English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sözde

Sözde translate Portuguese

1,907 parallel translation
Görebildiğim bu. Arkadaşlarım ve ailem hakkında sözde biliminizden ortaya böyle laflar savruluyorken burada kalamayacağım.
Não vou ficar a ouvi-lo enquanto atira barro à parede e acusa os meus amigos e o meu marido com a sua pseudociência.
Sözde benim yaptığım aramanın benim dosyama yanlışlıkla koyulmuş olma şansı var mı peki?
Quanto à chamada que alegadamente fiz, é possível que o número tenha sido colocado no meu processo por engano?
Üsteğmen Paul Musgrove, senin sözde ölümünden iki gün sonra bir helikopter kazasında ölmüş.
O tenente Paul Musgrove morreu num acidente de helicóptero dois dias depois da tua suposta morte.
Hayır sözde sözde Mary'nin karakterinde kusur varmış.
Não, é como se... É como se a Mary tivesse alguma mácula no carácter dela.
Şimdi, buradaki sözde alıcıyla ilgili notlarınızın altındaki tasvirlerde... Makhemeye siz okuyabilir misiniz, lütfen?
Agora, aqui mais abaixo, a sua descrição do alegado comprador, pode ler para o tribunal, por favor?
Sözde bir görev olduğunu iddia etmesine rağmen, bu cinayetlerin cinsel bir tatmin, kişisel ve cinsel zayıflığını dışa vurma ile ilgili olması muhtemel.
Apesar das suas queixas sobre uma tal missão, é provável que estes homicídios sejam uma libertação sexual. Uma forma de lidar com a impotência sexual e pessoal.
Şef, sözde eczane sahiplerinden biri, o adamın dün gece dükkanına geldiğini söylüyor. Telefonla konuşurken etrafa bakınmış, sonra bir şey almadan çıkmış.
Chefe, um dos chamados donos das farmácias diz que um tipo entrou na sua loja esta noite, ficou olhando ao redor, enquanto falava ao telemóvel, e depois saiu sem comprar nada.
Sözde bu benim için fırsat olacakdı. Ne fırsat ama değil mi?
Lembra-se que isto deveria ser uma oportunidade para mim?
Dedektif Sanchez, Oscar'ın sözde kuzeninden ne haber? Hiç var olmamış biri, şef.
Detective Sanchez, e quanto ao alegado primo de Oscar, Sancho?
İşte, nişanlının eski hâline dönüşünde, sözde fahişenin başına gelenler.
Então, assim que foi para a chamada vagabunda da última vez em que o seu noivo teve uma recaída.
Sözde ondan sorumlu olan kişiyim.
É suposto eu ser a sua cara-metade.
Siz sözde kahramanlar hepiniz sahte tanrılarsınız.
Vocês, heróis são falsos deuses, todos vocês.
Sözde teleskop ise tuvalet kağıdı kartonuydu.
O alegado telescópio era um rolo de papel higiénico.
İki denizci kayıp, biri sözde hamile doğmamış çocuğunun babası ise ölü.
Dois fuzileiros estão desaparecidos, uma está supostamente grávida, e o pai da criança está morto.
Sözde sizin kitabınız ondaymış.
Supostamente, tem um livro seu.
İddiaya göre, sözde... benden duymuş olma... ama Gloria Swanson aslında burada yaşamış.
Aparentemente, e tu não ouviste isto de mim, mas a Gloria Swanson morava aqui.
Tekrar bağlanmak için sözde arkadaşlarımızdan uzakta biraz vakit geçirirdik.
Passei algum tempo a reconciliar-me, longe dos supostos amigos.
- Mason Lockwood sözde kurt adamların dolunay lanetini kaldırabilecek olan ay taşını arıyor.
O Mason Lockwood está à procura de uma pedra-da-lua, que supostamente pode quebrar a maldição da lua cheia.
Kaçakçılar, tüm dünyada paralarının aklanması için sözde yasal işletmeleri kullanıyorlar.
Os traficantes usam negócios aparentemente legítimos para lavarem o seu dinheiro pelo mundo fora.
Sonra gerçek olanı ortaya çıktı sözde Carmen'dan gelen sahte mesaj yolladın ve Brava servis kapısına doğru ilerlerken, onu öldürdün.
E depois apareceu a Carmen verdadeira, por isso inventou a mensagem da Carmen e quando o Brava entrou por aquela porta de serviço, matou-o.
Sözde teyit edilmiş silahlarla veya ateş etmeye davranan insanlsr gibi.
Assim como armas confirmadas ou pessoas a entrar na linha de fogo.
Sözde arkadaşımız olanlar da bize sırtını döndü.
