Sokağa çıkma yasağı translate Portuguese
533 parallel translation
Evet. Casablanca'da sokağa çıkma yasağı var.
Pois faz, e temos hora de recolher em Casablanca.
Malûm, sokağa çıkma yasağı.
Toque de recolher.
Yabancılar için sokağa çıkma yasağını unuttun mu? - Doğru.
Não se lembra do toque de recolher?
Benim karşılamam iyi olmaz çünkü... Naziler peşimde, fişlenmişim, ve sokağa çıkma yasağı 5'te başlıyor.
Eu não posso ir... estou marcado e o toque de recolher agora é às 17hs.
Sokağa çıkma yasağı 5'te başlıyor.
Quer deixar recado?
Sokağa çıkma yasağı 20 dakika sonra başlıyor.
- Também as parteiras. - O quê?
- 8 : 30. Sokağa çıkma yasağı bitmeden önce, onları konuşturmak zorundayız.
Não somos heróis, mas jamais saberão alguma coisa de nós.
- Sokağa çıkma yasağı yok. Polis yok.
- Não há recolher, nem patrulha.
Karartma kurallarına ve sokağa çıkma yasağına uyulması mecburidir.
Extinção de luzes e recolher obrigatório serão rigorosamente cumpridos.
" Sokağa çıkma yasağının başladığı...
O toque de recolha será às 18 :
Bütün Yahudiler için dokuzdan sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Um toque de recolher foi imposto aos judeus. Aguardem novas...
Yahudiler için yediden sonra sokağa çıkma yasağı kondu.
Um toque de recolher foi instaurado para os judeus.
Sokağa çıkma yasağı millet
Horas de recolher, cavalheiros... e damas.
Sokağa çıkma yasağından önce onu görmeliyim. Yarına Ulusal Komisyon toplantısı yapalım.
Marcamos uma reunião do Comité Nacional para amanhã.
Ama sokağa çıkma yasağı birkaç dakika içinde başlayacak.
Mas o toque de recolher começará dentro de poucos minutos. Permita-me.
Sokağa çıkma yasağı üç dakika içinde başlayacak.
O toque de recolher começa daqui a pouco.
Sokağa çıkma yasağına az kaldı.
monsieur.
Sokağa çıkma yasağı başlayacak ve geçiş iznin yok.
É quase o recolher obrigatório, e não tens passe.
Sokağa çıkma yasağı var.
Passa do recolher obrigatório.
Eğer işbirliğine yanaşmayacaksanız sokağa çıkma yasağı uygulayacağız.
Se não tivermos a vossa cooperação, teremos que declarar lei marcial...
Yağmacılar, Konfederasyon sempatizanları, sokağa çıkma yasağı ihlal kişiler... Veya yasadışı silah taşıyan ya da başka herhangi insanlar Birliği düşman inanılan Yakalama üzerine, idam edilecek, Memur komuta Bnb. Charles Ballard, Amerika Birleşik Devletleri Ordusu emriyle.
Os saqueadores, os que transgridam o toque de silêncio, os simpatizantes da confederação, e todos aqueles que estejam em posse ilícita de armas, assim como qualquer outro tipo de delinquentes, serão julgados sumáriamente, e enforcados.
Sokağa çıkma yasağı başladı.
É o recolher.
Bölgede sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.
Um recolher obrigatório está a ser imposto na zona.
Clarence şehrinde.. 18 : 00 ile 6 : 00 saatleri arasında... sokağa çıkma yasağı vardır.
Comunicamos aos visitantes de Zangaro... que há recolher obrigatório na cidade de Clarence, entre as 18 horas e as 6 horas.
Sokağa çıkma yasağına 30 dakika kaldı.
Faltam 30 minutos para o toque de recolher.
Birkaç fotoğraf çekeceğim. Sokağa çıkma yasağı başlıyor, kimse sokakta kalmayacak.
Está quase na hora do toque de recolher.
Sokağa çıkma yasağı. Haydi içeri girmeliyiz.
É o toque de recolher.
Bildin. 24 saat sokağa çıkma yasağı her şeyi durdurdu.
Exacto. Fecharam tudo devido ao toque de recolher.
O saatte sokağa çıkma yasağı başlamıştı ve Tower kalmamız için ısrar etti ve başka seçeneğimiz yoktu.
Nessa altura estávamos no toque de recolher e Tower insistiu que ficássemos... e não havia nada que pudéssemos fazer.
Yürüyüşe çıkamazsın. Sokağa çıkma yasağı var.
Não pode sair, estamos no toque de recolher.
Dışarı çıkmayın. Sokağa çıkma yasağı var!
Não podem sair, estamos no toque de recolher.
Sokağa çıkma yasağı var!
Estamos no toque de recolher.
Sokağa çıkma yasağı.
Hora de recolher.
Sokağa çıkma yasağı başlamıştır.
A hora de recolher está efectiva.
- Sokağa çıkma yasağı zamanı. - İyi geceler.
- Toque de recolher.
Sokağa çıkma yasağı zamanı.
Toque de recolher!
Bayanlar ve baylar. Bayanlar ve baylar, bu akşam Cakarta'ya dönecek olanlar için... sokağa çıkma yasağı saatinin yaklaştığını hatırlatırım.
Senhoras e senhores, devo lembrar àqueles que voltarão de carro... que a hora de recolher se aproxima.
Genellikle sokağa çıkma yasağı var.
Normalmente têm hora para ir para casa.
Ayrıca sokağa çıkma yasağından sonra eve erkek almak yasak.
E nada de rapazes no andar de cima depois do recolher.
Kendi evimde dahi uygulayamadığım sokağa çıkma yasağını cemaatimin gençlerine uygulamak çok zor.
É difícil impor um toque de recolher aos jovens da minha congregação... que não consigo impor em minha própria casa.
- Sokağa çıkma yasağı yüzünden durduruldum. - Sokağa çıkma yasağı mı?
Detiveram-me por causa do recolher.
Sokağa çıkma yasağı var.
E lembrem-se da proibição de saída.
Sokağa çıkma yasağını dikkate alın. Kasabayı terk etmeyin.
Por favor, respeitem a proibição de saída e fiquem na cidade!
Sokağa çıkma yasağından haberiniz yok mu?
Não ouviu falar do toque de recolher?
Gündüz geçiş belgeli bütün birleşik bölge çalışanlarına sokağa çıkma yasağının gece yarısı başladığını hatırlatırız.
Todos os trabalhadores da zona interna com passes diários... relembrando que o recolhimento obrigatório inicia-se à meia-noite.
Sokağa çıkma yasağı var. Kıçını yakalayacağım, hafta sonu hapiste olacak.
- Se apanhar vocês, vão para a cadeia.
Polis ve askeri birimler, gündoğumundan batımına dek sokağa çıkma yasağı uyguluyorlar.
A polícia e os militares impuseram o recolher obrigatório.
- Sokağa çıkma yasağı.
- O recolher.
Çavuş, sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği için bu Yunan'ı götürüyorum.
Como queira. - Sargento. - Sim?
Sokağa çıkma yasağı var, bilmiyor musun?
Ei, para! Não sabe que há toque de silêncio?
Sokağa çıkma yasağı!
O toque de recolher!