English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tarih

Tarih translate Portuguese

5,889 parallel translation
Ona karşı kendini kaybedersen, Vincent Gabe'e bir şey yaparsan aklanman tarih olur.
Se perderes isto, se fizeres alguma coisa ao Gabe, lá se vai a tua absolvição.
Ya tarih tekerrür etmezse?
E se a história não se repetir?
Tarih böyle bir şeyi yazmış mıdır sence?
Isso já aconteceu alguma vez?
Münich'deki Tarih ve Sanat müzesi.
No Museu de História e Arte de Munique.
Tarih sadece bir yüktür.
A História é um fardo.
Bu tarih doğru mu?
Esta data está certa?
Eminim cenaze için müsait olduğun bir tarih ve saat vardır.
Vou fazer com que recebas a data e a hora do funeral.
- Tarih kitaplarında yer almaz ki.
- Não está nos livros de história.
Tarih bilgim fena değildir.
Sou historiador.
Tarih dersin bittiyse...
- Já acabou a aula de História?
Matty ve ben tarih olmuştuk.
O Matty na minha vida já passara à história.
Bilgisayar yazılımlarının tarih boyunca... -... 2 yılda bir ikiye katlanması.
Seguindo a história da capacidade dos "hardwares", a sua capacidade dobra a cada dois anos.
Tarih boyunca yaşamış farklı insanların rüyalarının kayıtları.
- Sonhos. Relatos de sonhos de pessoas ao longo da história.
"Tarih tekerrür etmez ama benzer."
"A história não se repete. Mas rima".
Jane ona sadece bir zaman aralığı verdiklerini söyledi belirli bir tarih değil.
O Jane disse que apenas lhe deram uma altura provável de chegada, não uma data especifica.
Henry, tarih dersi almak istemiyorum.
Henry, não quero uma aula de História.
Robbins mini bir ekipman cephanesi toparlayıp üç kişilik bir ekiple, Half Dome üzerinde tarih yazmak üzere harekete geçti.
Robbins juntou um pequeno arsenal de equipamento e, com uma equipa de três pessoas, partiu para fazer história em Half Dome.
Tarih kategorisinden, tamam mı?
A categoria é História, certo?
İşte o anda bütün tarih değişti.
E nesse pequeno momento, todo o curso da História deve mudar.
Çünkü eğer ben ve kardeşlerim için başkası da aynı şeyi yapsaydı adım gibi eminim ki tarih çok daha farklı gelişirdi.
Porque se alguém tivesse feito o mesmo por mim e pelos meus irmãos, estou certo de que a nossa história teria sido diferente.
İleri Tarih sınıfından Becca.
" A Becca, de História.
Orada tarih yazdın, adamım.
- Foste o melhor, meu!
Gizem çözülüyor Matematik, Fen, Tarih ile
Matemática, ciência, história, a desvendar o mistério
Yarın tarih sınavım var.
Tenho um teste de História amanhã.
Sevilerek tarih yazmadın.
Não se faz história a ser muito querida.
- Cambridge Modern Tarih'in Beşinci cildi.
O quinto volume da História Moderna de Cambridge.
Matematikte olmaz muhtemelen ama biraz tarih bilirim ve birkaç kitap okudum.
Provavelmente, não com a matemática, mas sei um pouco de história e li alguns livros.
Öğrenmeye başlamadan önce tarih, sanat gibi şeylerin yalnızca üst kattakiler için olduğunu düşünüyordum.
Antes de começar a estudar, pensava que a história, a arte e essas coisas eram só para a família e não para nós.
Gizem çözülüyor Matematik, Fen, Tarih ile
Matemática, ciência, história, desvendando o mistério...
İyi insanlar tarih boyunca güneşe ulaşmaya çalışıyordu.
# Bons homens ao longo dos séculos # # Tentaram encontrar o sol #
Zenci Tarih Ayı şerefine George Washington Carver'ın tasvirini ev arkadaşımın "vahşice ırkçı" dediği içten bir övgüyle yaptım.
Em homenagem ao Mês da História Negra, Eu retratei George Washington Carver num tributo de amor e meu amigo disse que é "muito racista".
Gizem çözülüyor Matematik, Fen, Tarih ile
Matemática, ciência, história, a desvendar o mistério...
Tarih asla başka bir Stuart kralının ismini kaydetmeyecek ama talihsiz bir şekilde ölüme mahkûm edilen binlerce İskoç'un ismini kaydedecek.
A história nunca mais vai registar o nome de outro Rei Stuart, mas vai registar os nomes de milhares de homens das Highlands que morreram desnecessariamente por uma causa perdida.
Tarih lanetlenecek.
Que se dane a história.
İstersen dalganı geç ama diyorum ki sana tarih tekrar ediyor.
Gozem o que quiserem, mas estou a avisar, a história está a repetir-se.
- Ödevlerine tarih atmalarını ben söylerim.
Eu peço sempre para porem a data dos TPC's.
O yüzden adı tarih, Jake.
Por isso se chama História, Jake.
Tüm tarih boyunca yaşanan en kötü ağız kuruluğuna sahibim -
Tenho o pior caso de boca seca na história... O quê?
Tarih damgasındaki bu koddan anlaşılıyor.
Consigo saber isso pelo código da fotografia.
Bir tarih profesörünün anlayabileceği ama bir Espheni'nin anlayamayacağı bir mesaj.
Um professor de história, vai perceber. Um Espheni não.
Antik Tarih.
Passado.
Tarih kitaplarını oku.
Lê os livros de história.
Tarih bunu hatırlayacak.
É disso que as pessoas se vão lembrar.
Sizlerden geri dönmeyenler Moğolların Gizli Tarih'ine isimleri kazılacak.
Os que não regressarem terão o seu nome gravado na História Secreta dos Mongóis.
- Efendi Phospho, ben bütün tarih kitaplarını okudum.
Mestre Fósforo. Eu li todos os livros de história sobre o assunto.
Ama buraya benimle tarih tartışmaya gelmedin.
Mas, não veio até aqui para debater a História comigo.
- Bugün tarih yazıyorsun.
Estás a fazer história hoje.
Bugün tarih yazacaksın.
Hoje, vais fazer a história.
Tarih hiçbir zaman gerçekte yaşananları anlatmaz Bassam.
A História quase nunca conta aquilo que realmente aconteceu.
Bir tarih kurdu olduğunu hiç düşünmemiştim.
Não sabia que gostavas de História.
Tarih yalan söylemez.
O histórico não mente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]