English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Taciz

Taciz translate Portuguese

2,584 parallel translation
Newsome'lar gerçekten iki yıl önce taciz davası açmışlar, silahı da aile dostlarından geri aldık.
Os Newsomes processaram por assédio há dois anos, e apanhamos a arma do amigo da família.
Benim iznim ya da gözetimim olmadan onunla bir daha konuşursanız bütün teşkilatı taciz nedeniyle dava ederim.
Fale com ela de novo sem a minha presença ou permissão, e processarei todo este departamento por perseguição.
James ve Lane'in aynı Torus dinamiğini tasvir etmeleri ve ikisinin de devlet ve askeri ajanslar tarafından taciz edilmesi tesadüf olabilir mi?
Será apenas coincidência que James e Layne descreveram a mesma dinâmica do Torus? E que ambas as pessoas tenham sido bastante assediadas por agências governamentais e militares?
Beni devamlı taciz etmenizden bıktım usandım.
Estou cansado de me estarem sempre a importunarem-me.
Taciz edilmekten bıktım.
Estou a ser incomodado.
Tutuklusun... - Bakın- - - Cinsel taciz ve polis memuruna saldırıdan dolayı.
Está preso por assédio, agressão sexual,
Ölüm döşeğindeyken, alacaklılar tarafından sürekli taciz edilmenin çok dayanılmaz bir şey olduğunu söyledi.
No seu leito de morte, disse que foi da pressão de ser constantemente assediada pelos credores.
Oleg, lütfen. Şu an taciz edilmeye ayıracak zamanım yok.
Oleg, por favor, não tenho tempo para ser assediada agora.
Bu taciz.
Isto é abuso.
Cinsel taciz izi var mı?
Alguma indicação de abuso sexual?
Fiziksel şiddet ya da cinsel taciz izi olmadığından boğma işkencesinden zevk alan birini arıyor olabiliriz.
Sem evidência aparente de violência física ou sexual, pode ser um suspeito que goste da tortura por afogamento.
Cinsel taciz var mı?
Algum sinal de abuso sexual?
Siz iki acemi, Melekler Şehri'ne bu suça karışmamakla kalmayan aksine bunu duyunca yıkılan tek kişiyi taciz etmeye gelmişsiniz.
Vocês dois... canalhas vieram assediar a única pessoa da "Cidade dos Anjos" que não tem nada a haver com este crime. Mas que está singularmente devastada por ele.
Dedektifi tekrar çağırıp, seni, ailemi taciz ettiğin için tutuklatmadan önce bir açıklama yapmak için yaklaşık on saniyen var.
Tens 10 segundo para responder-me. Antes que eu ligue para o detective para levar-te presa por teres insultado a minha família.
Taciz yüzünden seni tutukluyorum.
- A prendê-la por incitação.
Bailey Shelton gibi çocukların sürekli taciz edildiği bozuk ve tacizkar bir ortam yarattı.
Ele criou um ambiente disfuncional e abusivo, no qual os rapazes como o Bailey Shelton e outros, são abusados repetidamente.
Tercihli bir suçlu ve durumsal bir çocuk tacizcisi olabilir, yani yetişkin kadınları tercih eder ama doğru şartlarda bir çocuğu da taciz edebilir.
Ou pode ser um agressor com preferências e pedófilo. Mulheres adultas são a sua preferência, mas poderia molestar uma criança.
Adamın 7 yıl önce nasıl olduğunu düşünürsek Hope'u ilk başta taciz etmemiş olabilir, büyüyene kadar beklemiştir.
Pelo tipo de infracção há 7 anos, talvez não quisesse a Hope sexualmente inicialmente, mas esperou, até ela ficar mais velha.
20 yıl önce arkadaşlarımla cinsel taciz karşıtı protesto yürüyüşleri yapmıştık.
Há 20 anos, uns amigos e eu capturámos a noite.
Çalışanların cinsel taciz davaları, mesai arkadaşları ya da patronların astları ile yatmaları, bilirsiniz bu tür şeyler.
Atende aos empregados, em caso de assédio sexual, colegas ou patrões dormindo com subalternos, essas coisas.
Evet, eğer buradaki herkes cinsel taciz dersine girerse, ben de maliyetinizi düşük tutarım.
- Posso manter o custo baixo, se todos da firma fizerem um curso sobre assédio sexual.
