Teyzem translate Portuguese
990 parallel translation
- Minnie teyzem burada mı?
- A minha tia Minnie está aqui?
Bay Duvalle, teyzem Bayan Adams.
Sr. Duvalle, é a minha tia, a Menina Adams.
Teyzem ne istese yapar.
Ele faz tudo o que ela lhe pede.
Korkarım Elizabeth Teyzem üzerinde oldukça olumsuz bir izlenim bıraktın.
Receio que a tia Elizabeth não tenha ficado bem impressionada!
- Tanrım, bu Elizabeth Teyzem.
- Cruz credo, a tia Elizabeth! - Lá vai ele.
Elizabeth Teyzem şimdi... Kendini kaybetme.
A tia Elizabeth vai matar-me!
Teyzem ne dedi?
- Silêncio, por favor.
Bir teyzeniz olmadığını siz de biliyorsunuz. - Ya bir teyzem varsa...
Jovem, você sabe bem que não tem tia nenhuma.
Elizabeth Teyzem onu bana verdi ben de onu müze için sana vereceğim.
Não custei. Eu tenho o dinheiro. A tia deu-mo e eu vou dá-lo ao museu.
Ağlama. Benim de bir teyzem vardı.
Eu também já tive uma Tia Em.
Teyzem olduğu için önyargılıyım belki de.
Talvez eu seja suspeita porque ela é minha tia.
- Hayır. Orada büyüdüm. Teyzem Londra'da yaşardı.
A minha tia morava em Londres.
- Silver Lake'e. Teyzem Vera orada.
Para Silver Lake, para casa da minha tia Vera.
- Teyzem beni manastıra gönderecek.
- A minha tia vai mandar-me para um convento.
Teyzem buradaydı. Yazı birlikte geçirmek için onunla beraber gitmemi istiyor.
A minha tia está doente e quere que vá com ela todo o verão.
Teyzem Rosario'yu tanıyor musun? - Evet.
Conheces a minha tia Rosaria?
Amerika'dan gelen teyzem.
A minha tia da América. - Benvinda.
Pekala, eğer bilmek istiyorsan, Cecily benim teyzem olur.
Bem, se tu queres saber, a Cecily é minha tia.
O benim teyzem.
Ela é minha tia.
Çok net konuşamıyorum çünkü Catherine Teyzem muhtemelen yarın bize gelecek.
O motivo por que não posso confirmar agora é... A minha Tia Catarina deve mudar-se para cá amanhã.
- Sofia teyzem ne yazmış?
Mas o que diz a tia Sofia?
- Sofia teyzem ne yazmış?
Continue, que mais diz a Tia Sofia?
Teyzem Minerva'dan başka kimsem yok.
Só tenho a Tia Minerva.
. Biliyor musun orada bir teyzem var?
minha tia vive lá, sabe?
Teyzem Margaret'i saymıyorum.
A minha tia Margaret não conta.
Muhtemelen bu yüzden teyzem Amerikalı olmuştur.
Já deve ter se tornado norte-americana.
Teyzem ve amcam bizimle buluşacak.
Os nossos tios estão é nossa espera.
Bir zamanlar ben de kiliseye giderdim. Teyzem götürürdü.
Eu costumava frequentar uma igreja, como aquela, antigamente.
- Canım teyzem.
- Meus deus!
Bir zamanlar sadece iki değil, üç kocasını gömen bir teyzem vardı. Onların böylesine yüklü sigortalandıklarından kuşkuluyum.
Duvido que tivessem seguros tão avultados.
Ludovika Teyzem mi?
Tia Ludovika?
Teyzem baban için biraz aramanı istiyor.
Titia quer que procure seu pai.
Teyzem içeride ve babam gelmek üzere.
A minha tia está lá dentro e o meu pai está prestes a chegar.
Bir teyzem öldü ve...
Uma tia faleceu e...
- Teyzem ne dediğini bilmeyen bir kadın.
- Minha tia é uma mulher estúpida.
- Eyvah, Stephanie Teyzem!
- Meu deus, tia Stephanie!
Astımım olduğu için, teyzem bana asla koşmamamı söylemişti.
A minha tia disse-me para eu não correr por causa da asma. - Asma? - Sim.
- Oh, sıcakmış! Hayır. Teyzem izin vermedi...
- Ooh, está quente.
Yaşlı teyzem son günlerini burada geçirdi.
- Sim. Uma tia minha vivia aqui.
"Ve teyzem onu ağlayarak terketti."
"e a minha tia a deixou com o seu choro da partida,"
Harriet Teyzem yok benim.
Eu não tenho nenhuma tia Harriet.
Teyzem uykusunda yürürdü.
Tive uma tia que era sonâmbula.
Burada Arkansas'tan biri var, Corrie Teyzem.
Tenho uma do Arkansas, a minha tia Corrie.
Teyzem onu kastetmiş.
Era isso que ela queria dizer.
- Teyzem çantasını unuttu.
- A mala da minha tia.
Teyzem nasıl?
E a tia, como está?
- Benim Helen teyzem yok.
- Não tenho uma tia Helen.
Teyzem de aynı dertten muzdaripti..
A minha tia sofria de pressão arterial alta.
- Teyzem ne dedi?
Quero saber toda a verdade e nada mais que a verdade.
- Luton'dan şimdi haber geldi teyzem hastaymış.
- Acabo de saber de Luton que a minha tia está doente.
Teyzem öldü.
A tia morreu.