English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sinsi

Sinsi translate Portuguese

1,153 parallel translation
Aşağılık sinsi herif.
Aquela doninha traidora.
Kadın erkekten daha sinsi.
As mulheres são muito mais sabidas que os homens.
Sizi gözleyen o sinsi şey sıradan bir yaratık değil.
O gatuno que espreitou à sua janela não é uma criatura comum.
Kızı hiç sevmemiştim. Sinsi bir tipti.
Nunca gostei da moça, sempre cheia de segredos.
- Seni sinsi Pete!
- Calminha, tigre...
Çıkarcı, kaypak ve sinsi.
- É vê-las esbracejar.
Sinsi bir tipti.
Era sinistra.
Sinsi, vahşi yaratık.
A criatura escondida e livre.
isviçrelilerin çok sinsi herifler olduklarini söylemeliyim.
Devo dizer que estes suíços são uns filhos da puta sorrateiros.
Seni sinsi.
Sacana.
Sinsi görünümlü 3 uzun boylu adam, 4 kısa ve siyah bıyıklı adam, iki sakallı, üç şişman, 1 tuhaf şapkalı adam...
Três tipos altos, de andar furtivo. Quatro tipos baixos, de bigodes pretos. Dois homens barbudos, três gordos, um tipo com um chapéu esquisito...
Sinsi bir hırsız gibi.
Parece um gatuno.
Lin Chong'u oynuyorsun. Kim bu Lin Chong? Saray muhafızlarının başı, sinsi küçük bir hırsız değil.
Ele é o chefe da guarda do palácio, não algum ladrãozinho sorrateiro.
Politik veya sinsi değilsin.
Eu estou a autorizar o uso de armas nucleares.
Ama o iğrenç, sinsi pislikle! Onu geberteceğim!
Mas com aquele desgraçado, com aquele sacana!
Şuna bak! "Sinsi" filmi!
Que oportuno! O "The Prowler" ( O espia ).
Nişancı, eğitimcisine sinsi bir yılan olduğundan yaklaşabildi, Başçavuşum!
Soldado aproximou-se pois é um sacana esperto, sargento!
Clark, sinsi, yalancı, aşağıIık or * spu çocuğunun teki... kendini nazik göstermeye çalışan!
O Clark é esperto, mentiroso, um sacana que finge ser inofensivo!
Buralarda biraz sinsi sinsi dolanıp aşağıya geri dönebiliriz.
Podíamos... acoitar aqui um bocado e depois íamos para baixo.
Ben genellikle sinsi sinsi dolanmam ama zannediyorum ki gerektiği zamanlarda sinsi sinsi dolanabilirim.
Normalmente, não me acoito, mas acho que me acoitaria, se fosse preciso o açoitamento.
Düzenli olarak sinsi sinsi dolanır mısın?
Acoitas-te com regularidade?
Hayır, normalde kendimi sinsi sinsi dolanan biri olarak görmem ama...
Não. Normalmente não me considero um acoitante, mas...
Neden içeri gelip bir müddet sinsi sinsi dolanmıyorsun? Gerisini sonra düşünürüz.
Então porque é que não entras e te acoitas um bocado e logo se vê?
- Seni sinsi seni!
Malvada!
Yırtıcı bir hayvanın avını sinsi sinsi izlediği gibi.
Vigia-o, como se fosse um predador.
Bu çok sinsi ve aldatıcı bir hastalıktır, dostum.
É uma astuta, e brilhante enfermidade, velho.
Sinsi, aldatıcı bir hastalık.
Astuta e brilhante enfermidade!
Yırtıcılar sinsi olur.
Os Na'ka'leen são traiçoeiros.
Çok zarif, çok sinsi, yine de çok basit.
Tão inspirado, tão tortuoso e, no entanto, tão simples.
Sinsi sinsi sokularak...
Não roube minha...
Elbette geçebilirsin. Ama biraz hile yapman gerekecek. Biraz sinsi, biraz da Fransızların dediği gibi "Bartesk" olman gerekecek.
Claro que há... mas requer ser um pouco mesquinha... um pouco diabólica, um pouco... como dizem os franceses...
Hangi Frengi benden daha sinsi olabilir ki?
Diga-me um ferengi mais desonesto que eu.
"Koşan Tilki" ya da "Sinsi Tilki" olmalıydın.
Deveria ser "Raposa Veloz" ou "Raposa Sorrateira".
Sinsi sinsi ge... Seni!
Nada de roubar...
Öyle sinsi sinsi yaklaşma bana.
Não me apareçam assim!
Bu yapılabilecek en nefret verici, en acımasız sinsi, korkunç şey.
Seria a coisa mais odiosa, cruel, baixa e horrível que se podia fazer.
Yeryüzünü sinsi, aç kurtlar gibi dolaşıp, Yollarına çıkan her şeyi tüketiyorlar.
Eles andam pela terra como lobos famintos, consumindo tudo no seu caminho.
Jane, seni sinsi şey, neden tek bir kelime bile etmedin?
Jane, sua marota, não disseste nada!
Davacı, sinsi yolcusunu yetkililer gelene dek dek kahramanca oyalamak suretiyle vatandaşlık görevini yerine getirdi.
O queixoso cumpriu com o seu serviço civico, detendo heróicamente o seu insidio passageiro Até que as autoridades chegassem ao local.
Sinsi bir şey.
É insidiosa.
Sinsi akıl kontrol güçlerinizle.
Os poderes de controlo da mente.
Olmaz. Zekice hazırlanmış, gerçeğin çarptırıldığı sinsi bir planın parçası olmalı.
Não, tem de ser um plano brilhante, rebuscado e engenhoso.
Etrafta sinsi, sinsi dolaşıp, işimi bitirmeye çalışıyordun.
Tudo isto escondido em volta, lançando coisas.
Simpson, senin her zaman sinsi ve çıkarcı olduğunu düşünürdüm.
Simpson, sempre pensei que fosses manipulador e matreiro.
Seni sinsi şeytan!
Você é bem malandrinho.
Beni yeni bölge vekili seçin ve ben de bu tehlikeli maddeyi ve sokaklarımıza sızan bu sinsi uyuşturucuyu ve o hayvanları...
Elege-me Advogado do estado, e vais ver este elemento perigoso, que trafica esta droga nas nossas ruas, e estes animais...
Bağ köşkümde uyurken, her öğleden sonra uyuduğum gibi. Amcan, o kuşkusuz rahat saatimde, sinsi adımlarla geldi yanıma elinde bir yaman zehir şişesiyle kulaklarımdan cüzamlar akıttı içime.
Dormia eu no pomar, como costumava fazer todas as tardes... e, vendo-me tão seguro, teu tio se esgueirou... trazendo o maldito veneno numa ampola... cujo conteúdo derramou em meu ouvido.
Hadi, seni sinsi mahluk.
Vamos, meu sacaninha.
Seni sinsi seni.
Não confio em ti.
- Ona sinsi olduğumu söylemiştim.
O Goth é tão mau quanto dizem.
- Seni sinsi, adi...
Cuidado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]