Swann translate Portuguese
201 parallel translation
Swann olmasın?
Swann.
C.J. Swann.
C.J. Swann.
Üniversitede hepimiz "Swann'ın sonu hapis" derdik.
Sabe, na faculdade, todos dizíamos que o velho Swann acabaria na cadeia.
- Evet. Swann'dan sıkılmıştım.
Aborreci-me com Swann.
- Swann?
- Swann?
- Swann mı?
- Swann?
Durun biraz.
Espere. Swann.
Swann. Evet, oydu.
Sim, era isso.
Sizi, 26 eylül tarihinde Charles Alexander Swann'ı taammüden öldürmekle suçluyorum.
Acuso-a de, a 26 de Setembro, ter assassinado voluntariamente Charles Alexander Swann.
Swann adındaki bu kişiyle hiç karşılaşmış mıydınız?
Alguma vez na sua vida encontrou este homem, o Swann?
Sadece üç şey benim mektubum, onun çorabı ve Swann'ın üstünde anahtar bulunmadığı için...
Apenas três coisas : A minha carta, a meia dela... e o facto de que, por não se encontrar chave no Swann, deveria ter sido ela a abrir-lhe a porta.
Margot, Swann'ı bu kapıdan içeri almadığını söylüyor.
A Margot disse que nunca deixou o Swann entrar por esta porta.
O zaman Swann içeri kendi girmiş olabilir.
E o que o Swann podia ter aberto a porta.
Ama 20 yıldır Swann'la görüşmüyorum.
Mas não o vejo há 20 anos.
Tony, Swann öldü.
O Swann está morto.
Swann'ın buraya gelip ona şantaj yapmasını ben mi planladım?
Está a sugerir que eu preparei a vinda do Swann aqui, para chantageá-la?
Swann'ı Victoria istasyonunda görmediğini de söyleyebilirsin.
Também pode dizer que nunca viu o Swann na Estação Victoria.
Mesela, Swann'ı böyle bir şey yapmaya nasıl ikna etmiş olabilirim?
Por exemplo, como poderia eu ter convencido o Swann a fazer tal coisa?
Bu parayla Swann adındaki adama ödeme yapacaktı. Swann, Bayan Wendice'i öldürdükten sonra.
Este dinheiro era para pagar a um homem chamado Swann, depois de ele matar a Sra. Wendice.
Bildiğiniz gibi, bir kaza oldu ve Swann'a para vermeye gerek kalmadı.
Mas, como sabe, houve um acidente, e não foi preciso pagar ao Swann.
Swann'a rüşvet verip karımı öldürmesini istemişim...
Aparentemente, subornei o Swann para matar a minha mulher, para...
Onu Swann değil de ben çalmışım. İki şantaj notunu da ben yazmışım. Bay Halliday'in mektubunu saklayıp onu cesedin cebine koymuşum.
Aparentemente, não foi o Swann que a roubou, fui eu... e escrevi os dois bilhetes a chantagear, guardei a carta do Sr. Halliday e coloquei-a no cadáver.
Swann'a anahtarını buralarda bir yere saklayacağını söyledi... mesela pervazın üstüne.
Ele disse ao Swann que esconderia a chave dele algures lá fora, provavelmente neste rebordo.
Swann içeri kendi girdi.
O Swann abriu a porta.
Swann, onun anahtarını kullandıysa öldüğünde hala üstünde olmalıydı.
Se o Swann usasse a chave do Sr. Wendice, ainda a teria com ele quando morreu.
O da polis gelmeden anahtarını Swann'ın cebinden almıştır.
Ele pode ter tirado a chave do bolso do Swann antes da polícia chegar.
Swann anahtarı buradan alıp kapıyı açmış olabilir. İçeri girmeden önce de anahtarı tekrar yerine koymuştur.
O Swann podia ter tirado a chave daqui, aberto a porta... e depois substituído a chave no rebordo antes de entrar.
