English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tigre

Tigre translate Portuguese

2,358 parallel translation
Yazılım kaplanın tasmasında.
O software está na coleira do tigre.
Bir kaplan tarafından canlı canlı yenmeyi tercih ederim.
Preferiria ser comida viva por um tigre.
Bengal Kaplanı.
Tigre-de-bengala.
- Kaplanı Ellie'nin evine yönlendireceğim.
- Vou atrair o tigre para a casa da Ellie e do Espantoso.
Kaç denizci silahsız şekilde Bengal Kaplanı'nın karşısına çıkabilirdi?
Quantos Fuzileiros conheces que enfrentariam um tigre-de-bengala desarmados?
Kaplanın evcil olmadığını nereden bileyim?
Eu... Como é que eu haveria de saber que o tigre era um rebenta-casas?
Git hallet aslanım.
Vai-te a eles, tigre.
Hadi yemeğimizi "Kaplan ve Ejderha Çinböreği" nde yiyelim. Hmm.
Vamos almoçar no "O Tigre e a Caçarola".
Salı olduğunda, ölü bir kaplan köpekbalığı, Rehoboth sahiline vurmuştu.
Na terça de manhã, um tubarão-tigre morto deu à costa na Praia de Rehoboth.
- Böyle bir şey olamaz Kaplan köpekbalıklarının çıkıntıları yoktur.
O tubarão-tigre não tem dentículos dérmicos.
Bu gördüğün şey oldukça simetrik ısırıklar.
- Esta mordedura simples e simétrica. - É de um tubarão-tigre.
Kaplan köpekbalıkları, çekiç balıkları ve kırmızı snapper'lar en yakın nerede bir arada yaşarlar?
Qual é o local mais próximo onde um tubarão-tigre, um tubarão-martelo e um luciano-do-golfo possam coexistir?
İyileşmiş Kaplan köpekbalığı bu cumartesi, temelli olarak okyanusa salınmış.
Um tubarão-tigre reabilitado foi permanentemente libertado para o mar no sábado.
Geçen cumartesi bırakılan Kaplan Köpekbalığı vardı ya, onun tutulduğu yeri gösterme şansınız var mı?
- O tubarão-tigre que libertaram no passado sábado, pode mostrar-nos onde o mantinham?
Burası, Kaplan köpekbalığının salınmadan hemen önce durduğu tropikal su tankı.
Este é o tanque de recifes tropicais, onde mantivemos o tubarão-tigre até ser libertado.
Ben ateşin karşısında sen içinde hiçbir şey olmaksızın kaplan derisine sarılı olursun.
Eu à lareira e tu embrulhada numa... pele de tigre ecológica sem nada por baixo...
Evet, bazen kaplan kesilebiliyorum.
Pois, eu consigo ser um tigre e peras.
Şaka mı yapıyorsun?
"O QUE SE PASSA, MAMÃ TIGRE"
Annen saat 9 yönünde.
Mãe do tigre, às 9 : 00 horas. - Onde?
Sue, kaplanı evcilleştiremezsin.
Sue, não podes domar o tigre.
Kaplan olman gerekirken boğa gibisin.
Meu Deus, és como um touro em frente de um tigre.
Havuzdaki bir "tuzlu su kaplan köpekbalığı" saatli bomba gibidir.
Um tubarão tigre de água salgada numa piscina de água doce é uma combinação fatal.
Bu tankta kayıp bir kaplan köpekbalığı var mı?
Há um tubarão tigre em falta neste tanque?
Bay Boozell tüm köpekbalıklarının yerli yerinde olduğunu bilmenizi istedi.
Bem, o Sr. Boozell quer que saiba que, não, todos os tubarões-tigre estão cá.
Tankta 4 tane köpekbalığı sayıyorum.
Eu conto 4 tubarões-tigre no tanque.
- 0-3 ise o akvaryum için yakalanan 3. kaplan köpek balığı demek.
E zero três significa que foi o 3º tubarão-tigre comprado pelo aquário.
Ve bu kaplan köpekbalığı onları cips gibi yiyordu.
E o tubarão tigre andava a come-los como se fossem batata frita.
Peki kaplan köpekbalıkları için ne söylerler bilir misiniz?
E sabe o que dizem sobre os tubarões-tigre?
Gözlerdeki güç gidiyor.
Isso não é o olho do tigre.
"Kaplan, kaplan, gecenin ormanında..."
" Tigre Tigre, ardendo aceso,
"Kaplan, kaplan..."
" Tigre Tigre,
Şempanzem için bez lazım, ama kaplanım şempanzemi yerse midesi bozulsun istemiyorum.
Preciso de uma fralda para o meu chimpanzé que não incomode o estômago do meu tigre se ele comer o chimpanzé.
Şimdi kaplan olmak varmış.
É uma boa altura para ser um tigre.
Kim tutar seni.
Tigre, mostra-me o teu vigor.
Polis şehirde kaplan adamı arıyor.
A Polícia anda à procura do Homem Tigre pela cidade.
Marcos'un ülkeyi terk etmeden anahtarını kaplan adama verdiğini sanıyor.
E o Marcos deu a chave dele ao Homem Tigre antes de fugir do país.
Hadi biraz iğrenç şeyler düşün.
Vamos pensar em alguma coisa - que vai domar o tigre.
19. yüzyıl ortalarından kaplan meşesi mi?
Um tigre de carvalho de meados do século 19?
Elektronik kaplanı kuyruğundan yakalayıp eşek sudan gelene kadar binmek istiyorum.
Quero morder a cauda do caraças do tigre elétrico. E montá-lo até ao fim do caraças da linha.
Bu akşamın menüsü hindistan ceviziyle marine edilmiş ızgara karides.
No menu desta noite temos camarão tigre grelhado, marinado em coco.
- Bu bir kaplan.
- É um tigre. - Pois é.
Kaplan! Gecenin ormanında...
"Tigre, tigre que flamejas."
Tamam, git, bitir işini, kaplan.
Certo. Vá pegá-la, tigre.
Bu akşamın menüsü ızgara karides.
No menu desta noite temos camarão tigre grelhado.
Kaplan, Kaplan...
Tigre, tigre...
Kaplan! Kaplan!
Tigre, tigre...
Kaplanı vurmana müsaade edemem.
Não te vou deixar alvejar um tigre.
Her bir tankta kaç tane kaplan köpekbalığı var?
Quantos tubarões-tigre há agora no seu tanque?
Gözlerinde o güç var.
Olho do tigre.
Buda nesi, Leo?
BANCO ASSALTADO POR HOMEM TIGRE Mas que raio, Leo...?
Evet Bow-chicka-bow-bow. Tamam ağır ol aslanım
Pois, calma aí, tigre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]