Tender translate Portuguese
54 parallel translation
Böyle şeyleri fazla ciddiye alıyorsun galiba. - Bu bacak kabulümdür.
Acho que podemos tender a sobrestimá-las.
Irkımın on yıllardır anlamaya çalıştığı bu Okyanusla, hayali de olsa bir ilişki kurma olasılığını geri çevirmeye hakkım var mı?
Acaso tenho o direito de renunciar... embora seja a uma suposta possibilidade de contato com o Oceano, ao que tantos anos trata de tender minha raça fios de compreensão?
* Yumuşak ve tatlıydı *
She was tender and sweet
Ama eve dönerken biraz Tender Vittles alabiliriz.
Passamos pelo mercado a caminho de casa.
1000 rulo "Sev Beni Aşkım" tuvalet kağıdı.
Mil rolos de papel higiénico Love Me Tender.
Aptal Zorro kostümünle etrafta zıplayıp, "Love Me Tender" kasetimi kırdığın zamanı hatırlıyor musun?
Lembra-se de quando você ficou por aí com aquela fantasia idiota de Zorro, e partiu o meu disco "Love Me Tender"?
Bahriyeli, neden benim için "Love me tender" i söylemedin?
Sailor, porque é que não cantaste "Love me tender" para mim?
Ne kadar isterdim, benim için "Love me tender" şarkısını söylemeni.
Gostava que tu cantasses para mim "Love me Tender".
Ah, ne deneyimdi ama.
Tender a massa até estar pronta.
Ivan Moffat, Tender is the Night ve Giant için senaryo yazdı.
Ivan Moffat escreveu os roteiros de Tender is the Night e Giant.
Onu yakalatman konusunda bunun etkisi oldu mu?
Isso influiu em sua decisão de lhe tender a armadilha?
All that schlepping your tender age!
Todo esse exercício, na sua tenra idade!
Bir teklif için arkadaşça.
A tender para uma oferta.
Dozer Tender 1441
Dozer Tender 1441.
Ajan Doggett'ı suçlu göstermek için... otopsi sonucunu bana söyledin.
Você me entregaste esse obituario para tender-lhe uma armadilha ao Agente Doggett.
Seni tuzağa çekmek için sana dostça davranıyorlar.
Só lhe demonstram amizade para tratar de te tender uma armadilha.
Kararsız, yön değiştiriyor ve sağa dönüyor.
Um clima instável e fraco, células a tender ao lado direito.
"Love Me Tender" harika olur. Rufus... işinin ehlidir.
Rufus - é o tipo.
Şirket bize ücretsiz yem veriyor. Karşılığında biz de hayvanlarımızı onlara satmak zorundayız.
A empresa nos dá a raçäo de graça... e em troca temos que vender o gado para o frigorífico Host Tender.
Ayrıca test aşamasına katılanlara... teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Quero... Quero agradecer a todos vocês que participaram dos testes... da nova raçäo da Host Tender.
Host Tender Etleri, müdürlük.
Sou chefe do departamento de pesquisas da Host Tender.
Bell Creek Parkı. Tender Eti kurbanı.
Na Host Tender.
Ayrıca herkesin Host Tender Etlerinin.. verdiği yemleri kullanmayı kesmesini öneriyorum.
E, em segundo lugar, eu sugiro... que parem de alimentá-los com a raçäo-teste da Host Tender.
Parazitler üzerine konuşmaları... medya ilgisini çekmek ve... suçu Host Tender'a atmak için.
Toda essa conversa... é uma tentativa do doutor de conseguir exposiçäo na mídia... às custas do Frigorífico Host Tender, no Missouri.
Büyük büyükbabam 1887'de Host Tender'ı kurdu.
Meu tataravô fundou a empresa em 1887.
Host Tender'ı mı yoksa Fletcher'ı mı?
A Host Tender? O Fletcher?
Odermatt'ın şirketi Host Tender Etleri yeni deli dana hastalığı olarak nitelendirilen olaydan sorumlu.
