Tardis translate Portuguese
289 parallel translation
Eğer gücü yeterince arttırabilirsem,... belki Tardis güç alanını aşabilir.
Quando tiver visto os anos que vi, não usará tal termo levianamente!
Bize zarar veremez. Ben o kadar emin değilim. Tardis'te kesinlikle güvendeyiz.
Sim, sabe que senti uma grande energia de fora deste prédio um tipo de atração magnética.
Tardis'i hemen kendi gezegenimize döndür.
Lida com problemas científicos bem além do alcance de qualquer outro.
Tardis'in size yararı olmaz.
Ninguém opera WOTAN.
Dünya'da 20. yüzyıla gönderilecek ve biz istediğimiz sürece orada kalacaksın,... bu süre zarfında da Tardis'in sırrı elinden alınacak.
Sou humano! Nada é mais importante do que a vida humana. As máquinas não podem governar os homens!
- Bu TARDIS.
- Esta é a TARDIS.
- TARDIS?
- Tardis?
TARDIS üzerinde yıllardır çalışıyoruz.
Nós temos trabalhado na TARDIS durante muitos anos.
Öyleyse Barbara'yı bulup TARDIS'e geri dönmeliyiz.
Temos que encontrar a Barbara e voltar para a TARDIS.
TARDIS'e dönsek de cıva olmadan gidemeyiz.
Mesmo que consigamos, não podemos partir até arranjarmos algum mercúrio.
TARDIS'in yanında bulduğumuz şu cam şişe kutusu.
Aquela caixa com frascos que descobrimos fora da TARDIS.
Susan, TARDIS'e geri dönerken Dalekler'in seni götürdüğü yolu göster.
Susan, indica o caminho onde os Daleks te levaram para voltar à TARDIS.
- Bilmem. - Doktor, bana bir şey söyle.
Preciso desta TARDIS!
- Doktor, bu gerçek TARDIS değil. - Çok iyi hayal ettiğimi umalım o zaman.
- A maioria das pessoas também não.
Trafik sorun olmaz, bizde Tardis var.
O trânsito não será problema, - temos a TARDIS.
Tardis olduğu yerde kalacak.
Confia em mim, a TARDIS fica onde está.
Tardis'in anahtarı.
Chave da TARDIS.
Kızım ona Tardis dedi.
Ela chamou-lhe TARDIS.
Tardis'i gözden uzak tutsam iyi olacak.
Vou à paisana. É melhor manter a TARDIS escondida.
Hayır. Benim Tardis'im var.
Não, só tenho a TARDIS.
- Tardis'i buldum.
- Encontrei a TARDIS.
- Hayır. Ama Tardis olayı çözdü. Bunu izlemek istersin.
Não, mas a TARDIS descobriu.
Bir yarığı kapatmak her zaman bir iz bırakır ve bir enerji yaratır. İnsan ırkı için zararsızdır. Tardis için mükemmeldir.
- Mas fechar a fenda deixa uma cicatriz e essa cicatriz gera energia inofensiva aos seres humanos... mas perfeita para a TARDIS.
Durun! Tardis'i burada bırakırsak kimsenin dikkatini çekmez mi?
Esperem, não vão deixar a TARDIS, ninguém repara nela?
Tardis, indiği yere göre görünüm değiştirmek için tasarlanmış.
A TARDIS disfarça-se onde quer que aterre.
Madem Tardis yarına kadar burada kalmak zorunda, biz bir otele gidip, birlikte vakit geçirebiliriz.
E se a TARDIS não pode ir embora até de manhã podíamos... ir a um hotel, passar lá a noite?
Tardis'i kullanıyor! Durduramıyorum!
Está a usar a TARDIS, não consigo pará-lo!
Bu Tardis. Benim Tardis'im.
É a TARDIS, a minha TARDIS.
- Tardis'in kalbi.
- É o coração da TARDIS.
Tardis'in kalbine baktı.
- Ela olhou para o coração da TARDIS.
Bilmiyorum. Bir tür sinyal, Tardis'i hedefinden saptırdı.
Algum tipo de sinal, a desviar a TARDIS da rota.
TARDIS'in anahtarı.
A chave da TARDIS.
Yada TARDIS'in etrafında dolaşıp, beni bekleyeceksin.
Ou ficarás a deambular pela TARDIS à minha espera.
TARDIS'in anahtarı!
É a chave da TARDIS.
Bu gösteriyor ki, anahtar hala TARDIS'le bağlantılı!
Está a dizer-me que ainda está conetada à TARDIS.
Bunun adı Tardis.
Essa coisa chama-se TARDIS.
- Tardis.
- É o TARDIS.
TARDIS'in telefonunu bile.
Até o telefone da TARDIS.
TARDIS'e hoş geldin.
Bem-vindo à TARDIS.
Hack edip TARDIS'e bağladım.
Invadi-o e conetei-o à TARDIS.
İşte burada. Tardis'in anahtarını al.
Toma, leva a chave da TARDIS.
İnsan İmparatorluğu, senin T.A.R.D.I.S.'de gördüklerine kıyasla, ufacık kalır.
O Império Humano é pequeno, comparado ao que viste na tua T, A, R, D, I, S... TARDIS!
Tardis'in yeri belirlendi.
TARDIS detetada em vôo.
Tardis'te savunma sistemi yok!
A TARDIS não tem defesas.
Tardis yere indiği anda, sonuçların bir parçası olurum. Zaman çizgisinde saplanır kalırım.
Assim que a TARDIS aterra, nesse mesmo segundo, eu torno-me parte dos acontecimentos.
Tardis'in yapabileceği başka bir şey daha var.
Há outra coisa que a TARDIS podia fazer.
Neydi o öyle? Neden zorla hareket ediyorduk?
Ah bem, temo que, ao voltar pro século XX, a TARDIS seja confundida com uma Cabine de Polícia real!
Meraklanma Jamie, Tardis batmaz.
Ah, Doctor!
TARDIS!
Tens os mercados financeiros todos a debaterem-se na tua cabeça.
TARDIS dışarıda.
Pois não.
Bu Tardis'in bir hediyesi.
É um presente da TARDIS.