Sir roger translate Portuguese
64 parallel translation
Duyduklarıma göre, karın Sir Roger'ı senden daha iyi tanıyabilir, efendim.
A sua esposa conhecia Sir Roger melhor do que o senhor.
Ya da yıldız... muhteşem bir filmde Sir Roger'ın hesabına yıldız olmaya.
Ou ser protagonista de um filme magnífico às custas de Sir Roger?
Gerçekten, Sir Roger, sana kimin masallar anlattığını bilmiyorum, fakat eğer karımın sana olan bağlılığının yanlış anlaşıldığını ima ediyorsanız...
Roger, não sei quem lhe disse essas coisas. Mas se entendeu mal a profunda devoção da minha esposa...
Sir Roger Haversham?
Roger Haversham?
Sir Roger üst katta oturma odasında kitap okuyordu, biliyorsunuz, ve aşağı inmeye başladı.
Sir Roger estava a ler na sala do piso de cima e desceu.
Şey, deyim yerindeyse, bir çok efendilerin aksine, Sir Roger çalışanlarına karşı çok düşünceli idi.
Ao contrário de muitos patrões, ele era atencioso com os criados.
Ve her nedense Sir Roger dün gece bizi erken bıraktı.
E Sir Roger ontem dispensou-nos mais cedo, por volta das 19h00.
Biliyor musunuz, bu çok önemli değil. Fakat, izninizle, birinin Sir Roger'in iyice giyinik olduğunu söylediği kulağıma çalındı. Ve merak ediyordum...
Isto não é muito importante, mas lembro-me que alguém disse que Sir Roger estava vestido.
Aslında Sir Roger gri renkli Harris marka bir İskoç kumaşından takım giyiyor ve mavi kravat takıyordu.
Trazia um fato de tweed cinzento com uma gravata azul.
Sir Roger, deyim yerindeyse, oldukça özel biriydi.
Sir Roger era muito peculiar.
Demem o ki, eğer dün gece Sir Roger'ın okuduğu kitap bu idiyse, korkarım sizi anlamıyorum.
Se é que ele estava a ler este livro. - Não estou a entender.
Tanner. Bay Kolumbo Sir Roger'ın gözlüğünün nerede olduğunu bilmek istiyor.
O Sr. Columbo gostaria de saber onde estão os óculos de Sir Roger.
Aslında, gerçekten okumadığı zamanlar, gözlüğünü göğüs cebinde tutmak Sir Roger'ın adetiydi.
Sir Roger tinha o hábito de pôr os óculos no bolso esquerdo do casaco.
Zavallı Lillian. Sir Roger için çok sevdiği kızı gibiydi.
Coitadinha da Lilly, era como uma filha para Sir Roger.
Bu küçük "parti" bir rüyadır, beyler, Sir Roger'in kendi rüyası, çeşitli vesilelerle bana sır olarak verdiği bir rüya.
Esta festa era um sonho de Sir Roger, que este me confidenciou em várias ocasiões.
Oh, eğer devam etmezsek, Sir Roger mezarında rahat etmez.
Se não actuássemos, Sir Roger daria voltas no túmulo.
Sanırım, sen Sir Roger'a son zamanlarda dünyadaki herkesten daha yakın olmalısın.
A senhora devia ser a pessoa mais próxima de Sir Roger.
Sir Roger çoğunlukla emekliydi, bilirsiniz, son bir kaç haftaya değin, bu dönemde bu masraflı yapımı gerçekleştirmeye bizi ikna etti... hep yapmayı arzuladığı bir şeydi.
Ele estava reformado até há alguns meses, quando nos convenceu a fazer esta produção sumptuosa. Sempre a quisera fazer.
Bu durumda Sir Roger merdivenden düşerek ölmedi. Oh, hayır.
Então, Sir Roger não morreu de uma queda?
Geçen gün, terasta, onu Sir Roger'a gösteriyordum... Irving'in kendi Macbeth kopyasını.
Eu mostrei a Sir Roger uma cópia de "MacBeth" de Sir Irving.
Sir Roger'un, ha?
- Era de Sir Roger?
Her yere baktım, Sir Roger'in kasasına bile.
Não está aqui. Procurei em todo lado, até no cofre de Sir Roger.
Farzedin ki, Sir Roger'ın işittiği oydu. Araştırmak için aşağıya indi...
Sir Roger terá ouvido o barulho, desceu para ver o que era...
Yani, ah, eğer yaşlı, ah, Sir Roger onu iş başında yakalasaydı, o zaman...
Se Sir Roger o apanhou em flagrante...
Sir Roger'ı öldürdü ve sonra kaza süsü vermek için cesedin yerini değiştirdi ise... Etrafta bu kadar güzel şey varken, niçin sadece bir tek kitabı alsın, öyle değil mi?
Se ele o tivesse matado e depois deslocado para parecer um acidente, com tantas coisas lindas na casa, porque roubaria só um livro?
Ah. Roger'ın dün gece arabayla başka bir yere gitmiş olabileceğini düşünüyorsun.
Acha que Sir Roger foi a algum lado ontem à noite?
Bu nedenle meraklandım. Ah, şey, her neyse, elbette, duyduklarıma göre, ah, karınız muhtemelen Sir Roger'ı senden daha iyi tanıyor, efendim.