O gece davetten çıkıp eve gelmemi istediğinde karımı Swann'ın cesedinin yanına çömelmiş, ceplerini karıştırırken buldum.
Quando ela me chamou da festa, naquela noite, encontrei-a ajoelhada ao lado do cadáver, a revistar os bolsos dele.
Tony o gece Swann'ın buraya gelip seni öldürmesini ayarlamış.
O Tony conseguiu que o Swann viesse cá naquela noite para matá-la.
Swann'a anahtarı merdiven halısının altına koyacağını söyledi. Giderken aynı yere koymasını tembih etti.
Ele disse ao Swann que deixaria a sua chave debaixo do tapete... e disse-lhe para deixá-la no mesmo sítio quando saísse.
Swann öldürülünce, tabii ki anahtarınızın Swann'ın ceplerinden birinde olacağını varsaydık.
Mas como o Swann foi morto, presumimos... que a sua chave ainda estaria num dos bolsos dele.
İşte burada yanılmıştı. Çünkü Swann aynen sizin öngördüğünüz gibi yaptı Bay Halliday.
Foi o pequeno erro dele, porque o Swann fizera exactamente o que o senhor sugeriu, Sr. Halliday.
Wendice'in Swann'ın cebinden aldığı...
E a chave que o Wendice tirou do bolso do Swann...
- Swann'ın kendi anahtarıydı.
- A chave do próprio Swann.
Swann'ın üzerinde hiç anahtar bulunmaması beni hep şaşırtmıştı.
Sabe, sempre me intrigou que nenhuma chave tenha sido encontrada no cadáver.
Elbette, bu Swann'ın anahtarı.
Claro, é a chave do Swann.
İlk ciltte, aile dostu Swann...
No primeiro volume, Swann, o amigo da família
Yedi cildin ilki olan Swann'ın Yolu'nun ilk sayfasına gelebildi.
Apenas chegou à primeira página de Swann's Way, o primeiro de sete volumes.
Swann, Swann. Bir ev var, bir ev var. Ve sabah, sabah...
Swann, Swann, há uma casa, uma casa, e é de manhã, é de manhã...
Şimdi dedim, iri adam... Swann!
Acabei de dizer, tipo grande...
Swann!
Swann!
Swann, S.!
Swann, S.!
Şu an Sheldon Lynn Swann'la birlikte.
Sheldon encontra-se junto de Lynn Swann.
Cynthia Swann Griffin KADlNLAR KRİZ MERKEZİ
CENTRO DE CRISE FEMININA CYNTHIA SWANN GRIFFIN
Cynthia Griffin Kadınlar Kriz Merkezinin açılışındayız.
Aqui, na inauguração do novo Centro de Crise Feminina de Cynthia Swann Griffin.
Çok değerli bir arkadaşımız olan Cynthia Swann'un anısına vakfedilen - bu merkezde, vermeyi tasarladığımız hizmetler : danışma, aile terapisi ve tabii en önemlisi de tecavüzü engelleme.
Este centro é dedicado à memória da nossa amiga Cynthia Swann. Planeamos oferecer conselhos, terapêutica familiar e, evidentemente, intervenção contra abusos.
- Hey, Koc, Naber ya? - Lynn Swann.
- Hei, Treinador, Como está?
Lan daha ilk gunden... gelidin buraya yine.
- Lynn Swann. Agora, Por que não é uma surpresa... Vê-lo bisbilhotando em volta do meu campo no primeiro dia de treino?
Yukarıda Swann kateteri takmam gerekti.
Tive de pôr um Swan lá em cima.
Cynthia Swann Griffin öldü.
Cynthia Swann Griffin morreu.
Simdi asagi geciyoruz ve yan cizdi adamimiz, Lynn Swann.
Nós vamos de uma equipa campeã de futebol para um bando de cachorros! Agora, nós estamos indo com o nosso repórter, Lynn Swann.