Tilki translate Portuguese
1,212 parallel translation
Yine mi şu tilki?
Outra vez a raposa!
O tilki buralara dolaşmak için geldiğinde hiçbir şeyden şüphelenmiyorken...
Quando aquela raposa se aproximar...
Kim o? Oh, sadece başka bir tilki.
- É apenas outra raposa.
Bir dişi tilki.
- Uma raposa fêmea.
Sevgili genç bayan bir uzmanla karşı karşıyasınız... balıkçı tilki.
Minha linda menina, eu sou uma raposa exímia em pesca.
Küçük prens çölde vahşi bir tilki ile karşılaşır... Yavaş yavaş, nazikçe, biraz kuşkulu ona yaklaşır ve tilki ona bir sır verir.
É sobre um príncipe que conhece uma raposa selvagem no deserto e, pouco a pouco, sendo muito gentil, amável e cuidadoso domestica a raposa e ela conta-lhe um segredo.
Niye sırıtıyorsun, seni tilki?
Porque está a sorrir, sua raposa?
Bir tilki gibi kendine ölü süsü veriyor.
Como uma raposa que finge estar morta
Kümese girip tavukları çalan yaşlı bir kahverengi tilki varmış.
Era uma vez uma raposa castanha que costumava entrar no galinheiro e roubar galinhas.
Bir, iki, kuyruklu tilki.
Um, dois, aperta o sapato.
- Tilki!
- Uma raposa!
Yoldaşlar bir tilki tavuklarınızı çalsaydı tilkiyi gördüğü için domuzunuzu keser miydiniz? Hayır.
Camaradas, se 1 raposa roubasse as vossas galinhas, matariam o porco porque ele a tinha visto?
Biz de bir tilki olacağız.
Tornem-se numa raposa.
Öyleyse bu senin ilk tilki işin değil ha? Hayır.
Então, não é a primeira vez que faz este tipo de serviços?
Kahverengi Tilki.
Brown Fox.
Kahverengi Tilki her zaman en kısa yolu izler.
Brown Fox sempre toma o caminho mais directo.
Merhaba Kahverengi Tilki.
Olá, Brown Fox.
Kod adı Kahverengi Tilki.
Nome de código Brown Fox.
Çılgın Patates, kalabalıktan uzak bir başına takılmak konusunda tilki gibi kurnazdı ama yine de onu hakladılar.
O louco Batata é esperto como uma raposa, escondendo-se sozinho, mas enfim o pegaram.
Bu delik bir tavşan için yeterli, bir tilki için yetersiz olacak.
O diâmetro permitirá a passagem dum coelho e será inferior à cabeça duma raposa.
Papa bir tilki.
O Papa é uma raposa.
Yeni tilki kürkü ceketimi görmelisin.
- Está bem! Vou buscar o carro!
Haydi Buck, tilki avı oynama zamanı.
- Luke! Cherries!
Kendimi kümese girmiş bir tilki gibi hissediyorum.
Sinto-me como uma raposa num galinheiro.
Bir keresinde tilki kürkünden bir şal almıştım.
Recebi uma estola de raposa.
Tilki kadar çılgın!
Maluco como uma raposa!
Hayır, tavus kuşu değil tilki.
Não, um pavão não. Uma raposa sabida.
Rakun avı İngilizlerin tilki avına benzer ancak hiç saçmalığı kalmamıştır süslü elbiseler ve müziği, güzel kadınları yoktur.
A caça ao coati é como a caça à raposa, sem algumas tretas que há em Inglaterra, sem as roupas vistosas e música e sem as mulheres bonitas.
Tilki avı?
Caça à raposa?
Aslan Yürek ile Tilki havuzda kapışıyorlar.
Estou a receber as apostas. Coração de Leão, 5-para-4.
Tilki kürkünden erkek paltosu giymiş.
Parece que tinha um casaco de peles.
Tilki kümese girdi Al.
A raposa entrou no galinheiro, Al.
- Rocky Tilki gibi mi?
- Como o Rocky Raccoon?
Söyle bana, bu kız tam bir tilki değil mi?
A quem o dizes. A rapariga é uma brasa.
O tilki camdan girmişti. Diyorum ki, yukarıya tırmanıp ne var ne yok bir bakalım.
Aquela raposa entrou pela janela, eu digo para subirmos lá e dar uma olhada.
Seni kurnaz tilki.
Não te deixes ir abaixo.
Kartal gözlü, leylek bacaklı, kedi bıyıklı, tilki dişli homurdanan serseriyi yaran.
Olho de Águia, perna de cegonha! Bigode de gato, dentes de lobo.
Ali Baba, seni ihtiyar tilki.
Collie Baba, seu cão velho.
- O ne? - Bir tilki.
- O que é isto?
Önce gördüğüm şeyi, iki geyik veya iki tilki zannettim.
Primeiro pareceu-me um veado ou uma raposa.
Av için tilki kanı.
Sangue da raposa para a caçada.
Bak küçük tilki, araba burda boş duruyordu.
Ó tótó não te tirei nada. Este carrinho estava ali.
Seni yaşlı tilki!
seu velho biltre!
Yavaş yavaş tilki kardeş. Tamam mı?
"De grão em grão a galinha enche o papo", certo?
Bazı zamanlar, tilki kadar kurnaz bazı zamanlar, biraz serseri bazı zamanlar, gangster ama zamanı geldiğinde, cömert.
às vezes astuto, como raposa,... às vezes, um pequeno patife, as vezes, gangster, mas sempre generoso.
Bir gümüş tilki sembolik mesaj verebilir.
Uma "raposa velha"
Tilki, çok iyi bir iş başardın dostum.
- És o maior ou quê, Foxy?
Tilki seni ele verdi.
Sabemos que foi o Fox quem te traiu.
Gerçekten hain tilki mi?
- De certeza que o Fox é o traidor?
- Tilki gibi biri.
- Que pão.
O bana küçük tilki dedi.
Ele chamou-me de "tótó"!