English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tisch

Tisch translate Portuguese

38 parallel translation
Düzelteyim. Tisch'le toplantım var.
Tenho um encontro com o próprio Tisch.
- Tisch'le mi? - Evet.
Ele é teu'fan'.
Ben Gale Force, sevgili Liza Tisch ile canlı yayındayız.
Sou o meteorologista Gale Force e ao meu lado está a adorável Liza Tisch da "AM Live".
Eğer Tisch CBS'i hisse başına 81 dolara Westinghouse'a satabilecekken aniden Brown and Williamson tarafından milyarlarca dolarlık tazminat davasıyla tehdit edilirse bu, satışı mahvedebilir.
Se o Tisch pode vender a CBS a 81 dólares por acção à Westinghouse, mas é ameaçado por um processo de biliões de dólares pela Brown Williamson isso vai lixar a venda.
Oh, lütfen. Tisch'e laf ettim, şirkete laf ettim.
Critiquei o Tisch e a empresa.
Larry Tisch'in özgür basını var.
O Larry Tisch tem uma imprensa livre.
Tony, Tisch yolundaki evi lgnatz yaptırmış.
Tony, Ignatz é responsável pelos Castelos da Normandia em Tisch Drive.
Harika çocuklar.
Os miúdos da Tisch... ( alunos de artes dramáticas )
Gaga yeni bir yıldız.
A Gaga é antiga aluna da Tisch.
Oyunculuktan bahsetmişken, deli olduğumu düşünebilirsin ama gelecek sene için oyun yazarlığına başvurmak istiyorum.
Por falar na Tisch, diz-me se for maluco, mas estava a pensar inscrever-me no curso de argumentistas do ano que vem.
İptal ederdik ama Dan başrolü oynamak istiyor ve bu da onun için harika bir deneyim.
Nós até desmarcávamos tudo, mas o Dan quer inscrever-se na Tisch, e é uma boa oportunidade para ele.
Birçok ünlü tiyatro okulu orada olacak, artı değerli temcilsim gelecek.
Muitos professores e antigos alunos da Tisch vão lá estar, assim como o meu agente.
Oyunun şarkısını da mezunlardan Lady Gaga seslendirecek.
Um musical apresentando as músicas da antiga aluna da Tisch, a Lady Gaga.
- Dinle Morrissey için özür dilerim ama bu sabah Olivia'ya oyun için başvuracağımı söyledim o da kabare olayını görmüş, ikimizi de kaydettirmiş.
Escuta, lamento pelo Morrissey, mas esta manhã disse à Olivia que queria candidatar-me à Tisch, e ela viu esta coisa do cabaré, e inscreveu-nos.
O eskiden Tisch'teyken, birlikte kağıt oynarlarmış.
Quando ela ainda andava na Tisch, eles costumavam jogar cartas juntos.
Tisch'de akşam derslerine katılıyorum.
Estudo à noite na Tisch.
Tisch'in yazma programına kabul edilmek için iki günüm var oturup tek kişilik oyunumu bitirmeliyim.
O prazo para as candidaturas do Programa de Escritores da Tisch acaba em dois dias. Tenho de acabar a minha peça.
Bunu bana söylemesen ve Tisch başvurum için yanlış senaryoyu yollasam ne olurdu gördün mü?
O que teria acontecido se não me tivesses contado isso e eu enviasse a história errada na minha candidatura para a Tisch?
Tisch yazarlık programına başvurduğunu bilmiyordum.
Não sabia que te ias candidatar ao Programa de Escritores da Tisch.
Yazarlık başvurumu gönderdim, Vanessa şehir dışında ve 2 kilo bisküvi yedim.
Pronto, a minha candidatura à Tisch foi enviada, a Vanessa está fora e eu comi uns 2kg de bolachas.
- Tisch Yazım Programı'na katıldığını bilmiyordum.
Não sabia que te ias candidatar ao Programa de Escritores da Tisch.
" Size bildirmekten üzüntü duyarız ki nitelikli başvuruların fazlalığından dolayı Sanat Okulu'ndaki dramatik yazım programına...
"Lamentamos informá-lo que, " dado o grande número de candidatos qualificados, " para o programa de escrita dramática na Escola de Artes Tisch...
- Tisch öğrenci merkezinde olması gerek.
Deve ser o ponto de encontro dos estudantes da Tisch. O que dizes?
Seneye Tisch'de olmanı dört gözle bekliyordum.
Gostava que estivesses na Tisch para o ano.
Dinle, Tisch'in özgün bir yazı istediğini hatırlıyor musun?
Ouve... Lembras-te como a Tisch exigia que submetêssemos uma peça original?
Chuck'ın ona yaptığı şey çok acımasızca ayrıca Tisch'in aramızı bozmasını istemiyorum.
Sim. Não é justo o que o Chuck lhe está a fazer. E não quero mesmo que esta coisa da Tisch se meta entre nós.
Daha sonra kütüphanede görüşürüz ve Tisch kataloğu için özür dilerim.
Tenho de ir, por isso vemo-nos mais tarde na biblioteca e... Desculpa aquilo de há pouco, com o catálogo da Tisch.
Zaten Tisch'de yaşadığımız sorun konuşmadığımız için olmadı mı? Hayır, hayır.
Não foi assim que arranjamos problemas com a Tisch?
Tisch'in acısı geçip giden kadar dersler hakkında konuşmamalıyz diye düşünüyorum.
Muito bem, até esta história da Tisch ter acalmado acho que não devíamos falar de aulas.
Geçen seneki bütün problemlerimiz, Tisch vs, şu anda gerçekten küçük görünüyorlar.
Os problemas do ano passado, a Tisch, seja o que for parecem mesmo insignificantes.
Bay Tisch, Super Bowl'da bir suiti paylaşmıştık.
Mr. Tisch, partilhámos uma suite no Super Bowl.
- Heard Tisch verdiğin teklifi destekleyecek.
- Ouvi que o Tisch te apoia.
Ravi, New York Tisch Sanat Akademisi'nde üçüncü sınıfta okuyor.
Ravi é calouro da NYU Tisch School for the Arts.
Tisch Akademisi'ndeki yurt odana gidebiliriz ve değişken cinsel yönelimler hakkında konuşabiliriz.
A gente podia ir para o seu dormitório na NYU Tisch e conversar sobre fluidez de gênero.
Demek başka bir şey yazmış.
Estás a dizer-me que ela merece estar na Tisch mais do que tu?
Yani Tisch'i senden daha mı fazla hak ediyor? Bu senin hakkın.
Tu mereces.
Willa sana ne söyledi bilmiyorum, ama ne önemi var ki, kız çakmak gazı çekiyor.
Disseste-lhe que o minha candidatura à Tisch foi uma adaptação da tua história?
Ona Tisch başvurumda senin hikâyeni mi kullandığımı söyledin?
Escapou-me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]