English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Social

Social translate Portuguese

5,427 parallel translation
Bugünkü konuklarım Vancouver Polis Departmanı'nından Müfettiş Dillon ve ayrıca eski Liber8 üyesi şimdinin sosyal girişim aktivisti Julian Randal.
Os meus convidados hoje, são o Inspector Dillon do Dept. de Polícia de Vancouver e também comigo o ex-membro da Liber8 que se tornou activista social, Julian Randol.
Bunu bir anti sosyal medya olarak düşün.
Pensa nele como... um meio mediático anti-social.
Basında çok sert şeyler yazılmış. Hayır, iyiyim.
A comunicação social anda a dizer coisas bem duras.
O halde belki daha üst bir sosyal düzeyde arıyordur.
- Talvez seja algo mais social.
Sosyal bir arama olduğunu, geçen hafta senin davetinle bir bira için buluştuğunuzu iddia ediyor.
Ele diz que foi uma chamada social, que esteve contigo a beber uma cerveja, na semana passada, a pedido teu.
Ama ben o sosyal tiplerden değilim.
Mas não sou muito do tipo social.
Sonra cinsel yönden canavarlaşanlar için oyun alanına döndürdüler.
Era uma media social, e mudaram para se tornar um parquezinho, para os tarados sexuais.
Kazandığım şey Binbaşı John Andre'nin evinde sosyal bir toplantıya davet.
O que eu ganhei foi um convite para um evento social em casa do Major John Andre.
Hollywood ofisindeki tüm şartlı tahliye memurlarının isimleri ve sosyal güvenlik numaraları lazım.
Quero o nome de todos os agentes de condicional em Hollywood e os números de segurança social deles.
Bir sosyal hizmet görevlisi ile çıkıyordum. Alison Brander.
Eu andava com uma assistente social, a Alison Brander.
Sosyal hiyerarşimiz kafanı takacağın son şey.
A nossa hierarquia social é a menor das suas preocupações.
- Evet. telefon kayıtlarına göre Logan'a Bronx'taki bir kulüpten bir düzine arama yapılmış.
Segundo o registo telefónico, o Logan recebeu 12 chamadas de um clube social em Bronx.
Yarın Sosyal Güvenlik Kurumu'na gideceğim.
Amanhã, eu vou à segurança social...
MyClone hiper kişileştirilmiş bir arama motoru ve sosyal medya merkezli veri toplayıcısıdır. ... böylece kişinin kendisini yeniden var eder.
O MyClone é um motor de buscar super-personalizado e um aglutinador social e média que recolhe dados, para recriar a própria pessoa.
Evet, bir şeyler ayyuka çıkmak üzere ve bu da benim sosyal duruşumu ilelebet değiştirecek.
Bem, há uma coisa a ser revelada e isso vai mudar a minha posição social para sempre.
Yaralı yüz gibi toplum dışına itildi.
Ele é uma pária social como o Scarface.
Sanırım sosyal ağınıza bakmamız lazım.
Acho que precisamos de avaliar a sua vulnerabilidade social.
Anti-sosyal birisi. Spor salonuna gitmiyor.
Ele é anti-social, não gosta do ginásio.
Biz sosyal bir olayda konuşma yaparken rastladık.
Nós... ouvimo-lo recentemente num evento social.
Selam. Gördüğüm kadarıyla sosyal hayatı olmayan bir tek ben değilmişim.
Vejo que não sou o único sem vida social, por aqui.
- Hayır. Ama genç bir muhabir olarak "Daily News" için gece yaşamını izlerken ününüz elbette ziyafet malzemesiydi.
Mas tirei bom proveito da sua reputação quando era jovem e escrevia a crónica social para o "Daily News".
- Sosyal Hizmetler'den değilsin, öyle mi?
Então, você não é uma assistente social?
d Blue Bloods 5x01 d Partners Original Air Date on September 26, 2014 The warm hospitality of the press maintains in inverse proportion to the time you keep them waiting.
BLUE BLOODS [ S05E01 - "Partners" ] A hospitalidade calorosa da comunicação social é inversamente proporcional ao tempo que os deixas à espera. Sem arrogância, Sr. Presidente da Câmara.
Ben teğmenimle olay hakkında konuşmuyorum, ve sen de onu basınla görüştürmüyorsun, değil mi?
