Staten island translate Portuguese
277 parallel translation
Staten Island'daki Arnavut restaurantı.
O albanês em Staten Island.
Dün geceki şeyleri, Staten Island'a gidişimiz, değişik yemekler, apartmana taşınman.
Durante toda a noite passada, a viagem para Staten Island, a comida exótica e ser levada para o meu apartamento.
- Staten Island'ı sevmiyor musun?
Não gostas de Staten Island?
Ve Staten lsland'dan... Victor Strachi'de bizimle birlikte.
E de Staten Island temos conosco Victor Strachi.
Bana bak, ben Brooklyn Konservatuarında ve üç yıl da Staten Island Konservatuarı müzik bölümünde okudum!
Estudei no Conservatório de Brooklyn e no de Staten Island durante três anos.
Beğenmediysen git Staten Island'da film izle!
Se não gostas vai ver o filme em Staten Island!
Sen Staten Adasında mısın?
Estás em Staten Island?
Biz Staten Island Feribotundayız.
Estamos no Staten Island Ferry.
- Chicago üzerinde mi?
- Em Chicago? - Estou a ver Manhattan, o Bronx e Staten Island... Onde estamos?
Bronx ve Staten adası da.
E com o Bronx e a Staten Island, também.
Ben hayatımda bir tekneye bile binmedim.
Uma vez andei no Ferry de Staten Island com os meus pais...
Queens'te, Staten Island'da, Brooklyn'nin Yahudi ve İtalyan kesiminde, Nassau ve Suffolk ilçelerinde güçlüsün.
Tu tens força em Queens e Statten Island, nas áreas judias e italianas de Brooklyn.
Kızlarıyla birlikte Staten Adası'ndaymış.
Está com as filhas em Staten Island.
Onu bir akıl hastanesine gönderdiler.
Puseram-no num manicómio em Staten Island.
- Staten Adası.
- Staten Island.
Bay Ridge, Staten Island'a yakin degil mi?
Então, Bay Ridge. Isso é próximo de Staten Island, certo?
Evet, eğer Staten Island feribotundan düşmeseydi... Irving ve ben 50 yıldır evli olacaktık.
Se ele não tivesse caído no Staten Island Ferry, o Irving e eu tínhamos agora 50 anos de casados.
Kız kardeşin bana dedi ki, sen onu bu sabah aramışsın ve ona babanın onu State Island'daki huzurevinde görmek istediğini söylemişsin. Sanki acilmiş gibi, öyle değil mi?
A tua irmã disse-me que lhe telefonaste hoje de manhã e disseste-lhe que o teu pai queria vê-la no centro de reabilitação em Staten Island tipo emergência, certo?
Ethel, Staten lsland'dan. "
Ethel de Staten Island. "
İnanın, Staten lsland'da araştırdığım şey Watergate skandalından farksız. Şu bölge komisyonu meselesi.
E eu ando em cima desse assunto de Staten Island que é outro Watergate... com a coisa da comissão de zoneamento.
Bu beni Staten Island'a ulaştırır mı?
Isto leva-me até Staten Island?
Staten Adası güzel olurdu.
Staten Island era porreiro..
Brooklyn'i satın alabilirsin. - Hatta Staten lsland'ı bile.
Talvez até pudesses comprar também Staten Island.
Staten Island'a gidiyorum, o yüzden bir kaç dakika gecikebilirim.
La para Staten Island, por isso devo chegar um pouco tarde. Tudo bem? Duane!
- Skaten Island'da bir teknede.
- Ele está num barco em Staten Island. - Eu vou-te buscar.
- Staten Adası?
- A Staten Island?
Neyim ben, doymak bilmeyen, sigara tiryakisi Staten Adasından bir stenograf mı?
Que sou eu? Uma estenógrafa com bulimia e fumadora de Staten Island?
Yani, Adalı falan biri mi?
Ela é de Staten Island?
Staten Adası Feribot iskelesinde eski bir tekne dolum istasyonu var.
Há uma estação de reabastecimento no cais de embarque para Staten Island.
Eski Staten Adası Feribot iskelesinden bize ışıkla sinyal veren biri var.
Vejo alguém com uma luz a fazer-nos sinal do velho cais de embarque para Staten Island.
Staten Adası manzarasını.
A chegada a Staten Island.
Daha önce Staten Adası'na gelmemiştim.
Nunca estive em Staten Island.
Ross, "Staten Adası" gerçek bir ada mı?
Ei, Ross, a Staten Island é mesmo uma ilha?
Doğrayıp, Staten Island'a at.
Leva-o para Staten Island. Eu esquartejo-o.
Logan'ın Staten Island'ı sevmeyi öğrendiğini duydum.
Soube que o Logan está a aprender a gostar de Staten Island.
Hatırlatırım, ben Staten Island'a erkekleri görmeye değil onlara değere biçmeye gidiyorum.
Atencão : não vou a Staten Island para ir ter com os homens. Vou julgà-los.
Cosmopolitan yapmıyorlarmıs, bu Staten Island Buzlu Çayı.
Pronto, não fazem cosmopolitans, isto é um chà gelado de Staten Island.
Yarışmadan sonra Staten Island'ın eski bir Avrupa ülkesi olduğunu fark ettim.
Depois do concurso, comecei a perceber que Staten Island era como um país europeu antiquado.
Üç kız Staten Island anıları ve Buzlu Çay'larıyla eve döndü.
E là foram três raparigas para casa. Apenas com boas recordações de Staten Island e dos seus infames chás gelados.
Onu bu hale getiren Buzlu Çaylar mıydı yoksa Staten Island'in havası mıydı bilmiyorum ama bir şey Charlotte'u ateşlendirmişti.
Não sabia se tinham sido os chás gelados ou as hipóteses de namoro de Staten Island a última gota. Mas algo incendiara a Charlotte.
Şu anda bütün bölgeleri kazandım ama Staten Island'ı da almam gerek.
Sou, de facto, um dos bons. Tenho todos os distritos, mas preciso de ajuda para Staten Island.
Süslenmiş bir halde otururken o politikacının Staten Island'a bensiz gitmesine izin verdim.
- Diz. Estou aqui especada, bem vestida, a ver aquele político a partir para a Staten Island sem mim. Por quê?
- Staten Island'ı sevmiyorsun.
- Odeias a Staten Island?
En azından bu Staten Island masalının sonunda böyle oluyordu.
Pelo menos, é assim que termina este conto de fadas de Staten Island.
- Merak etme. Yarın saat beşte görüşürüz Claire. Orada ol.
Claire, amanhã, às cinco da tarde, no Terminal do Barco de Staten Island.
Dünya Staten Island'dan ibaret değil.
O mundo é maior que Staten Island.
Staten Island yakınına tekneyle gidecekler.
Vão apanhar o barco para um sítio em Staten Island.
Onu teşhis etmek için ta Staten Adası'na gitmem gerekti.
Tive de ir a Staten Island para identificá-lo.
Staten adasının neyi var ki?
- Que mal tem Staten Island? Não sei.
İşte bu Staten Island feribotu.
Isto, minha senhora, é o barco de Staten Island.
Alphabet City'deki kiralıklardan Park Slope'deki kumtaşı evlerden Staten lsland'daki dublekslere kadar.... Depremle parçalansınlar. Alevler arasında kalsınlar.
até às moradias em Park Slope até ás dois-andares em Staten Island, que um tremor-de-terra traga tudo ao chão, que os incêndios devorem, que arda tudo até ás cinzas, e que as águas subam e inundem este lugar infestado e maldito.