Skydiving translate Portuguese
38 parallel translation
Merak ettiğim şey skydiving yaparken neden kask takıyorlar ki?
O que eu estranho no sky diving é porque se preocupam com os capacetes.
- Ya skydiving yaparken?
- Que tal num salto em queda livre?
Tamam o zaman ona balıklama atlamanın sakıncasını öğretelim.
Ok, então aprendemos uma coisa. Não há skydiving para o Eric.
Ya bir uçaktan itildi ya iniş takımına saklanmıştı ya da paraşütle atlayayım derken uçtu. Hiçbiri olamaz.
Ou foi empurrado de um avião, ou viajava no trêm de aterragem, ou teve um acidente de skydiving.
- Skydiving kazası.
- O que aconteceu? - Acidente de pára-quedas.
Paraşüt sporu.
Fazer skydiving.
Havada gösteri :
Skydiving :
Richard şu boktan paraşütlü haber hakkında konuşmak istiyor.
E o Richard quer discutir aquela peça má sobre skydiving.
Bak, paraşütle atlarım demedim ve yükseklikten çok korkarım,
Nunca disse que sabia fazer skydiving e tenho medo de alturas
Ya skydiving yapıyorsam ve içimden diyorum ki :
Se eu andar a fazer queda livre e disser :
- Haydi şu paraşütle atlamayı yapalım.
Vamos ficar pelo skydiving.
Sen en iyisi çocuklarının yanına dön. Ben de geç kaldığım gökyüzü masajıma gideyim.
Tem de voltar para os seus filhos e eu tenho uma massagem skydiving.
Hayır, skydiving. ( gökyüzü dalışı )
Não. "Skydiving".
Skydiving.
"skydiving".
Bu son'skydiving'sahnesi, Trey.
É o último salto, Tray
Gazete onun rüzgar paraşütünde öldüğünü söylüyor.
Mas aqui no jornal, diz que ele morreu num acidente de SkyDiving.
O rüzgar paraşütünde ne yapayordu?
Porque é que ele estava a fazer SkyDiving.
Şimdi tüm bu kanser bokunu değiştireceğim bu gün cenaze töreninde paraşut arızası ile birlikte.
Tenho que trocar, cancro para SkyDiving, para o funeral, hoje.
Rüzgar paraşütü kazası?
- Um acidente de Skydiving?
Şanssız mola, tuhaf rüzgar paraşütünde ölen kanserli genç.
Já viste : "Rapaz com Cancro Morre em Acidente de SkyDiving".
Baba! Bunlar hava dalışı takımıymış!
Pai, é uma equipa de skydiving!
Skydiving.
Pára-quedismo.
Skydiving de tehlikeli.
Pára-quedismo é perigoso.
Hava dalışı yaparken ilk başarısız girişimde olabilir.
Pode ser o primeiro fracasso do skydiving.
-... ya da B. Skydiving yaparız.
B... - pára-quedismo.
- Ben de hep skydiving denemek istemişimdir.
Sim, eu sempre quis tentar pára-quedismo! A sério?
Peter, bu skydiving işine son vermelisin.
Peter, esta coisa do pára-quedismo tem que parar.
Kusura bakma Lois ama skydiving benim karakterimde var artık.
Lamento, Lois, mas o pára-quedismo é quem eu sou agora.
Peter, iyi olmana sevindim ama umarım bu, skydiving kariyerinin sonu olmuştur.
Bem, Peter, fico contente por estares bem, mas espero que isto seja o fim da tua carreira de pára-quedista.
O zaman kuzen Cecil'ın paraşütle atlama kursuna gidip sor!
Então, vai visitar o primo Cecil na sua escola de skydiving e pergunta-lhe!
Kayak, sörf, skydiving.
Esqui, surf, queda-livre.
Uçlarda yaşamaya gidiyorum, paraşütsüz atlayacağım ya da Marshalls'a iç çamaşırıyla girmeye çalışacağım.
Vou fazer alguma coisa radical como skydiving, ou experimentar roupa interior no Marshall's.
Büyük hayvan avı, hava dalışı, anlaşılan tehlikeli bir yaşam zevkin var.
Caça grossa, "skydiving"... Parece que aprecia viver perigosamente.
Bu arada... bana katılmak istersen paraşüt derslerim duruyor.
A propósito... Ainda tenho aquelas lições de simulação de skydiving se me quiser fazer companhia.
Dedi ki, "Lütfen Jeff'e paraşüt kursu için mesaj atmamasını söyle."
Disse, "Por favor diga ao Jeff para não me mandar mais mensagens sobre skydiving."
Çünkü paraşüt yerinde Tim'le konuştuk!
Porque falámos sobre isso no sítio do skydiving.
Ama paraşüt olayı...
Mas o skydiving...
- Skydiving ha?
- Pára-quedismo?