English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Taliban

Taliban translate Portuguese

644 parallel translation
Afganistan'daki Taliban hükümeti basını da kadınlar gibi kontrol ediyor.
Posso ajudar-vos, Agentes? Viste esta rapariga?
Taliban hükümeti neredeyse hemen her şeyi yasakladı.
Porque não treino o suficiente.
Belki herkesten daha çok Taliban.
É uma das nossas peças exclusivas.
Onu Bir Taliban'a verecekti, değil mi?
Por norma, não se desviam do percurso.
Taliban diktasına sadık kalmalısın. "
Permanece fiel ao senhor da guerra Taliban. "
ABD, Afganistan'da Taliban yönetimine 245 Milyon Dolar yardımda bulundu.
Os USA dão 245 milhões de dólares ao regime Taliban Afegão.
- Taliban da böyle yapıyordu.
É o que os do Taliban faziam.
Unutmayın, Taliban rejiminden kurtulmak bir savaş amacı değildi, bu sonraki bir düşünceydi.
Lembrem-se que depor o regime Talibã não era um objectivo de guerra, isso foi uma ideia posterior.
Dışarıda bir Taliban var.
Está um Taliban atrás da porta.
Bizi Taliban yapıyorlar.
Eles tranformam-os em Albanês aqui.
Kandahar dışındaki bir kaynak,... Sloane'a benzeyen birini Amhad Kabir'e sadık olan adamlarla gördüğünü bildirdi. Bu adam kısa bir süre Taliban'la çalıştı.
Um agente em Kandahar viu uma pessoa que corresponde à descrição do Sloane acompanhado por homens leais a Amhad Kabir, o senhor da guerra Pashtun que colaborou com os Talibã.
Taliban devrildiğinden beri bir kadının satılma yoluyla zorla evlendirildiğine karar verilirse, o kadın evliliğini iptal ettirebiliyor. Mahkeme kayıtlarına göre- -
Desde a saída dos Talibãs, uma mulher pode anular o casamento se for determinado que foi obrigada ou vendida contra a sua vontade, de acordo com os registos do tribunal.
Bush, bunu Taliban Hükümeti'nin Bin Ladin'e sığınması nedeniyle yaptıklarını söyledi.
O Sr. Bush disse que o fazia porque o governo taliban do Afega - nistão tinha acolhido o Bin Laden.
1997'de George W Bush, Teksas valisiyken bir grup Taliban lideri Unocal yöneticileriyle görüşmek için Houston'a gelmişti. Hazar Denizi'nde doğal gaz taşıyacak olan boru hattını tartıştılar.
Em 1997, quando George W Bush foi governador do Texas, uma delegação de líderes taliban do Afeganistão foi a Houston, para se reunir com executivos da Unocal, e discutir a construção de um gasoduto através do Afeganistão,
2001'de, 11 Eylül'den sadece beş buçuk ay önce Amerika'yı dolaşıp Taliban imajını düzeltmek için Bush Hükümeti özel bir Taliban temsilcisini ağırladı.
Depois, em 2001, cinco meses e meio antes do 11 de Setembro, a Administração Bush recebeu um enviado especial taliban que vinha em missão aos EUA, para ajudar a melhorar a imagem do governo taliban.
Taliban, ABD'den yetkililerle görüşmek için Dışişleri Bakanlığı'nda.
Eis o delegado taliban de visita ao nosso departamento de Estado onde se foi reunir com funcionários governamentais.
Bush yönetimi Harp gemimizi ve Afrika'daki elçiliklerimizi bombalayan adamı sakladıklarını bile bile nasıl bir Taliban liderinin ziyaretine izin verir?
Por que terá a Administração Bush permitido a visita dos talibans, sabendo que eles acolhiam o homem que bombardeara o USS Cole e as nossas embaixadas africanas?
Taliban.
Os talibans.
Hangisi Amerikan Talibanı :
O quê? O Talibã Americano?
Taliban çabuk düşürüldü diye herkes oradaki işin kolay olduğunu sandı.
Toda a gente acha que foi canja porque os talibãs caíram depressa.
Koca adam, sana Taliban kar küresi getirdim.
Olá, chefe, trouxe-te um globo de neve talibã.
Burası böyle salak bir yer. Birgün herkes Balinları kurtarırken, Başka gün Taliban oluyorlar.
Numa semana andava a salvar baleias, noutra era o Talibã Americano.
Onu Afganistan'a girerken görmüştüm Talibin arazisine 200 adım falan kala.
Vi-a ir para o Afeganistão cerca de 200 quilómetros de território Taliban.
Ve Taliban tarafından vurulmak üzereydik ki her zamanki gibi, Joe para yedirecek birini buldu ve kaçmayı başardık.
E seríamos fuzilados a qualquer momento pelos Talibã, até que, de forma típica, o Joe achou alguém para subornar, e conseguimos escapar.
Sırplar tarafından öldürülmüş gibi gösterin. Ya da Taliban.
Faz as coisas de forma a que pareça que ele foi morto por sérvios, talibans.
Pakistanlı gurup Cemaatu'l-İslamiye'nin, Taliban'la müttefik olmaya daveti üzerine göstericiler bugün Keratşi caddesinde toplandılar.
