Taylor translate Portuguese
5,529 parallel translation
Shauna Taylor'ın ölümünden hemen sonra onun evinden çıktığını gören bir tanığımız var.
Temos uma testemunha que o viu a sair do apartamento da Shauna Taylor logo após ela ser assassinada.
Shauna Taylor bu olaya nasıl oturuyor ki?
Como é que a Shauna Taylor se encaixa nesta história?
- Shauna Taylor'u neden hedef seçtiğini biliyor musun?
Sabe se tinha motivos para matar a Shauna Taylor?
Siz "zamanda biraz geri gidip" Ward'ın 6 yıl önceki yoldaşlarını bulun Castle'la ben de sabıkasını araştırıp Shauna Taylor'la olan bağlantısını ve hatta şu tamamlanmamış işini araştıralım.
Por que é que vocês não voltam no tempo e tentam descobrir os parceiros do Ward de há 6 anos atrás? Eu e o Castle vamos analisar o arquivo do caso para tentar encontrar uma ligação entre ele e a Shauna Taylor ou, talvez, descobrir quais são os seus assuntos inacabados.
Taylor'un doğumunda sezeryan yaptırmıştım.
Foi uma cesariana. O Taylor estava em posição pélvica.
- Taylor, buraya gel hayatım.
Taylor. Chega aqui, querida.
- Selam Taylor.
Olá Taylor.
Taylor, bana pas ver.
Taylor, passa-a para mim.
Maurice Castillo, Antonio Taylor gelecek ve ondan sonraki sene birinci tur haklarımız.
Maurice Castillo, Antonio Taylor, a nossa primeira opção no próximo ano e no ano seguinte.
Gerçekten Taylor ve Castillo için Bo Callahan'dan vazgeçeceğimi düşünüyor musun?
Acha mesmo que vou abdicar do Bo Callahan pelo Taylor e o Castillo?
85 metre koşu, Taylot defansı zayıflatıyor, 9 metre daha ve touchdown.
Corrida vencedora de 85 metros, o Taylor bate a fraca protecção para um "touchdown" de 9 m.
Montana Taylor'a hafif falsolu bir top attı.
O Montana inclina-se ligeiramente para o Taylor.
Komiserim, Taylor ve Seasons'da 16-14 durumu var.
- Oficial, temos um 16-14 a decorrer no Taylor and Seasons.
Bellevue'dan Taylor King 76 yardalık bir gol attı.
Taylor King, do Bellevue, faz um touchdown nas 76 jardas.
Çavuş Taylor için üzgünüm. Gerçekten üzgünüm.
Lamento pelo sarjento Taylor, a sério.
Neden sebze yemiyorsun, Taylor?
Porque não comes vegetais, Chandler?
Evet ama "Özgürlük" birini özlemenin başka bir kelimesidir o kadar.
Sim, mas "liberdade" é outra maneira de dizer "sentir falta de alguém". Acho que foi a Taylor Swift que disse isso.
Evet. Taylor.
Pois, a Taylor.
Ama bu Taylor Swift.
Mas isso é Taylor Swift.
"iPod'umda dinlediğim son şarkı neydi?" Taylor Swift gibi.
"Qual foi a última canção que ouvi no Ipod"? Taylor Swift.
Ajan Taylor.
Agente Taylor.
Ne yani Şerif Andy Taylor senin için yeterli değil mi?
Ou o quê? O xerife Andy Taylor aqui não foi suficiente para ti?
Yanımda Rebecca Taylor var, hizmet içi hukuk müşavirimiz.
Estou aqui com a Rebecca Taylor, a nossa consultora jurídica.
Butler ve Taylor adındaki kadın yarın buraya gelecek.
O Butler e aquela mulher, a Taylor, vêm para cá amanhã.
- John Bosworth, Bayan Taylor.
Falámos ao telefone.
Siz FBI ajanıysanız ben de Taylor Swift'im.