Não falo ao meu Tenente sobre o incidente, e você não atira as culpas para cima dele em frente da comunicação social, certo?
ama kaçırdığım şey bütün her şeyi perspektife koyuyorsun polisleri alaşağı etmek için bütün fırsatları değerlendiren medya için!
Mas, falta colocar tudo em perspectiva para os abutres da comunicação social lá fora que procuram uma oportunidade para eliminar polícias!
Siz de Sosyal Hizmetleri mi aradınız?
Então, ligou para a Segurança Social?
Ama sosyal hizmetlinin buraya gelmesi biraz zaman aldı.
Mas, demorou algum tempo até a assistente social chegar.
Ama sosyal hizmetleri aramıştın... Yani...
Mas, já tinha ligado para a Segurança Social.
Sosyal hizmetli gelene dek onu oyalamam gerekiyordu.
Devia tê-la empatado até a assistente social chegar.
O çıkar çıkmaz Sosyal Hizmetleri aradım.
Liguei à Segurança Social assim que ela saiu.
Bu yüzden, sosyal hizmetli geldiğinde, yalan söyledin ve annenin geri geldiğini anlattın.
Então, quando a assistente social chegou mentiu e disse-lhe que a mãe tinha voltado.
Sağlık sigortası var diye annemizle bile problem yaşıyor.
Ele até tem um problema com o facto da nossa mãe receber da segurança social.
Peki ya şu sosyal hizmet görevlisi ne alemde?
E aquele gelado com a assistente social?
Kötü ahlak gösterenleri listeden çıkart. - Bulunamadı.
- Eu sei, limita àqueles em que há relatos de comportamento anti-social.
Belki de sosyal olmak istemiyorum.
Talvez eu não queira ser social.
Bu bilgiyi basına vermedik.
Não fornecemos essa informação à comuniação social.
Sen eğlence muhabirisin, Tanrı aşkına.
- És uma repórter social, por amor de Deus!
Bu nörodejeneratif bir durum, ve tabi ki bu onun sosyal refleks yitimini açıklar.
É uma doença neurodegenerativa. Explica a desinibição social.
Hadley'nin ismini, sosyal güvenlik numarasını,.. ... bulabildiğim her şeyi araştırdım.
Fiz uma busca pelo nome dele, número de segurança social, registos médicos, tudo a que pude aceder.
Bunun kötü olduğunu düşünüyorsan, basın yakana yapışana kadar bekle.
Se acha que isso é mau... espere até a comunicação social chegar até si.
Ben insanları sorguya çekerek geçimimi sağlıyorum, yani basının üzerime attığı herhangi bir şeyle başa çıkabilirim.
Eu sou alguém que interroga pessoas... então, penso que conseguirei lidar com qualquer coisa que a comunicação social... - "atire" na minha direcção.
Bunu uzun uzun basına anlatmayacağım ve çok gizli kurabiye tariflerim varmış gibi rol de yapmayacağım, ve sanırım kariyerim sebebiyle senin birçok etkinliğini kaçıracağım.
Não vou tentar escondê-lo da comunicação social. Não vou fingir que tenho um segredo qualquer... e, provavelmente, vou falhar muitos mais dos teus eventos por causa da minha carreira.
Sosyal hizmet istemedim bana bir geçici gerçekleşti.
Não queria que o serviço social levasse-me a um lugar temporário.
Sosyal bileşenlerden biri de o ama.
Mas é a componente social.
Bilemiyorum, normalde sadece sosyal güvenliği ararım ama parmaklarım buna varmıyor.
Eu chamava uma assistente social, mas não devo pôr o meu dedo nisso.
Çocuk servisini kim aradı?
Quem chamou o Serviço Social?
Çocuk servisi adına iyi oldu.
Bom, porque o Serviço Social também está.
Şimdi bana inandın mı?
- Acredita agora? - O Serviço Social vem aí.
Basınla nasıl başa çıkacaksın? Ofisim bir basın konferansı düzenler.
Como é que quer lidar com a comunicação social?
O ona katil denmesini haketmiyor.
Não merecia que a comunicação social lhe chamasse assassino.
Liverpool'da devletin yoksullara sağladığı bir sosyal konutta büyümüş,
Criado numa habitação social, em Liverpool.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]