucesso que tínhamos acabado de lançar em single.
- Tek kişilik bir oda ne kadar?
Qual é o preço de um quarto single?
Yeni single'ımız İngilizce ve Isabella'nın pratik yapması lazım.
O nosso single é em inglês, e a Isabella precisa treinar.
Onlara "The Doors" deniyor ve şu an Amerika'nın bir numaralı parçası onların.
Chamam-se "The Doors", o single deles está no primeiro lugar nos USA.
- Bu saf bir viski.
Isto aqui é uísque single malt.
Saf olsun, karışım değil.
Single malt, nada de blended.
Ne zaman yeni bir şarkı yapacaksınız, Bayan Turner?
Quando vai fazer outro "single", Sra. Turner?
Öncelikler Asi Radyo'dan Ian'a single'ımızı çalıp....... anlaşma imzalamamızı sağladığı için teşekkür etmek istiyorum.
Primeiro, quero agradecer ao Ian e à Rádio Rebelde por terem tocado o nosso disco e praticamente nos darem o nosso contrato.
Aslında tüylerim diken diken. İlk defa çalınacak olsa bile bahse girerim hit olacak bir single Yalnız Kovboylar'dan.
Francamente, estou arrepiado mas, pela primeira vez, estou disposto a apostar que este vai ser um sucesso dos "Lone Rangers".
Evet, ofisinde bir ton ucuz single parça dolu sandığı var.
Ele tem um monte enorme de discos de música calma merdosa no escritório.
- Tek mi çift yatak mı?
- Single ou duplo?
- Tek.
- Single.
Evet. Tekli Riziko'nun ortasındaydı.
Costumava ser feita durante o Single Jeopardy.
Bir kaç güne kadar, Single Mountain Tennessee'de ki evime gideceğim çünkü. Orada huzurlu bir şekilde günlerimi dolduracağım ve çok mutlu olacağım.
Num par de dias estarei a caminho da minha casa, em Tennessee, onde me sentarei no meu alpendre e acabarei os meus dias em paz e prosperidade.
Son zamanlarda, her yeni single'ı bekliyoruz.
" Temos estado à espera do teu novo single!
CHAM'in yeni single'ı 83. mü oldular?
É o novo single das CHAM, estão a celebrar... Oh, uau! Estão em 83º lugar?
Bu arada, ben bekar bir adamım, bana ilişmiş başka biri yok.
Por acaso, até sou um gajo solteiro ( único = single ), não existem mais gajos como eu.
- Bu ilk single'ımız olacak.
- Deve ser o nosso primeiro single.
Son single'ında arka vokalinde Chablis'in 1968'deki şarkısı "Riff Wit It"'i kullandın.
Sabe que no teu último single, tiraste os coros da canção de 1968 de Chablis : "Riff Wit It".
Single Female Lawyer ( Bekar Bayan Avukat )'ın sezon finali.
Última temporada da Advogada Solteira.
O, 20. yüzyıl televizyon dizisi karakteri, Single Female Lawyer ( Bekar Bayan Avukat ).
Ela era uma personagem de seriado do século 20, Advogada Solteira.
Şuna bakın. 1999 yılında, Single Female Lawyer ( Bekar Bayan Avukat )'ın sezon finali teknik bir arızadan dolayı kesilmiş.
Em 1999, o último episódio de Advogada Solteira foi interrompido por problemas técnicos.
Single zamanında tamamlanmayabilir!
O single pode não estar pronto a tempo! Vai estar.
Sadece üç şarkılı bir CD. Bir single.
É apenas um CD com 3 faixas, um single.
Bir donanma pilotu, Ritchie Valens'i tek hitli sarkıcı olmaktan kurtarırdı.
Um piloto da Marinha teria evitado que Ritchie Valens editasse só um single.
tanrım, bu onun yeni single'ı mı?
Céus! É o novo single dele?
"ben de" diyecek / playback yapacak / veya kendi kendini becerecek. öyleyse... eğer hayatınızın aşkının tanımını arıyorsanız, bu akşam bunun üzerine oynamalısınız, bayanlar baylar, çünkü bu akşam
Portanto, se procuram uma oportunidade de lançar um "single"
Don't knock a multi-platinum single.
- Ganhou vários discos de platina!
Bireysel kürekte birinci olmak için üç sezondur, yıl boyu çalışıyorum.
Há três anos que treino para ser campeão de single sculls.
Şarkı EMI'yi o kadar etkiledi ki, grupla anlaşma imzalayıp şarkıyı single olarak çıkarttılar.
A música deixou a EMI tão impressionada, que a empresa assinou um contrato com a banda e pôs o single à venda.
Pink Floyd gelmiş geçmiş en başarılı single'olan "See Emily Play" i çıkarttığında, Syd'in kötü bir yola girdiği çok açıktı.
Quando os Pink Floyd lançaram "See Emily Play", o seu single mais bem-sucedido até à data, Syd estava claramente em más condições.
Sokaklarda yürüyorum Ayaklarım plastik Syd'in bir sonraki single denemesi olan "Vegetable Man" ( Bitkisel Hayattaki Adam ) EMI için fazla ağır kaçmış olacak, hiçbir zaman piyasaya çıkmadı.
O novo projecto de Syd para o single "Vegetable Man", foi possivelmente muito cru para a EMI, uma vez que o single nunca saiu.
... ve buna single dediler.
Não quero falar mais sobre isto!
Blue Monday, tüm zamanların en çok satan 12 " lik plağı oldu.. ve New Order'a çok para kazandırdı.
Blue Monday tornou-se o single mais vendido de todos os tempos... e deu muito dinheiro para o New Order.
- Biliyorum, ama single bitmedi.
- É que o single não está terminado.
1 4 platin albüm, 26 ilk on single.
14 discos de platina, 26 singles de sucesso.
Ve onu ilk single'mızda kullanmıştık ve bizi dava etmişlerdi.
Usamos isso no nosso primeiro compacto e fomos processados.
Single Malt, buzlu.
Puro malte, Com gelo.
Onlara muhteşem bir albüm verdim ve onlar tek bir şarkı olmadan geri geldiler.
Dou-lhes um disco fantástico e eles dizem-me que lhe falta um "single".
Onlar birlikte değiller.
Falta-lhes um "single".
Amacımız daha çok... Sadece "single" ı bitirmeye çalışıyoruz, ve eminim ki "single" duyduğunda orgazm olacaksın.
E estamos quase a finalizar o teu "single", e vais ter um orgasmo quando o ouvires.
REGAL MOTOR OTEL ODA FİYATLARI
Hotel Regal Motor, Del Rio, Texas Quarto single : $ 24 ; Cama dupla : $ 27
Bugün piyasaya çıkan Belle ve Sebastian single'ı var.
Hoje sai um novo single dos Belle and Sebastian.
Bu single'a sahip olmalıyım ve sen de benim için alacaksın.
Tenho de ter esse single e tens de obtê-lo por mim.
İki albümleri ve iki single'ları var.
Dois álbuns e um single duplo "A".
Tek kişilik olan mı?
É single.
Ama ne olduysa, her ay bir parça çıkartmaya karar verdik.
Mas decidimos que queríamos tirar um single ao mês.
Single malt.
Puro malte.