English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Super

Super translate Portuguese

11,024 parallel translation
Superman'e gelince, salondaydı fakat onu durduramadı.
Quanto ao Super-Homem, estava na sala, mas, claro, não o impediu.
Superman asla gerçek olmadı.
O Super-Homem nunca foi real.
"Bizim merak ettiğimiz Superman'in tehdidin farkında olduğu halde bir şey yapıp yapmadığı ve başkentteki trajedide suç ortağı olup olmadığı."
"Então, resta-nos querer saber... " se o Super-Homem sabia da ameaça e não fez nada... "foi então cúmplice na tragédia do Capitólio?"
SUPERMAN İŞİN İÇİNDE MİYDİ?
O SUPER-HOMEM ESTAVA ENVOLVIDO?
Superman bu işe karışmadıysa saklayacak bir şeyi yoksa neden bu trajediden beri onu hiç görmedik.
Se o Super-Homem não estava envolvido... se não tem nada a esconder, então, porque não é visto... desde o dia desta tragédia?
Döner, döner dururlar Superman'i bulmak için.
Lá andam eles às voltas e mais voltas à procura do Super-Homem.
Bana göre Superman'e ulaşmanın en hızlı yolu Louis Lane adında bir cadde.
E acredito que o caminho mais recto até ao Super-Homem é uma estradinha... chamada Lois Lane.
Superman çoktan oradadır.
É provável que o Super-Homem já lá esteja.
Superman.
O Super-Homem.
Superman, Sayın Başkan.
O Super-Homem, Sr. Presidente.
Roket 2, Superman'di.
O Projéctil Dois era para o Super-Homem.
SUPERMAN ÖLDÜ
SUPER-HOMEM ESTÁ MORTO
BATMAN V SUPERMAN :
BATMAN V SUPER-HOMEM :
Su nitrojenle kaplıdır.
Aquela água está super saturada com nitrogénio.
Yan binanın yöneticisi Luis de 17 ay önce yapılan soruşturmada ortaya çıkarılan şeylere herhangi bir şey eklemedi.
No prédio ao lado, o super, Luis, não tinha nada para adicionar, desde a investigação.
Süper kahraman gibi ismi varmış.
Parece um tipo de super herói ou algo assim.
Yaz bitene kadar Super Cub ile ilaçlama yapacağım.
Vou estar ocupado com a pulverização das colheitas no Super Cub.
Büyük seçim, ekstra nefis buzlu gibi.
Parece gelo super grande, super caro.
Jura devri süper gücünü kullanın.
Usem a super força jurássica!
Süper elemanım Sülük gibi yapışıyoruz birbirimize
A minha super equipa Fica junta como super cola
Çok şirin delicesine de yetenekli ve gülnç derece de kibirli..
Super giro, insanamente talentoso e ridicularmente arrogante.
Benim sesim Meena'nınki gibi olsaydı, şimdiye süperstar olmuştum!
Se eu tivesse uma voz como a Meena, era uma super estrela!
Senin çok fena bir ısınmaya ihtiyacın var.
Estás é a precisar de um aquecimento super cool.
Saçma sapan dümbelek şey.
Essa total super porcaria dinkelschplatt!
Saçma sapan dümbelek.
Total super porcaria dinkelschplatt!
Harika!
Super cool!
Bir sürü süper insan tanıdığınızı biliyorum, yani...
Eu sei que você conhece várias super pessoas, mas...
Ve onun gibi 5 süper asker daha var.
E existem mais 5 super-soldados como ele.
Bu da sertlik esneklik oranını açıklıyor ki, söylemeliyim, bu muhteşem dostum.
Explica a relação entre flexibilidade e rigidez tenho de admitir é super fixe.
Tamam, aranızda sakladığı şok edici ve fantastik yeteneklerini göstermek isteyen varsa önerilere açığım.
Ok. Há alguém do nosso lado a esconder qualquer chocante e super-habilidade que gostaria de mostrar agora? Estou aberto a sugestões.
Şu eski filmi izlediniz mi hiç?
Vocês já viram aquele filme super antigo?
Ülkenin öbür ucuna taşınıp aşırı pahalı bir sanat okuluna gideceğim için heyecanlı.
Ela está super contente por mim... por me mudar para outro lado do país... e ir para uma escola de arte muito cara.
Biz ölümlüler arasında yaşayan süper kahramanlar olduğuna dair bir kanıtsınız siz.
É uma prova viva de que há super-heróis a viver entre os mortais.
Çin ve Hindistan yapmadan önce harika düşünürler yetiştirmeliyiz.
Precisamos criar os próximos super pensadores.
Fazla abartılıyor, tadı bile yok.
É super valorizada. Não tem gosto.
Çok karakterli bir düşünceydi.
Foi uma sensação super especial.
Süperman burda yaşıyor.
É aqui que o super-homem mora.
Anlaşın babanız süper silahın geliştirilmesi için çok büyük bir önem arz ediyor.
Parece que é crucial para o desenvolvimento desta super-arma.
Senin jenerasyonunda süper bir annesin.
A tua geração... És uma super mãe.
İlk süper bilgisayar.
O primeiro super computador.
Elinde bir şey var. Super 8 olabilir 35 mm. de olabilir.
Ele está a segurar alguma coisa, pensamos que seja uma Super 8, pode ser uma câmara de 35 mm.
Kendinden çok emin gibisin.
Uau, você soa super-confiante.
- Uzun ve aşırı can sıkıcı.
- É alta. - Super irritante.
Yaklaşık yedi ay son nişan geçti. Rezil self-made süper kahraman. Vigilante olarak da bilinir.
Faz 7 meses, desde o último aparecimento do dito super herói, conhecido como O Vigilante.
Süper kahramanlar uçmaz ya da İsa gibi görünmez.
Os super-heróis não voam ou são parecidos com Deus.
- Bisiklet Süperstarı Üye OI
- Super estrela da Bicicleta Subscrever
Arkadaşım Connor, süper kahramanları sever.
O meu amigo Connor adora super-heróis.
SÜPER GÜÇLER AFRIKA'DA SÖZ SAHIBI OLMA SAVASI VERMEKTEDIR.
AS SUPERPOTÊNCIAS DEBATEM-SE PELO PODER EM ÁFRICA
Zor bulunan türden olan şu süper önemli şeyi bulduk.
Já temos aquela cena super importante e bastante difícil de achar.
Ve ne kadar gergin olduğundan bahsediyordun.
E disse que era, tipo, super intenso.
Tanıştığımız andan beri çok seksi olduğunu kalbimin derinliklerinde biliyordum.
Desde que te conheci, percebi no meu coração que eras super sensual.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]