Ama işyerlerinde, cinsellik kolaylıkla cinsel taciz haline dönüşebilir.
Mas no ambiente de trabalho, pode se tornar assédio sexual.
Yetkili birisi astıyla ilgilenmeye başlarsa, bu cinsel taciz sayılır mı? İşyeri dinamikleri...
Quando um superior se envolve com um subordinado é assédio sexual?
Ölüleri taciz ediyorum.
A violar os mortos.
Bu adamları öldürüyor, ama onları ne soyuyor ne de taciz ediyor.
Anda a matar esses homens, mas não há roubo nem agressão sexual.
Şaşırtıcı ama, hayır. Ama senin eşin onu iki yıldan fazla süredir taciz ediyor.
Surpreendentemente não, mas a sua esposa tem-no assediado há mais de dois anos.
Ve benim sorgulanmam federal yargıç tarafından bir çeşit taciz olarak yorumlanabilir.
E interrogar-me sobre qualquer assunto pode ser interpretado por um juiz federal como uma forma de perseguição.
Um, taciz vakası varmı?
Algum problema de abuso?
Arvizo ailesi, Michael'ın Gavin'i taciz ettiğine birden karar verdi.
De repente, a família Arvizo decidiu que o Michael abusara do Gavin.
Diğer davalar da çocuklara taciz iddialarıyla ilgiliydi.
As outras acusações eram de abusos de crianças.
" çocukları taciz etmekle
" de fazer mal aos seres que mais amo,
" Kaçık bir cinsel taciz davası olacak.
" Bem, este julgamento de assédio vai ser bem maluco,
Shaw'un avukatları taciz, mülkiyete zarar verme ve kişilik haklarına saldırı suçlamalarıyla üstüne çullanacak.
O advogado do Shaw vai fazer queixa por perseguição, destruição de propriedade e violação de direitos civis, contra nós!
Çocuklar bir kızı taciz ediyor. Durdurmaya çalışıyorum.
Uns tipos estavam a chatear uma miúda da escola e tentei impedi-los.
... sana cinsel taciz davası açarım.
... processo-o por assédio sexual!
Beni taciz ediyorsun!
Sai daqui! Estás a assediar-me!
- Beni taciz ediyor! - Kapa çeneni!
Ele está a assediar-me!
- Beni taciz ediyor!
Ele está a assediar-me!
- Beni taciz ediyor! - Kes şunu, tamam mı?
- Ele está a assediar-me!
Taciz edilmiş gibi hissediyorum.
Sinto-me tão violado.
Baban seni taciz etti, öyle mi?
Portanto, seu pai, ele abusou de ti, não foi?
Babanı taciz eden kadınla yüz yüze gelmek çok duygusal bir deneyim olmalı.
Deve ser muito emocionante para estar cara-a-cara com a mulher que molestou seu pai, não é?
Ve sonra aniden, açıklayamıyorum ama hissettiğim bütün öfke ailemin çocukluğumdan beri yaptıkları beni taciz edip fahişeliğe sokan adamlar hepsi ekranda ortaya çıktı.
E então, de repente, não consigo explicar, mas toda a raiva que sentia pelo que os meus pais fizeram, desde criança, por todas as coisas com as quais os homens me agrediram e pela prostituição, deixei que saíssem para o ecrã.
Sürekli peşimde dolanıyor beni taciz ediyordu.
Ela procurava-me a toda a hora. Ela assediava-me.
Taciz.
Solicitação.
ya da en azından bir taciz iddiası.... onu takip edebilirsiniz.
Ou pelo menos alegações, de abusos. Você pode acompanhar tudo ao longo do dia - Ah, senhor.
Çocukların taciz edilip edilmediği. Alzheimer...
Conferir se uma criança foi abusada...
Şu geçen sene peder tarafından, taciz edilen çocuk...
Aquele miúdo, o do confessionário no ano passado, que foi abusado pelo padre...
Burada duruyorum ve bir telefon görüşmesi yapıyorum, kendi işime bakıyorum... - Beni sebepsiz yere taciz ediyorlar.
Estou aqui, a fazer uma merda de um telefonema, a cuidar da minha vida... e eles começam a assediar-me sem motivo.
- Onu öldürdünüz mü? - Onu taciz etmeyi bırakır mısınız?
- Você matou-a?
Bazı raporlar, belki, bir taciz geçmişi olduğu.
Alguns relatórios, talvez, de um histórico de abusos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]