Süsü translate Portuguese
568 parallel translation
Kızılderililer yapmış süsü verilmiş.
Tudo parecía indicar que foram os indios. Sím.
Holün aşağısında bir Birmanya tapınağı ile üç İspanyol tavan süsü var.
Um templo birmanês e três tetos espanhóis.
Sonra da intihar süsü vermek için onu astın...
Depois, pendurou-o para que parecesse um suicídio,
Cinayet süsü ver.
Mete-se um bilhete no bolso.
Düşüncenin canı kısa sözdedir madem, uzun sözlerse dış görünüşü, süsü püsüdür, kısa keseceğim ben de.
Assim já que a concisão é a alma do engenho, embora floresçam o tédio e os adornos. Por isso, serei breve.
Sanırım hırsızlık süsü vermek istemiş.
Ele deve ter feito com que parecesse um assalto.
Kendisi kalıp olaya hırsızlık süsü verdi.
Ele ficou para fazer com que parecesse um assalto.
Maskeli bir baloda taktığı, kristalden bir baş süsü o!
Uma tiara de "rhinestone" que usou num baile de máscaras.
Davacı elmas bir baş süsü, bir taç çaldığınızı söylüyor.
A queixosa alega que lhe roubou uma joia de diamantes, uma tiara.
Güzeller. Güzel bir masa süsü yapacağım.
Vou fazer um lindo centro de mesa.
Seni ona söyleyeceğim, ortak. Noel süsü olarak.
Entregar-lhe-ei-isso, amigo... como presente de Natal.
Onu vurdunuz ve intihar süsü verdiniz.
Matou-o e fez com que parecesse um suicidio,
Sonra şaka süsü veriyorsun
Sem ousar dizer que exageras
elleriyle boğduğuna ve suça beceriksizce intihar süsü vermeye kalkıştığına inanabilirsiniz.
por motivos de cobiça, numa tentativa desajeitada de fazer o seu crime parecer suicídio.
İntihar süsü vermelisin.
Há mais perigo agora do que antes.
Bedford çok karmaşık bir gemidir ve bir Noel ağacı süsü kadar narindir.
O Bedford é um navio muito complicado e quase tão forte como a bola de uma árvore de Natal.
Lüks yiyecek ticareti süsü vermeliyiz.
Sabe, tornar isto um negócio de luxo.
Kaza süsü verelim.
Vamos simular um acidente.
Yani, kaza süsü vermek için iner inmez... biri boynunu kırmış.
Alguém lhe partiu o pescoço logo a seguir, para fazer parecer um acidente.
İntihar süsü vermişler.
Fingiram que era suicídio.
Ne diyeceğim, çocukluğumda şömine süsü verilmiş, odun ocakları vardı.
Quando eu era miúdo, tínhamos daquelas falsas, em madeira.
Sir Roger'ı öldürdü ve sonra kaza süsü vermek için cesedin yerini değiştirdi ise... Etrafta bu kadar güzel şey varken, niçin sadece bir tek kitabı alsın, öyle değil mi?
Se ele o tivesse matado e depois deslocado para parecer um acidente, com tantas coisas lindas na casa, porque roubaria só um livro?
Serseri süsü vermek için silah yerine et kancası kullanmış.
Usou um gancho de carne e não pistola para parecer rufia.
Niye kendinize... asılmış süsü verdiniz?
Porque fingiste ser enforcado?
Sence Evelyn kocasn okyanusda öldürüp, kaza süsü vermek için rezervuara kadar sürükledi mi?
Pensas que a Evelyn matou o marido no mar, e depois o arrastou para o reservatório para parecer um acidente?
Mecbur kalırsan, kaza süsü verdiğinden emin ol.
Se tiver que ser, faz com que pareça um acidente.
Bu uyuşturucu fabrikasına döşeme deposu süsü verildiğini biliyoruz.
Sabemos ainda que esta fábrica tem como fachada uma fábrica de tapetes.
Birkaç tanr ahlaksız soytarı krndilerine işadamı süsü veriyor.
Um grupo de aldrabões sem moral, mascarados de negociantes.
Kaza bölgesinde gördüklerinden hareketle, sence enkazdan bulup çıkardığımız adam olaya kaza süsü vermek için arabaya yerleştirilmiş olabilir mi?
Do que vistes do acidente, poderia ser que o rapaz... Tenha sido queimado antes e meteram-no ali para simular um acidente?
- Kırık kaput süsü.
- Logotipo da capota partido.
Bilirsin, hamileymişim süsü veriyorum
Fingi que estava gravida, sabe?
Bir tilki gibi kendine ölü süsü veriyor.
Como uma raposa que finge estar morta
- Söyledin mi? - Araba süsü için ölçü alması gerekiyormuş.
Ele disse que tinha de me medir para fazer um ornamento para o tablier do carro.
Bir çizgi romanda okumuştum... Film çekiyormuş süsü verip, banka soyuyordu...
Li uma banda desenhada em que ele assaltava um banco, enquanto fingia fazer um filme.
Uçak kazası süsü vermek zorunda değiliz.
Assim, já não temos de simular um acidente de aviação.
Teki ihtiyacımız güzel bir kenar süsü, ve biraz da püskül.
So precisa de uma bainha.
Hey, yılların süsü, dua günü sona erdi.
Ó idiota intemporal, acabou o sabbath.
Ve ne süsü verilmesi istediğiniz.
E o que querem que pareça.
Ama gerçekten zekiysen... cinayeti Charlie Manson gibi bir manyak işlemiş süsü verirsin.
Só que sendo mais esperto... fazes parecê-Io um crime de Charlie Manson.
Annen pastanın üstünde ne süsü istediğini soruyor ;
Brian, a tua mãe quer saber que tipo de cobertura queres no teu bolo...
Elektrik kutusu süsü verilmiş 60 santimetre genişliğinde, 90 santimetre yüksekliğinde.
Está disfarçada de armário eléctrico. Tem 60 cm de largura e 90 de altura, abaixo da linha de água.
Kaput süsü olarak yaşamayı hiç düşündün mü?
Já pensaste em ganhar a vida como adorno de capô?
Dikiz aynası süsü mü?
Dados para colocar no retrovisor?
Kendime deli süsü verdim ; çünkü senin kim olduğunu, doğru insanların kim olduğunu bilemezdim.
Eu fingi ser maluco porque não sabia quem vocês eram.
Son yarışmanın kazananı tamamen kızıl derili tarafından yapılmış baş süsü takacaktır.
O vencedor da competição do ano passado fez uma cerimonia indiana cheio de cocar.
Kaporta süsünü soracak mısın? kaporta süsü neymiş?
Vais perguntar sobre o enfeite do capô?
Müthiş bir şapka süsü olur.
Tens aí um rico ornamento de crista!
Yangını Vince Benedict çıkardı ama kaza süsü verdik.
Charlotte. Foi o Vince Benedict que o ateou e queremos acreditar que foi acidente.
İntihar süsü verelim.
Fazemos parecer um assassinato-suicídio.
Tecavüz süsü vermeye çalışıyor.
Tenta dar o aspecto de violação.
Tecavüz süsü vermeye karar veriyor.
Decide dar a noção de violação.