Theater translate Portuguese
113 parallel translation
- Western Tiyatrosu mu?
- Western Theater?
Western Tiyatrosu lütfen.
Western Theater, por favor.
Empire Tiyatrosu'nun yeni baş balerinini kutlarım.
Parabéns à nova "prima ballerina" do Empire Theater.
Komutan, 1890'da Royal Tiyatro'da Widow Twenkey rolünü oynadığınızı hatırlıyorum.
Lembro-me de o ver fazer de viúva Twankey no Theater Royal de Birmingham, em 1890.
Bize Double Up Salonunu ayarla ya da Morgan Park Tiyatrosunu, veya Kristal'i.
Põe-nos a tocar no Double Up Lounge, ou no Morgan Park Theater, ou no Crystal.
XANADU STAR TİYATROSU Cleveland, Ohio
XANADU STAR THEATER Cleveland, Ohio
Ben Peter Vincent... İşte karşınızda Fright Night Tiyatrosu.
Peter Vincent... apresenta Fright Night Theater,
Bayanlar ve Baylar, Fright Night Tiyatrosu.
Senhoras e senhores, Fright Night Theater.
Bu aynı tiyatro şaheseri gibi.
Bem, isto é como o Masterpiece Theater.
Hükümetin dediklerinden şüphe duymazsak... Oswald'ın 1,5 kilometreyi 6 ila 11 dakika içinde koşması... sonra cinayeti işlemesi, yönünü değiştirip... Teksas Sineması'na kadar bir kilometre daha yürümesi... ve saat 13.30'dan önce orada olması gerekir.
Mesmo dando ao governo o beneficio da dúvida, teria de fazer esse km e meio entre 6 a 1 1 minutos, mata o polícia, voltar para trás, percorrer 800 metros até ao Texas Theater e chegar lá antes da 1 e 30.
- Barney Gumble, şu an Shelbyville Dans Tiyatrosuna 50.000 dolar bağışlarken görülen kişi sabahın erken saatlerinde Dul Tepesinde aniden ortaya çıkan bir heyelanın altında kaldı.
Barney, que doou $ 50. 000 ao Shelbyville Dance Theater... foi apanhado por uma avalanche no Pico da Viúva.
Oraya girdiğinde Aquatic Tiyatrosu'na bir bak. Randolph sor.
Procura o Aquatic Theater e pergunta pelo Randolph.
Baba, bu gece Canavar Tiyatrosu'nu izleyebilir miyim?
Pai, posso ver hoje na televisão o Monster Theater?
- Evet. - Ve Orson Welles'le, the Mercury Theater.
E o "Mercury Theater", com Orson Welles.
Ne yapayım? Kurtar kendini. Vienna sizden biri miydi?
Tinha eu 10 ou 11 anos, quando fui ao Roxy Theater, a cortina começou a abrir, e a abrir, sobre o maior tela que jamais vira.
Roxy Theater'a gittiğimde 10 ya da 11 yaşındaydım.
De início, Elia Kazan não gostou.
Texas Theater'daki filmleri izleyeceğim.
Vou ver um filme ao Texas Theatre.
İstediğim randevuyu ayarladım... Dans gösterimi gerçekleştirebileceğim sonunda, Şey, gösteri,
Vou fazer o meu quinteto de dança, o meu ciclo, no Crane Jackson's Fountain Street Theater, na terça-feira.
Gözden geçiririz. - State Salonu.
- No State Theater.
State Salonu, öyle mi?
State Theater?
State Salonu'nda yarın bir dövüş var.
Há um amanhã à noite no State Theater.
- State Salonu.
- No State Theater.
- Basco. Tiyatro notlarını nereye koydun?
Bosco, onde tens a "Theater Week"?
- Bulabilirsem Tiyatro notları benden.
Se encontrar pelo menos um "Theater Week", ofereço-to.
Genç bir adamken Chicago'nun dünyaca ünlü Steppenwolf Theatre Company'nin kurucu üyelerinden biriydi.
Malkovich sempre se interessou muito pelas artes do palco e foi, ainda em jovem, um dos membros fundadores da famosíssima Steppenwolf Theater Company, em Chicago.
Fuardaki Revival Tiyatrosunda "Guguk Kuşu" oynuyormuş.
está em cena no Revival Theater no parque.
Bayanlar, baylar... bugün burada, London Plaza Theater'da çok özel bir gösteri izleyeceğiz.
Aqui, no Plaza Theatre de Londres, temos o privilégio de assistir a uma demonstração de corte muito especial.
- Ev sineması.