Multidões em marcha pelas ruas de Karachi. Organizadas por partidos islâmicos paquistaneses, são apoiantes dos Taliban.
Taliban'ın en önemli merkezi Kandahar, Afganistan'ın güneyinde bulunuyor.
Kandahar, no Sul do Afeganistão. Terra natal dos Taliban.
Bu görüntüler Cezire televizyonundan aktarılıyor. Amerikan bombardımanına rağmen Taliban'a halk desteği çok güçlü bir şekilde hâlâ sürüyor.
Estas imagens da Al Jazeera mostram, que o apoio aos Taliban continua forte, apesar dos bombardeamentos americanos.
Amerikan kuvvetleri saatlerdir Kabil'in kuzeyindeki Taliban kamplarını bombalıyor.
Os raids aéreos americanos continuam sem dar tréguas atacando tanques e posições Taliban a norte de Cabul.
Herhangi bir ölü raporu verilmedi ; fakat Taliban Celalabad'daki camiye roket düştüğünde, 15 kişinin öldüğünü beyan etti.
não se conhecem vítimas, mas os Taliban afirmam que 15 pessoas morreram quando um míssil atingiu uma mesquita em Jalalabad.
Kuzeylilerin liderleri Taliban hareketine son noktayı koyacak çatışmanın bu olduğunu söylüyorlar.
Os comandantes da Aliança do Norte dizem que esta será a última guerra dos Taliban pelo seu último bastião a norte.
Uzun kamyon konvoylarından ilk cepheyi boydan boya geçen Taliban savaşçılarını seyrediyorsunuz.
Vemos Taliban atravessar a linha da frente num fluxo contínuo de veículos.
Bu, Taliban kuvvetlerinden teslim olan - yenilen- en büyük esir topluluğu. Burada bizim gibi birçok seyirci var.
É a maior rendição de forças Taliban testemunhada por estrangeiros, tal como nós.
Susuz ve yemeksiz günler geçirdik. Yüzlerce Taliban savaşçısı, Kuzey ittifakı muhafızları üzerinde hakimiyet kurduğu zaman Karacanci hapishanesinde meydana gelen ayaklanma olaylarından sonra Taliban savaşçılarının ekserisinin çok tehlikeli olduğu göz önünde bulunduruluyor.
Estes Talibans, tidos como extremamente perigosos após recentes motins numa prisão próxima onde centenas de prisioneiros Taliban dominaram os guardas da Aliança.
Tamam, sen El-Kaide'densin ; çünkü seni Taliban üyelerinin arasında kuzeylilerin boğazının ortasında yakaladık.
Certo. Tu és da Al-Qaeda. Foste caço junto de Talibans, foste preso pela Aliança do Norte, e quero saber onde está o Bin Laden.
Onlara Taliban'dan olmadığımı söyledim ; ama beni dinlemek istemiyorlar.
Digo-lhes que não sou Taliban mas não querem saber.
Taliban hareketine katıldın mı?
Combateste com os Taliban?
El-Kaidey'le ilişkiniz olduğu için Guantanamo'da kaldığınıza dair hazırlanmış bu evrakları imzalayın.
Assina este papel a dizer que foste detido em Guantanamo por ligações à Al-Qaeda e aos Taliban.
Aslında Taliban'dan kaçıp, mülteci kampındaki Visa Piyangosu sayesinde buraya gelmiş, üç işte birden çalışna bir Afgan aile idi.
Actualmente, foi uma família do Afeganistão que fugiu dos talibãs e conseguiu arranjar vistos de imigração num campo de refugiados, e têem três empregos.
Hussan'ı yakalarsak Taliban bir yıI çöker.
Se apanhamos o Hussan, os Talibãs encerram por um ano.
Üsame Bin Ladin ve Taliban tarafından
Um país assolado pela guerra, durante 23 anos.
Taliban Pakistan'ın askeri desteğiyle
Os Talibans eram um grupo de extremistas religiosos..
Ardından Pakistan Taliban'ın saflarında
Foi divulgado que os soldados.. .. paquistaneses também tinham entrado no Afeganistão..
Afganistan'a girdi 11 Eylül'ün ardından Pakistan çekildi ve Kabil Taliban ve mücahitlerin denetimine girdi
.. para lutar ao lado dos Talibans. Depois do 9 / 11, o Paquistão desertou os Talibans.. .. e a aliança do norte Mujahiddeen, assumiu Kabul.
Patrona Talibanla görüşmeliyiz demek zorunda mıydın sanki?
Porque é que tiveste de dizer ao chefe.. .. que conseguiríamos uma entrevista com os taliban..... ou morrer tentando..
Taliban'a gitmek, onla tanışmak isteyen siz değil miydiniz?
Vocês não desistiram sobre o desejo de encontrar os Taliban..
Sağ bir Taliban bu günlerde çok değerli
Se é apanhado vivo, um Taliban é inestimável nestes dias.
Ellerinde Taliban esirlerinin olduğunu kimsenin bilmemesi gerekir
Ninguém deve saber que eles têm alguns prisioneiros Talibans.
Nefise'nin babası Taliban değil mi?
- Sim, isto é seu?
Taliban'a ne mi oldu?
E querem saber dos talibans?
Birkaç Taliban yakalamışlar
Falei com alguns Mujaidines que mantiveram alguns Talibans Paquistanês.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]