Pelo que sei, a sua esposa conhecia Sir Roger melhor do que o senhor.
Sadece düşünmekteydim... Seninle Sir Roger yakın olduğuna göre, belki sana özel olarak şans dilemek için veya buna benzer bir amaçla buraya gelmiş olabilir.
Já que era tão íntima de Sir Roger, ele pode ter vindo desejar-lhe sorte.
Komiser, Sir Roger Haversham'ı son görüşüm... dünden önceki gündü.
Tenente, a última vez que vi Sir Roger Haversham foi anteontem.
Sir Roger'la karım hakkında, sanırım aptalca bir dedikodu duymuşsunuzdur.
Quer saber pormenores sobre Sir Roger e a minha esposa.
Telefon falan etti mi? Eğer kastettiğiniz Sir Roger Havesham ise, yirmi yıldır ona çalışıyorum... bir kez olsun onu son prova günü görmedim.
Caso esteja a referir-se a Sir Roger Haversham, eu sou um seu leal empregado há 20 anos e jamais o vi no teatro no dia do ensaio geral.
Demem o ki, Sir Roger bir şekilde tiyatroya gelmiş olamaz mı?
- Sir Roger não poderia ter vindo...
Şunu söylemeliyim ki, merhum efendimin dahil edilmesinin oldukça onur verici olduğunu düşündüm.
Eu achei uma grande honra incluírem o falecido Sir Roger.
Merdivendeki o küçük sahneyi kim düzenlediyse... evi ve de Sir Roger'ın alışkanlıklarını çok iyi bilen biri olmalı.
Quem encenou a queda das escadas, devia conhecer bem a casa e os hábitos de Sir Roger.
Beyler, em, görüyorsunuz, Sir Roger'ın yerleştirileceği yer burası.
Cavalheiros, é aqui que ficará Sir Roger.
Ah, bu tarafa gelin, çünkü sanırım Sir Roger'ın eşyaları şu sepetlerden birinin içinde.
Acho que as coisas de Sir Roger estão num destes cestos.
Sir Roger'ın giysilerini almalarına izin vermenin bir zararı olduğunu sanmıyorum, Bay Durk.
Achei que não fazia mal trazerem a roupa de Sir Roger.
Yani, eğer sahne kapıcısının şemsiyesi bir şekilde Sir Roger'ınkiyle karıştı ise...
Se confundiram o chapéu do faz-tudo com o de Sir Roger...
Elbette. Elbette. Sir Roger'ın dün gece tam olarak nereye gittiğini bilebiliriz.
Sim, saberíamos onde Sir Roger esteve ontem à noite.
O Sir Roger'a ait.
- É o chapéu de Sir Roger.
Geçen gün kocamın Covent Garden'a bilet aldığını ve ondan Sir Roger'a bahsettiğini fark eden kişi sen miydin, Tanner?
- Tanner, por acaso não foi você que viu o meu marido a comprar bilhetes em Covent Garden e foi dizer a Sir Roger?
Biliyor musunuz, Sir Roger, senin ona olan aşıkça ilgin dolayısıyla güvensizlik işaretleri göstermeğe başlıyordu.
Sir Roger já começara a mostrar sinais de desconfiança em relação ao seu ávido interesse.
Baş müfettiş Durk... Gerçekten o Sir Roger'u Bay Tanner'in öldürdüğüne, telaşlanıp daha sonra da kendini öldürdüğüne inanıyor mu?
O Superintendente Durk acredita que o Tanner matou Sir Roger e depois se suicidou?
Yani, kahyanın, Irving de dahil olmak üzere Sir Roger'ın kitaplarını sakladığı oldukça küçük bir gizli yeri vardı.
O Sr. Tanner tinha alguns dos melhores livros de Sir Roger incluindo o tal do Irving.
Ve bizim tek ihtiyacımız küçük bir ipucuydu. Sir Roger'ın o gece nerede olduğu gibi.
- Bastava uma pequena prova, como saber onde Sir Roger esteve nessa noite.
Bu size aptalca görünecek, fakat Sir Roger... O bir başka yerde öldürüldü, ve cesedi daha sonra taşındı.
Isto vai parecer ridículo, mas Sir Roger foi morto noutro lugar e depois deslocaram o corpo.
Bu nedenle düşünmeğe başladım... eğer Sir Roger şemsiyesiyle böyle bir şey yaptıysa, ve ona bir şey düştüyse.. o gece,
Pus-me a pensar. Se Sir Roger fez isso com o chapéu dele e nessa noite alguma coisa tivesse caído lá para dentro...
Şey, bir olasılık var... oldukça güçlü bir olasılık eğer kavga Sir Roger'la olduysa...
É possível, bastante possível, se a luta foi com Sir Roger...
Ve Sir Roger... O benim hatamdı.
- A culpa foi minha.
Sir Joseph Banks, Amiral Lord Hood ve Roger Byam'ı yargılayan divan-ı harp mahkemesi yargıcının ricaları üzerine...
Em resposta ao fervoroso apelo de Sir Joseph Banks e de Lorde Hood, Almirante do Mar e Presidente do Tribunal Militar que julgou Roger Byam...
Sir Roger...
- Sir Roger...