English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tampon

Tampon translate Portuguese

695 parallel translation
Bay Cobb eski bir gazeteci. Amcanızın yanında yıllarca tampon olarak çalıştı.
O Sr. Cobb é um ex-jornalista, há muito, braço direito do seu tio.
Tampon mu?
Braço?
- Ama o kanı durdurmak için bir tampon hazırladı, - - Ve kanı durdurdu. Uyandığında artık kanamıyordu.
Ao despertar, tinha deixado de sangrar e apesar de muito fraco, demonstrou-lhe seu afeto.
Çıkarmanın yedinci günü, kıyıda kilometrelerce oluşan kuyruk tampon tampona kıyıdan içerilere doğru uzuyordu.
No sétimo dia, depois do Dia D, estavam em terra muito veículos, iam das praias para o interior, colados uns aos outros.
- Tampon çıkartmaları.
- Adesivos para os carros.
Tampon.
O para-lama.
Carrie White'a tampon mu fırlattın?
Atiraste tampões à Carrie White?
Ona bir tampon verdim.
Dei-lhe um tampão.
Yoksa ceketinin yakasına kanlı bir tampon mu tutturacaksın?
Ou vais simplesmente pregar um tampão na lapela?
Haydi Tampon!
Vamos, Saltitam!
Bu sefer aramızda tampon olarak BM birlikleri var.
Desta vez há tropas da ONU entre nós como um tampão.
Tampon çubuğu.
Esponja.
Sana tampon alıp bir köşeye çekilirdim.
Comprava-te um caixote de tampax e pirava-me.
Bunu gördüğünü öğrenirlerse hayatın tampon fabrikasında bir kamyon dolusu ölü fareden değersiz olur.
Você tem que ir embora. Se descobrem que viu isto... a sua vida valerá menos que um carregamento de ratos mortos... numa fábrica de tampões.
Bakın ön tampon olayı size 11.95'e patlıcaktır.
Alinhar a direcção vai custar $ 11.95.
Vakit gelmişti, pis tampon.
Já era hora.
Üzerinde "Tampon" yazan kağıt Görmek zorunda kalma diye 8 galon su mu harcayayım?
Queres que gaste 8 galões de água para não teres de ver papel com Tampax escrito?
"Tampon" bile diyemedin.
Nem sequer dizes Tampax.
Bu söz güzel bir tampon etiketi olabilir.
Vai ficar uma cenoura espetacular.
Sadece fiyat tavana vurur çünkü reşit değilsin ve şu Tampon Kraliçesi için fazladan vergi ödüyorum zaten.
Embora vá subir em flecha por seres menor, e andar a pagar uma taxa especial, pela rainha dos carrinhos de choque.
Bu sanki kötü bir tampon reklamı gibi.
Iso é como um mau anúncio para tampões.
Arsaların arasında "tampon bölge" var. Onu ya çalılıklarla yada su yoluyla gizliyorlar.
Entre cada terreno há uma faixa de terra de ninguém disfarçada por uma vedação ou um fosso.
Bira ve tampon reklamlarından başka bir şey yok. MTV. Okyanusta bir yat.
Comerciais de cervejas... absorventes, iates no mar, brincos... cavalos de corrida.
- Tampon yazısı gibi konuştun.
- Parece um lema.
Bakalım, çatlamış ön cam, eritilmiş tampon, delinmiş radyatör ve bagajda diş izleri.
Vamos ver, vidros partidos, pneus derretidos, radiador furado, marcas de dentes na mala.
Kıracağın o tampon radyatörüne girerse hapı yutacağının resmidir.
Faz isso e o pára-choques dele entra-te pelo radiador dentro.
Tampon çekmecesinde.
- No carrossel dos tampões.
Orada tampon bölge yok.
Não há uma zona... que amorteça...
Tampon bölgeye ihtiyacım var.
Preciso de apoio.
Böylece yağlar sinir hücrelerinde toplanır, arterlerde tampon oluşturur.
Acumulam-se nas células nervosas, à maneira dos coágulos nas artérias.
"NEREDE BENİM BİFTEĞİM?" tampon etiketimin..... yerine birşey koyacağımı hiç düşünmemiştim.
Nunca pensei que iria encontrar um substituto para o meu autocolante de carro "Onde está a carne de vaca?"
Residual enerji tampon şarjını güçlendirmiş olmalı. Ve bu sayede Doku kaybını önledi.
A energia residual deve ter amplificado o amortecedor impedindo a degradação.
Tampon alanı jeneratörü yerleştirildi mi?
Temos campos amortecedores?
Enerji tampon koruması faal.
Já funcionam os amortecedores de energia.
Onların tampon programıyla korunduğunu sanmıştım, ama 500 yıl çok uzun bir bekleme süresi sanırım.
Pensei que elas teriam sido protegidas pelo programa de proteção dele, mas eu acho que 500 anos foi muito tempo.
Tampon açıklığı en az on inç olmalı.
A altura do pára-choques tem que ser no mínimo 25cm
Motorun güç emisyonlarını değiştirebilir ve yayıcı bobinlerin etrafına tampon yerleştirebilirim.
Podia modular as emissões de energia do motor, reconfigurar a rede do escudo e instalar amortecedores de campo à volta da bobina.
Tampon da ister misin?
Tampões?
Tampon etiketi işindeyim. Bana iyi bir slogan lazım ve siz insanlara ilham verdiğiniz için bana yardım edebileceğinizi düşünmüştüm...
tenho um negócio de autocolantes, e como és uma fonte de inspiração, talvez me pudesses ajudar...
Birkaç yıI sonra duydum ki o adam bir tampon sloganı bulmuş ve onunla çok para kazanmış.
Anos mais tarde, soube que arranjou uma boa frase para o autocolante. Ganhou muito dinheiro com ela.
Cadde de tampon tampona. Şöyle düşünün. Jordan Amatör Beyzbol Ligi'nde oynuyor, değil mi?
Veja-me isto, o Michael Jordan está a jogar nas ligas secundárias.
Biraz daha tampon çıkartması alabilir miyim, lütfen, ahbap?
Podem dar-me mais alguns autocolantes, por favor, bacano?
Benim kuantum matrisimi sizinkiyle eşleştirmek için ışınlayıcının tampon belleğini kullanabiliriz.
Usávamos um buffer de teletransporte para igualar a minha matriz quântica à tua.
- Leonesse'i tampon olarak istiyor.
- Quer Leonesse como estado-tampão.
- Biraz tampon bölge.
- Para ter uma zona intermédia.
Annem için tampon satın alırdım.
Costumava comprar absorventes para a minha mãe.
1200 millik tampon bölge olayına alışmıştım.
Estou habituado a uma zona intermédia de dois mil quilómetros.
Bir tampon bölgen olması gerekli.
Há que haver uma zona de separação.
Tampon!
troquei as mudanças
Belki adamın tampon çıkartmasındaki "San Quentin'nin kalbiyim" yazısından söz edersem.
- Depilação. - Tears and Vomit. - Depilação.
Acil gücü, 4 numaralı tampon tankına çekin.
Tom?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]