A empresa de 0dermatt, o frigorífico Host Tender... é a responsável pelo que já chamam de o próximo surto da Vaca Louca.
- Onun ilk filmi, "Love Me Tender"...
- Fora daqui! - O primeiro filme dele foi o...
Taraf tutmuyorum.
Não estou a tender para nenhum dos lados.
Fakat eğer beyin kanamasına bir anevrizma yol açtıysa onu gözden kaçırmış olabiliriz.
Não revelou tumores, mas uma MAV a tender para hemorragia pode escapar.
Pekala, Chicken Tender?
Chicken Tenders.
Alın bakalım, Chicken Tender.
Aqui têm, Chicken Tender.
Sürekli müzik kutusundan Billy Joel'in "Leave A Tender Moment Alone" şarkısını çalan bir adam vardı.
Estava lá um tipo que não parava de pôr a tocar na jukebox a música do Billy Joel "Leave a Tender Moment Alone".
Leave A Tender Moment " güzel şarkıdır.
"Leave a Tender Moment" é uma boa canção.
"Kölen olmak bir yana ama senin şehvet zamanlarına bel bağlamak..."
"Sendo teu escravo, o que deveria eu fazer" "senão tender nas horas e o tempos dos teus desejos?"
Onun zamanlarına bel bağlamak istemediğimi fark ettim.
E aí apercebi-me que eu não queria tender nas horas ou no tempo dela.
Seni son gördüğümde, Langley'de masa başında çalışıp şu güzel kıçlı sarışın sekretere çakmaya çalışıyordun.
A última vez que te vi, estavas atrás de um balcão... Á tender com uma empregada ruiva toda boa, com um rabo jeitoso.
Rock'n'Roll'un kralı çok yakında ilk filmi Love Me Tender'la seyircilerinin karşısına geçecek.
O rei do rock em breve estará no seu primeiro filme, intitulado "Ama-me com Ternura".
* Hassas bir şey beni buldu * * haydi bebek, buradasın işte *
# Spotted me, a tender thing There you are, come on, baby #
* Y.S.İ. * * Yumuşak, sevgi dolu ilgiye *
T.L.C. Tender lovin'care
Legal Tender ve Endearing Manner 8.direğin hemen orada atağa geçiyor. - Hadi be 5.
O Legal Tender e o Endearing Manners chegam-se à frente na oitava volta.
Üç yıllık pratik ama her zaman aynı "Tender Flower" ı çalıyor.
Há três anos que ela toca mas só sabe tocar "Gentil Flor".
Ama aynı zamanda çok batıl bir yanım var. Her şeyin içinde başka şeyler görmeye eğilimim olabiliyor özellikle de gün, hayal gücünün değirmeninde mayalandığında.
Mas... há um outro lado que é muito supersticioso, e eu posso tender para ver esse tipo de situações, nessas coisas, especialmente se o dia quotidiano, que... que é este, está a começar a ser uma espécie de batido no moinho da imaginação,
Yani Jean-Louis ile ben tüm geceyi bu iki eski kulenin arasına ip döşeyerek geçirdik.
Eu e o Jean-Louis passámos a noite a es - tender o cabo entre aquelas torres antigas.
Love Me Tender'ı çalarız.
Pomos a dar o Love me Tender.
Ama sonra gençlerle çalışmak isteriz diye düşündük.
No fim, decidimos... tender aos um pouco mais jovens.
Beni tuzağa düşürmek için.
Para me tender uma armadilha.
"Love Me Tender" nasıl olur?
Que tal "Love Me Tender"? Posso tocar essa.
- Evet.
"Love Me Tender" será maravilhoso.
The Simpsons, S21E23 "Judge Me Tender"
- S21EP23 Judge Me Tender
Eh, güç dengesi ona doğru oldukça olumlu uçlu.
- O equilíbrio do poder está a tender claramente para o lado dela.