Slick translate Portuguese
151 parallel translation
Ama bana Yakışıklı derler.
-... chamam-me Slick
Slick Rick!
Slick Rick!
Nasıl oluyor da... Slick gibi mükemmel bir pilotun orada bir resmi bulunmuyor?
Como é que um ás... como o Slick, não tem lá a sua?
Demin Slick'le ses duvarı hakkında konuşuyorduk.
Estávamos a falar ao Slick sobre a barreira do som.
Buraya gel uyanık.
Anda cá, Slick.
Calvin Sandhope, annem bana Slick der.
Calvin Sandhope, mas a minha mãe chamava-me Slick.
Merhaba bay Slick.
Viva, Mr. Slick.
Slick'e rağmen mi?
Depois do Slick ter vindo buscá-lo?
Slick gelmedi.
O Slick não veio.
Aynı Saigon'daki gibi, değil mi Slick?
Parece Saigão, não é, Slick?
Bu bir tatbikat değil. Yüzümü kara çıkarma.
Isto não é para amadores, Slick.
Slick, sen misin?
És tu Slick?
burada bir sorunumuz var, Slick.
Sabes o que aconteceu? Temos um problema.
- Selam.
- Oi, Slick, tudo bem?
Bu Cadillac tanrısı mı? Çok uzun sürmesin, Slick.
Tem dinheiro cara? Se ele tem dinheiro? O papa é um cadilac, Slick.
- S.Moeller, gazeteci.
- Slick Moeller, "Jornal de Memphis".
" Selamlar, Ben Slick Slomopavitz, Maceraperest.
Saudações, eu sou Slick Slomopavitz, caçador de aventuras.
Ben Slick Slomopavitz, Maceraperest!
Sou Slick Slomopavitz, caçador de aventuras.
Artık işler değişti Slick.
As coisas trocaram. Sabe?
- İyi gözükmüyor Slick.
- Não tinha bom aspecto. - Não.
Açıkça söyle Slick.
nos diga a verdade sem rodeios.
Bu "Slick Willie" de sürekli düzgün konuşuyor.
Este Willie Manhoso... Sempre com falinhas mansas.
İşte geldi.
Toma, Slick.
Ben bitirimler sultanıyım canım.
Eu sou o "Sultan of Slick", Sadie.
Slick Will.
Slick Will.
Bak, Slick Will neredeyse benim kadar iyi bir tamirci.
Slick Will és quase tão bom mecânico como eu.
Slick Will'in oğlu.
É o filho do Slick Will.
Bak, Anita... Slick'in öldüğü gece, millet koşuşturuyor, çığlıklar atıyordu ve... Tanrıya yemin ederim...
Olha, Anita Na noite que o Slick Will morreu todos estavam a correr e a gritar mas eu juro-te que ele nem pestanejou quando viu a mota aproximar-se.
Şimdi Ufaklık, biliyorsun ki... Slick Will beni ikna edince, yarışacağım dedim ve yarıştım.
Só quero que saibas "KID" Enquanto o Slick Will trabalhava com a minha mota, se dizia para eu correr eu corria.
Hey sersem, defteri imzalamayı unuttun.
Ei, Slick, esqueceste-te de picar.
Büyük üçkağıt Ambrose?
A fingir o Big Slick, Ambrose?
Bence Slick Willy oldukça iyiydi.
- Eu achei que eles foram muito bem.
Byron Middlebrook. Kendine B Slick diyor.
Ele chama-se a si mesmo "B. Slick."
B Slick'in adresini ve senin silahını istiyorum.
Eu preciso do endereço do B. Slick e da tua arma.
Byron Middlebrook, namı diğer B Slick kendi avukatlığını yapacak.
Byron Middlebrook, a. k.a. "B. Slick," vai ir em propria persona.
Benim tek bildiğim Slick denen o serserinin evime ateş açtığı.
Calma aí meu, tudo o que sei é que vi aquele punk a deitar a minha casa a baixo.
Slick evime ateş açtığı hâlde sokaklarda geziyor.
Isto não está certo meu. Então, estás-me a dizer que o Slick disparou contra a minha casa e está na rua.
Ama yalan söylediğini ortaya çıkarırsam B Slick dertlerinin en hafifi olacak.
Mas se eu descobrir que me estás a mentir, B. Slick vai o teu menor problema.
Tutuklusun Slick.
Você está preso.
Slick, çok teşekkür ederiz.
Obrigadinha, Slick.
- Slick.
- Slick.
- Ama Slick şekil değiştirici.
- Mas o Slick é o metamorfoseador.
Hiç hapse girmedin, değil mi, kurnaz çocuk?
Nunca esteve preso, pois não, Slick?
- Slick inandığım tek insan.
Neste momento, o Slick é o único em quem acredito.
Slick işbirliğine hazır.
- O Slick está disposto a colaborar.
- Böylece sen, Slick'le beraber batacaksın, değil mi?
- Vais sob disfarce com o Slick?
Slick, annenin rahatsız olduğunu söylüyor.
O Slick disse que a sua mãe está doente.
Gres yağı banyosu yapayım ki öyle! Kesinlikle Hudson Hornet!
Mergulhem-me em massa lubrificante e chamem-me Slick!
Selam, Slick.
Olá, moço.
Hala hayatta mısın? Çok kötü görünüyorsun Slick. Zorlu bir gece mi geçirdin?
Ainda estás vivo?
- Görüşürüz Slick.
Suaviza a coisa.