Se vocês dois são do FBI, então eu sou a Taylor Swift.
Ben de Taylor Swift'in kalbini yemek istiyorum ama her zaman istediğimizi alamıyoruz.
E eu quero comer o coração da Taylor Swift, mas nem sempre podemos ter o que queremos.
Haftalardır sen ve Taylor arasındaki sürtüşmeyi izliyordum. Ama işi pişireceğinizi hiç düşünmemiştim.
Estive-te a observar e à Taylor durante semanas, e não pensei que fosses, realmente, fazer isso.
- Meredith Taylor.
Meredith Taylor.
Ben Kurt Taylor, iş ortağıyım.
Sou o Kurt Taylor, o sócio dele.
Kurt Taylor.
Kurt Taylor.
Kurt Taylor hakkında elimizde başka ne var?
O que é que sabemos mais sobre o Kurt Taylor?
Bay Taylor...
O Sr. Taylor...
Polis, yerel iş adamı ve online oyun girişimcisi Kurt Taylor'a Alicia Barclay cinayetiyle bağlantısı olup olmadığı hakkında sorular soruyor.
A Polícia está a questionar... os negociante local e empresário de jogos "online"... Kurt Taylor, relativamente ao homicídio da Alicia Barclay.
Alicia Barclay'ın eşi, Peter Barclay, Kurt Taylor ile High Rollers online bahis sitesinin iş ortağı.
O marido da Alicia Barclay, Peter Barclay, é sócio da empresa de jogos "online" "High Rollers", com o Kurt Taylor.
Dinle, bütün delillerimiz hala Kurt Taylor'u işaret ediyor.
Olha, todas as provas ainda apontam para o Kurt Taylor.
- Meredith Taylor bize senden bahsetti.
A Meredith Taylor falou-nos de si.
Evet, birileri gerçekten Kurt Taylor'un bu işe bulaştığına inanmamızı istedi. - Aramızda kalsın ama bence o yapmadı.
Sim, alguém queria muito que acreditássemos que o Kurt Taylor estava envolvido, mas, aqui entre nós, não acredito nisso.
Evet ama benim merak ettiğim şey bizi Meredith Taylor'a götürebilecek mi.
Pois, mas quero ver se ele nos levará até à Meredith Taylor.
Meredith Taylor'a değil yani?
Então, não foram para a Meredith Taylor?
Kurt Taylor'ın Saint Lucia tatilinde ölen ikinci eşi olan April mı?
A April, como a segunda esposa do Kurt Taylor, que morreu nas férias, em Sta. Lucia?
- Bağlantımın sen olduğuna inanamıyorum. Haftalardır sen ve Taylor arasındaki sürtüşmeyi izliyordum. Ama işi pişireceğinizi hiç düşünmemiştim.
Observei-te a ti e à Taylor fazerem essa dança durante semanas, mas, não achei que fosses realmente fazer isso.
Bence Robin Lord Taylor'ın Penguen betimlemesi insanlara ilham verecektir, çünkü Penguen sadece kötü adam veya suç dehası değil, aynı zamanda biraz sempatik de.
Acho que a interpretação do Robin Lord Taylor de Penguin vai ser uma verdadeira revelação para as pessoas, porque o que está a fazer não é apenas interpretar uma espécie de génio do mal vil e mau, mas é algo simpático, é fácil de se gostar dele,
Birini mi bekliyorsun?
À espera de alguém? Taylor.
Taylor. Sanırım gelmeyecek.
Acho que ela perdeu a noção do tempo.
Dinle, Taylor'dan hoşlandığını biliyorum.
Ouve, sei que gostas da Taylor.
Taylor.
Taylor.
Taylor!
Taylor!
John Taylor.
John Taylor.
- Seni de öyle.
John Bosworth, Ms. Taylor.
Buluşacağım kişinin Taylor olduğunu sanıyordum.
Já te disse, pensei que o Taylor fosse o meu contacto, está bem?