English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Takım

Takım translate Portuguese

36,991 parallel translation
Fitz ve takımın başına gelenlere çok üzüldük.
Estamos devastados com aquilo que aconteceu ao Fitz e à equipa.
- Peki ya bilim takımı?
E a equipa científica?
Zephyr'den Saldırı takımına :
"Zephyr" para a Equipa de Assalto...
Saldırı takımı, gidebilirsiniz.
- Equipa de Assalto, pode prosseguir.
Şu ana geçit şeysi son görevlerinde takımı kurtarmıştı.
Aquele "arco-portal"... que salvou a equipa na última missão...
Takım...
Todas as equipas...
Orada güzel bir takım var.
- É uma boa equipa. - Sim.
Siz Osaka takımı mısınız?
Vocês são a equipa de Osaca?
Osaka takımı mı?
Equipa de Osaca?
Hey, Tokyo takımı fena değilmiş.
A equipa de Tóquio não é nada má.
Osaka takımı sıkıymış.
A equipa de Osaca é muito forte.
Ya da ölen bir takım arkadaşını yeniden diriltmek.
Ressuscitar um membro da equipa.
Bu işi Osaka takımına bırakabiliriz böylece sadece hayatta kalmaya konsantre olabiliriz, tamam mı?
Vamos deixar isto para a equipa de Osaca e apenas concentrarmo-nos em sobreviver, está bem?
Tokyo takımından mısın?
És da equipa de Tóquio?
Ben Osaka takımından Anzu Yamasaki.
Chamo-me Anzu Yamasaki, da equipa de Osaca.
Osaka takımını yendik.
Ganhámos à equipa de Osaca.
Evet. Takımla bugün tanışacağım.
Eu vou encontrar-me com a equipa agora.
- Aynı takımdan olalım.
Vem para a minha equipa.
- Evet, yani teknik olarak diğer takımın bir oyuncusu eksikti.
- Sim. Bem, tecnicamente. A outra equipa estava desfalcada.
Bayan Swift, Şarkı-yazan takımınız burada.
Sra. Swift, a sua equipa de composição de canções está aqui.
Takım elbise ve kravat takıp bu yüksek...
Vestir fatos e gravatas e esta...
Daha iyi okullara gittiklerini görme şansım oluyor. Profesyonel takımlara gittiklerini görüyorum.
Tenho a oportunidade de os ver ir para escolas maiores e de os ver passar a profissionais.
Co-Lin çok iyi bir futbol takımı.
É uma grande equipa de futebol.
Scooba denince akla futbol takımı geliyor.
Quando pensam em Scooba, pensam na equipa de futebol.
Doğu Mississippi'yi son yenen takım Co-Lin'di.
A última equipa a vencer a EMCC foi a Co-Lin.
Herkesi yenebilecek bir takım.
São uma equipa que pode chegar e vencer.
Bu takım hücumda tempoyu yakalamalı.
Esta equipa tem de se recompor ofensivamente.
Size söylemiştim, takım tempoyu yakalayınca sıkı tutunun.
Eu disse-vos. Quando encontram um ritmo, segurem-se.
İki takım taraftarı da ayakta.
A multidão puxa por ambas as equipas.
Doğu Mississippi'yi son yenen takım, 2012 senesinde Co-Lin olmuştu. Scooba'daki elemelerin ilk turuydu.
Co-Lin foi a última equipa a vencer a EMCC em 2012, na primeira ronda de playoffs, em Scooba.
Wyatt Roberts oyunu kuracak, takımını galibiyete taşımak istiyor.
Wyatt Roberts está na formação, a tentar levar a sua equipa à vitória.
1962-63 futbol takımı.
Equipa de futebol, 1962-63.
Takım için coşturucu videolar hazırlıyoruz. Ulusal Şampiyonluğu kazanmak için ülke çapında birinci ya da ikinci sırada olmalısınız.
Para vencer um Campeonato Nacional, é preciso ser primeiro ou segundo a nível nacional.
" İşte görmek istediğim takım bu.
" Esta é a equipa que eu queria ver.
Özlediğim takım bu " dedim.
É a equipa de que tenho saudades. "
Takım için en iyi olanı yapıyorsunuz ama aynı zamanda çok moral bozucu.
Fazemos o que é melhor para a equipa, mas é muito frustrante ao mesmo tempo.
Yani... Amerika'daki her koç, her takım aynı süreçlerden geçiyor.
Quer dizer, todos os treinadores e equipas na América têm de passar pelas mesmas coisas.
İnsanlar sürekli soruyor, "En sevdiğin üniversite futbol takımı hangisi?"
As pessoas perguntam-me : "Qual é a tua equipa de futebol preferida?"
Onun yerine takımınıza güvenin.
Tenho demasiada fé em nós como equipa para me preocupar com isso.
Sahadaki en zalim, en kötü, en sert takım olmalısınız.
Queremos ser a equipa mais forte, aguerrida e dura de todas.
Buna takım arkadaşını korumak denir.
Chama-se ajudar os colegas de equipa.
Biziz, çünkü iyi olan takım biziz.
Nós, porque somos a melhor equipa.
1964'tekinden daha iyi bir takım kurmuştu.
Ele tinha reunido uma equipa melhor do que a que tinha em 1964.
Bizim gibi düzgün ayak takımını, bu boktan barına hala almaman çok iyi.
É bom ver que ainda mantém a canalha honesta, como nós, - fora desta fossa de bar.
Her zaman bir takım elbiseliden yapılması gereken için izin almaya zaman olmaz.
Nem sempre temos tempo para pedir permissão para fazer o que está certo.
Yer ekiplerine göre, MacGyver ve takımı çıkış randevusunu kaçırdı, ve çağrılarımıza cevap vermiyorlar.
De acordo com a base, o MacGyver e a sua equipa perderam o ponto de extracção e não respondem às comunicações.
Ralph'ın alarm tuş takımının Wi-Fi sinyallerini bozabilirim.
Posso assim interromper o sinal Wi-fi do alarme do teclado do Ralph.
Asistanım gerçi ama duvara takılıyor.
Então... ela é a minha assistente, mas... liga-se a uma tomada.
Saldırı takımım ne olacak?
E a minha equipa de assalto?
Bu çocuk komik gözlükler takıyordu onları da mı sen yaptın?
Este rapaz estava a usar aqueles óculos malucos foi você que fez?
Sanırım elektronik gözetime takılmamak için.
Penso que para evitar que seja hackeado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]