Enquanto isso os nossos supostos amigos viraram-nos as costas.
Orijinal olsun, olmasın, yarın bu sözde cinayet üzerine olan delilleri dinleyeceğiz.
Original ou não, iremos ouvir provas sobre este alegado homicídio amanhã.
Marley'e takıntılı hale gelir, bir mabet yapıp sözde birlikte oldukları bu resimleri uydurur.
Parece que é obcecado pela Marley, por isso construiu um santuário. E falsificou estas fotos deles juntos.
İyi şanslar! O sözde iffetlinin bacaklarını açmanın kolay olacağını sanmıyorum.
Boa sorte, porque essa puritana não tem pinta de abrir as pernas facilmente.
Sözde sevgilimi, tatsız tarhana yayın arkadaşının kollarında yakaladım.
Apanhei a minha namorada com uma sub-celebridade na crise da meia idade, com gel no cabelo e dentes brilhantes.
- Sözde sanat hırsızı.
- Alegado ladrão de arte.
Peki sözde bilgisayar uzmanlarının bunu sistemi kapamadan önce fark etmeleri gerekmiyor mu?
E os chamados "peritos em computadores" não devem saber isso, antes de desligar um sistema?
Sana söyledim, olay sözde değil.
Não se trata da frase!
Enjeksiyonlar, sözde onu kontrol altında tutacaktı.
As injecções eram supostamente para o manter sob controlo.
Sözde Van Buren Süpernovası.
A supernova Van Buren, como é conhecida.
Sözde kocam / kurbanımla tanıştınız, değil mi?
Conheceste o meu "marido" / vítima de vigarice, certo?
Peki sözde nereye gideceğim?
Para onde é suposto ir?
Şey... Sözde odun topluyorum.
Bem, supostamente a apanhar lenha.
Evet, ellerinde sadece sözde katilin gömleğinden çıkan atış artığı var.
- Sim. Tudo o que conseguiram é um exame positivo de GSR na alegada camisa do assassino.
Sözde Harvard militanları, Gerçek Efsaneler gibidir.
As chamadas milícias de Harvard são tipo uma lenda urbana.
İnsanların bildirdiği sözde depremlerle...
O que alguns acharam ser terremotos...
Gemi sözde insani yardım taşıyordu. Ama içinde bundan fazlası vardı.
Era suposto o barco transportar ajuda humanitária, mas levava mais que isso.
Sözde irtibatçısı olduğum Ben Mercer başka birinden emir alıyor muydu?
O Ben Mercer, cujo encarregado, supostamente, era eu, recebia ordens de mais alguém?
Eski diktatör ve sözde savaş suçlusu Mirko Dadich bugün New York Metro peronunda terörist bir eyleme kalkışırken öldürüldü.
O ex-ditador e o alegado criminoso de guerra, Mirko Dadich, foi morto hoje na tentativa de cometer um acto terrorista numa estação no metro de Nova York.
Sözde komutanın var ya senin kadar görev bilincine sahip değil.
O teu chefe, o Victor, não tem o mesmo sentido do dever, que tu tens.
Ama anladığım kadarıyla bu sözde DNA kanıtı ortaya çıkmadan önce onu affetmişsin.
Deixe-me perceber, você na verdade perdoou ao Dahl antes da suposta prova de ADN aparecer?
Sözde tazelenmenizi sağlıyor.
Supõe-se por o ar para fora.
Maw Maw'a göz kulak olacaktın sözde.
Devias estar a tomar conta da Vó.
Bana gelince, sözde sarılma.
Quando me abraçavas era fraquinho.
Cadılar bayramı en sevdiğim tatillerdendir ve sözde Batman ve Robin olarak gidecektik. Şimdi Robin başıma kaldım.
O Dia das Bruxas é das minhas festas preferidas e íamos de Batman e Robin e agora sou só a Robin.
Sözde ölümsüz birinin beyni MODOK'la yarışamaz.
Mesmo a mente de um imortal não é um desafio para MODOK!
Muhtemelen gösterişçi bir sözde entelektüel edasında şöyle derdi...
Honestamente? Provavelmente algo pretensioso, e pseudo-intelectual, como...
Tabii ki klon telepatik kontrolümüz altında ve emredildiği gibi sözde kurtarıcılarına düşman edildi.
Claro que o clone está sob o nosso controle telepático... e como ordenado virou-se contra os seus libertadores.
Sözde gücün ile çetin biri olduğunu düşünebilirsin ama sihirle yapabileceğin senin kaba yöntemlerinden dahası var.
mas a magia é mais do que esses usos brutais.
Bizler sözde ittifaktık!
Deveríamos ser aliados.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]