A sala de home theater.
Cannon Tiyatrosu'nun arkasındaki sokakta güzel, genç bir kadın.
Uma linda jovem mulher no beco por trás do Cannon Theater.
- Polis, ceseti Cannon Tiyatrosu'nun arkasında buldu.
- Oh, não. - A polícia encontrou o corpo dela atrás do Cannon Theater.
Brickhouse Theater.
O teatro Brickhouse.
Nazik personeilmiz sizleri sahne gereçleri ve aksesuara kadar en mükemmel seçim konusunda bilgilendireceklerdir.
Nossa gentil equipe vai apresentar a você uma ampla seleção de modernos equipamentos de home theater e acessórios.
Astor Tiyatrosu'nda ve bir monolog hazırlaman lazım.
É no Astor Theater, e tens de ter um monólogo preparado.
Gob'u göreniniz oldu mu? Playtime Pizzacı'sında görmüştür.
Vi-o ontem à noite no Playtime Pizza Theater.
işte o otopside kesinlikle...
Foi morto no Ford Theater, a meros quarteirões daqui.
Cats müzikalinin bir uzantısında lobi oluşturan delilerden değilse orası Kış Bahçesi Tiyatrosu'dur.
Só se estiver a fazer campanha para prolongar o "Cats". É a morada do Winter Garden Theater.
Bir sonraki albüm Theater of Pain için, çok farklı bir şeyler yapmaya karar verdik. Danteller, fırfırlı şeyler falan...
Foi, simplesmente o que aconteceu e, com a nova versão de Mötley, com Theater of Pain, quisemos fazer o oposto daquilo que tínhamos feito, mais fitas e peles.
Cesedi Kuveyt'teki Harekat Alanı Cenaze Tahliye Noktası'ndaymış.
O corpo está no Theater Mortuary Evacuation Point, no Kuwait.
Mel Gibson'ın The Salad of the Christ on Christian Carrot Theater filmine dönüyoruz.
Voltamos ao filme "A Salada de Cristo" de Mel Gibson no... Teatro Christian Carrot.
Bir tane buldum. Howard Tiyatrosu'nda. Essex ile Stanton arasında.
Temos um, no Howard Theater, na Essex com Stanton.
Howard Tiyatrosu'nda olanları nereden öğrendin?
Como é que você ficou a saber, acerca do que havia acontecido no Howard Theater?
Ev sineması, uydu TV.
Home theater, TV por satélite.
... yorulmaz Stepp Sisters'la devam ediyoruz!
O Detroit Theater prossegue o seu tradicional Concurso de Talentos com as infatigáveis "Stepp Sisters"!
Unutmayın, kazanan ünlü Detroit Tiyatrosu'yla bir haftalık anlaşma yapacak.
O vencedor ganha um contrato de uma semana, para actuar aqui no famoso Detroit Theater.
Apollo Tiyatrosu'nun efsanevi sahnesinde hit şarkıları "Kötülüğün Tarafına Geçiyorum" ile karşınızda Jimmy Early ve Dreamettes.
Dêem as boas-vindas no famoso palco do Apollo Theater a Jimmy Early e The Dreamettes para cantarem o seu hit em Nº 1 : "Enveredar pelo Mau Caminho".
Grauman'ın çin lokantasının önünde duruyorum, ve turistlerle fotoğraf çektiriyorum.
No Passeio da Fama. Estou à porta do Grauman's Chinese Theater e tiro fotos com os turistas.
Tamam, Park Sinemasında yılda bir kez..... hafta boyunca her gün değişik siyah-beyaz filmler oluyormuş. Ve Brian işten çıkarak, Harper'ı da okuldan alıp..... yani ikisi de kaçıp..... bu siyah-beyaz filmleri seyrederlermiş.
Bem, há uma semana por ano em que o Park Theater passa um filme a preto e branco diferente todos os dias, e o Brian costumava sair do emprego e ia buscar a Harper à escola, e faziam gazeta os dois juntos
Önümüzdeki ay Dinner-Theater yapımcılığın çektiği Costa Mesa'da gösterime girecek "Salesman" filminde Willy rolündeyim.
Teatro-Restaurante da "Morte de um caixeiro viajante" no Costa Mesa todo mês.
Sinemada yabancı bir film vamış.
Acho que está um filme estrangeiro no State Theater.
Tekrar Beacon Theater'dayız.
Voltámos ao Beacon Theatre, pela terceira vez consecutiva.
Belki kendisini suçlu hissediyordur.
Por que razão me mandaria um sistema de "Home Theater"?