Tight translate Portuguese
33 parallel translation
Hızlı ve sıkı ol ve öyle olma, doğru ol sonra yavaşla ve...
Be quick and be tight And be it not and be right Then be slow and...
# Hold on tight
* hold em apertado
Eğer başarısız olursam, yapacağı en iyi şey Bay Tight Buns yarışmasında juri üyeliği olur.
Se ceder, vai acabar como júri no concurso do Sr. Nádegas!
Bir de şu dar miniler beni patlatmak üzereler...
And those tight minis about to make me burst
Saul Tigh.
Saul Tight.
Beş sıkı, 32 dal.
Five Tight, 32 Dive.
Bugünkü maçta bir ya da iki "tight end" kullanalım. İki olsun.
Uma ou duas decisões definitivas durante o jogo de hoje?
* just hold me tight and tell me you miss me... * * bana sıkıca sarıl ve özlediğini söyle *
* just hold me tight and tell me you miss me... *
Az önce okulun en sıkı defans oyuncusuyla karşılaştığının farkında mısın?
Tens consciência que acabaste de humilhar o Tight end da equipa de futebol americano da universidade?
Take me out to place tonight where the wallnet caps are tight and the guys in hooded sweatshirts have forgotten that they're white
Esta noite leva-me ao sitio Onde os feridos Nós mantêm acordados E os tipos com as camisolas com capaz
Bizde sadece tight ends yok. * Quarter back'lerimiz de var. *
Bom, não somos apenas gigantes dos negócios... mas temos "negócios gigantes".
Tight end oyuncusuyum. Amerika'nın en iyi ikinci takımında.
O melhor da segunda equipa.
İkili oynayacaklar.
Dois tight end.
Biliyor musun, sen mızmız, kusur bulan, cinsiyet ayrımı yapan bir ayyaşsın.
Você sabe o quê, você é um bêbado tight-Assed, crítico, sexista.
Kahretsin, defans oyuncusu muydun?
... Futebol. Bem, o que foi jogado tight end e centro?
On altı tane mor kalp kazandı. Üç tane şeref madalyası yedi tane başkanlık cesaret madalyası ve Teksas Üniversitesi'ni bitirdi.
Galardoado com seis medalhas Purple Heart, três Medalhas de Honra do Congresso, sete medalhas presidenciais de bravura e "tight end" titular da Universidade do Texas, em El Paso.
* Sımsıkı tut ve söyle beni özlediğini *
Just hold me tight and tell me you'll miss me
* Çok iyi anlıyorum gerçekleri *
I've got a tight grip on reality
You know, getting settled in, a little tight.
Já sabes, estou estabelecendo-me, algo forte.
Bu çok hoş, sıkı götü olduğu halde. It's a nice, tight ass, though, huh?
Ainda tem um belo e apertado rabo?
Tight Body Spray reklam kampanyası için beyin fırtınası yapalım.
Vamos pensar em ideias para a campanha do Tight.
Kocaman, damarlı, Tight isminde bir yumruk. Süper.
É um punho gigante com veias salientes chamado Tight.
Tight için bir balo gecesi düzenleyeceğiz.
Vamos criar um baile de finalistas para este Tight.
Kanka Spray'in Tight ürününü denediniz mi?
Já experimentou o Tight da Bro Spray?
Tight ortamı etkisi altına aldı mı bak.
Ver como se está a sair o Tight.
Tight bunu duyunca aklını oynatacak.
O pessoal do Tight vai-se passar quando souber disto.
Tight bu.
É do Tight.
Ama hepimiz şükredelim, çünkü müşterimiz, Tight için balo kampanyasını satın aldı.
Ou não. Mas hoje temos de estar agradecidos porque o cliente comprou a nossa campanha do baile para o Tight.
İnançlarıma göre, Tight çok uygun bulduğum bir ürün değil çünkü zinaya teşvik ediyor. Ayrıca dolaylı yoldan eşcinselliğin normal olduğunu söylüyor.
Devido à minha fé, o Tight não é um produto que apoio porque incentiva o sexo antes do casamento e subtilmente dá a entender que a sodomia é aceitável.
Söylemeliyim ki Tight hâlâ senin başyapıtın.
Tenho de admitir que ainda acho que o Tight é uma obra de arte.
İç açık oyuncuları dev gibi.
O tight end é enorme.
Mahkemenin vaktini almayın.
You run a tight ship, Judge.
♪ I'm wound up tight
- Aqui tens.