English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Suikastçi

Suikastçi translate Portuguese

330 parallel translation
Profesyonel suikastçi.
É um assassino profissional.
O suikastçi bendim, Yusuf!
Alá foi a minha testemunha, fui aquele assassino.
Albay Jacques Bouvar bilinmeyen bir suikastçi tarafından öldürüldü.
O Coronel Jacques Bouvar foi morto por um assassino desconhecido.
Başta sizin suikastçi olduğunu sandık, Müfettiş ama daha sonra olayın intihar girişimi olduğunu fark ettik.
Pensamos que era o dos tiros, mas afinal é uma tentativa de suicídio.
- Bir suikastçi sonuncusunu söylerdi
- Um assassino diria "seu instrumento".
Herkes sakin olsun. Suikastçi yakalandı.
Mantenham a calma.
Ama ikinci bir suikastçi varsa eğer...
Mas... se houvesse um segundo assassino... - É isso!
Fakat bizleri birer suikastçi gibi eğitmeni anlamamı nasıl beklersin?
Mas espera que eu compreenda que nos está a treinar para assassinos?
Bir suikastçi olduğunu kanıtladım.
Provei que ele era um assassino.
Ben suikastçi değilim!
Não sou um assassino!
Harika. Çünkü bu sabah beklediğiniz suikastçi yani Piedra yakalandı.
Porque o Piedra, o assassino que esperavam, foi apanhado.
Bir suikastçi tarafından.
Por um assassino.
Söylesenize Bay Pahpshmir, tüm dünyada en etkili suikastçi kimdir?
Diga-me, Sr. Pahpshmir, quem é o assassino mais eficaz do mundo inteiro?
Suikastçi olarak kimliğini gizlemeyi başaran herkes.
Eu diria alguém que mantém a sua identidade de assassino oculta.
Evet ama daha da ideal bir suikastçi vardır.
Sim, mas existe um assassino ainda mais ideal.
Suikastçi olduğunu bilmeyen biri.
Aquele que não sabe que é um assassino.
Anladığım kadarıyla... herkes... suikastçi olabilir.
E, segundo me parece... qualquer um pode ser assassino.
Az önce, saat 14 : 25'te Başkan Reagan çıktığı sırada... bilinmeyen bir suikastçi tarafından beş veya altı el ateş edildi.
Há pouco, às 14 : 25, quando o Presidente Reagan saía da seis tiros foram disparados por um homicida não identificado.
O bir suikastçi.
É um assassino.
- Suikastçi!
Assassino!
- İlk sen suikastçi.
Primeiro tu, assassino.
Sadece, şey, senin suikastçi olmadığını nasıl biliyim?
É só que, bem, como é que eu sei que não és uma assassina?
Kendisini esas suikastçi olarak işe aldırtıyor.
Intitula-se de assassino supremo.
Efendim... suikastçi kaçtı.
Senhor, o assassino fugiu.
Bir suikastçi...
Um assassino.
İyi bir suikastçi birçok şey yapar.
Um bom assassino faz muitas.
Bana bu adamın soğuk, hesaplayan bir suikastçi olmadığını mı söylemek istiyorsun?
Queres dizer que este tipo não é um assassino calculista?
Tamam. Sanırım kardeşinin bir suikastçi olduğunu bilmek zor olmalı.
Acho que ia ser... difícil... saber que o teu irmão é um assassino.
Kiraladığın suikastçi bu mu?
É o assassino que contrataste?
Adam bir suikastçi.
O homem é um assassino.
Şimdi, suikastçi, işini yap.
Agora... assassino... faz o trabalho.
Düzen Efendileri'nin emirlerine uyan yüksek rütbeli bir suikastçi.
Um assassino dos mais prestigiados que segue as ordens dos senhores do sistema.
Hapse attığınız suikastçi. Konuşması için dokunulmazlık önerelim.
Mas o atirador pode, o assassino que prenderam, em troca de imunidade.
- Suikastçi bir işaret bırakmak istemiş.
Duas balas. E as moedas?
- Bence suikastçi bölümünü kapatmalı.
- Pois, eu disse "assassina."
Tuttuğumuz ilk suikastçi kimseyi öldürmediği için ikinci suikastçiyi ilk suikastçiyi öldürmesi için gönderdik sonra da ilk suikastçi ikinci suikastçiyi öldürdü.
A primeira assassina mata o segundo que foi enviado para a matar, que não assassinou ninguém até nós contratarmos o segundo assassino para a assassinar.
Kim olduğunu bilmiyoruz, katil midir, suikastçi midir...
Não sabes quem é, poder ser um assassino...
Doğu imparatoru bir suikastçi kiralamış.
O Imperador do Leste contratou um assassino.
Şimdiyse, para karşılığında herkesi öldüren bir suikastçi topluluğu olmuşlardı.
Agora eles são um grupo de mercenários assassinos. Vendendo as suas habilidades a qualquer um necessitado de matança eficaz.
Kendisi gerçekten de en güçlü suikastçi. İnsanları kılıç ile öldürme konusunda ustalaşmış olan adam.
Aquele Hitokiri foi o mais forte, tinha as técnicas mais poderosas.
Öğlene kadar mahkeme üyeleri ve suikastçi için bir güvenlik takımı getiririm.
Terei uma equipa de análise ao meio-dia e uma equipa de segurança para levar o assassino.
Gök, Uçan Kar ve Kırık Kılıç Zhao'lu 3 suikastçi 10 yıldır Majesteleri'nin hayatını tehdit ediyorlardı.
Céu, Neve Esvoaçante e Espada Partida, os três assassinos do reino Zhao, tentam há dez anos atentar contra a vida de Sua Majestade.
O zamandan sonra sarayı boşalttım ki hiçbir suikastçi saklanamasın.
Desde esse dia mandei levar tudo o que havia no palácio para que assassinos não encontrassem esconderijo.
Ben İsimsiz, Leng Meng Bölgesi'nin başkanıyım. Lütfen bu suikastçi ile savaşmama izin verin.
Sou Sem Nome, prefeito de Leng Meng, e tenho seguido esta assassina ;
Suikastçi ile bire bir dövüşeceğimize dair bir anlaşma yaptım.
Tínhamos acordado batermo-nos em combate singular ;
O bir suikastçi Majesteleri. Merhamet etmeyin! Qin kanunu böyledir!
Ele conspirou para assassinar Vossa Majestade, não mostreis piedade, é essa a lei de Qin!
Belki de suikastçi, vurmak istediği adamı vurmuştur ; korumanızı.
Se calhar o atirador acertou exactamente onde apontou, o seu guarda-costas.
CHRISTIE Suikastçi ve Usta Hırsız.
"Christie - Assassina e ladra Está convidada"
O bir suikastçi!
Ele é um assassino!
Bir ulak bir suikastçi....
Mensageiro, conspirador, de acordo!
Bir suikastçi daha vardı.
Havia um cúmplice.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]