Tivo translate Portuguese
121 parallel translation
Oh! Tif... tif.
Oh, tivo... tivo...
Amerikalılar pek sevmez.
Nunca tivo exito entre os americanos.
- Ben TiVo oldum.
Tenho TiVo.
- TiVo nedir?
- Que é TiVo?
Kanserlerin en ünlüsü.
- É o TiVo dos cancros!
Benim de izlenmemiş Dharma ve Greglerle dolu bir TiVo'm var.
E eu ainda não acabei de ver a "Dharma Greg".
Ben TiVo'mu yeni aldım.
Quem lhe contou isso? Digamos apenas que conheço um passarinho que cantou.
- Bende TiVo da var.
- Eu tenho TV Cabo.
"Behind the Music" için videoyu ayarlamayı unuttuğumu söylediğim için beni eve göndermiştiniz.
- Jimmy, não puseste uma ontem? Não, deixou-me ir porque me tinha esquecido de programar o TiVo para o'Behind the Music'.
- TiVo.
- Ao TiVo.
- Steve-o'yu TiVo'ya değiştin.
- Trocaste o Steve-o pelo TiVo.
TiVo'ylayken, hoşuma gitmediğinde, hızlı yapıyorum.
Com o TiVo, se eu não gosto, passo à frente.
TiVo'yla sorunsuz bir ilişki yaşamıyorsan tabii.
A menos que se tenha uma relação sem problemas com o TiVo.
TiVo mu?
O TiVo?
TiVo'nun üzerine mi oturdun?
Sentou-se em cima do TiVo?
TiVo için gelen oldu mu?
O técnico da TiVo apareceu?
Bazı şeyler, bozuk bir TiVo mesela, tamir edilebilir.
Certas coisas, como um TiVo, podem ser reparadas.
Ne Amerika, ne elektrik ne de TV. Olurdu.
Não havia América, nem electricidade, nem tivo.
Şovlarımızdan her birinde Harpo'dan, Oprah grubundan, TiVo'dan insanlar tanıma fırsatım oldu. Bedeli ne olursa olsun, gerçekten senin "Küçük Kara Kitap" fikrini beğendim.
Todos querem dar palpite nos programas dos outros, mas todos gostaram da sua idéia do "Livrinho Preto".
- TIVO alıyoruz. Hava varsa bağırsak tıkanıklığı yok demektir.
Se há gases, não há obstrução.
Judge Hatchett'i TiVo'da izliyorum.
Estou com a Juiz Hatchett no TiVo.
Sadece dediğim, TV'yi karıştırıyor.
Só estou a dizer que ela está a entupir o TiVo.
Ve temiz bir TV eşittir temiz bir akıI.
E um TiVo limpo é uma mente limpa.
Adı TiVo.
Chama-se TiVo.
Aslında, bana öyle geliyor ki... Televizyon-TiVo etrafında dönüp durman... gerçekte olan şeyden... kaçış yolun.
Na verdade parece-me, que esta coisa toda da tensão com a TV, é uma forma elaborada de evitar o que realmente se está a passar.
Bir cep telefonu ya da video gibi.
É como um telemóvel ou um Tivo.
Evinde TiVo var mı?
Tem tvcabo?
Ve televizyon.
E TiVo.
Scorcese'nin filmini Tivo'ya kaydettiğinizi mi söylemiştiniz?
Não disseram que tinham gravado o DVD do Scorsese?
Ellen dizisinin iki bölümünü birden seyredeceğim, kaydettim.
Dois dias de "Ellen" no TiVo. Que bela sensação.
Bu kaydettiğin diziyi mahvedecek.
Isto deve ter estragado a tua TiVo.
"Odamdaki TiVo çalışmıyor." zorluğu değil.
Não difícil tipo : "A TV do meu quarto avariou".
Mesela, MTV kuşağın, teknolojin, yazılı mesajın, Tivo'n.
Por exemplo, a tua geração MTV, tecnologia, mensagens escritas...
- TiVo'larına neler kaydettiklerine bağlı.
- Vai depender da televisão deles.
TiVo SamuraiJack'i hatırladın mı?
- Tive. Gravaste o "Samurai Jack"?
TiVo'yu geri sar.
Recua.
Keşke bir TiVo'm olsaydı. Onunla mezun olana kadar durmadan oynardık.
Queria gravar tudo, para poder vê-las vezes sem conta até à formatura.
Birincisi TiVo'ma sürekli JAG'ın tekrarlarını kaydeden kişi bunu kessin.
Em primeiro lugar, quem quer que seja que tenha andado a encher o meu tivo com repetições do JAG, vamos parar com isso.
Şuna bakın TiVo * bile veriyorlar. ( TV yayınını hdd ye kaydeden kayıt cihazı )
Há saldos na TiVo.
Belki de bir TiVo almalıyım.
Se calhar devia comprar um TiVo.
Başka bir şey değil...
E nem sequer tenho TiVo.
Gus, tenvir etmek için söylüyorum, burada TiVo'ları yok.
Gus, para teu engrandecimento, eles não têm TiVo.
TiVo'mu kurmak bir haftamı almıştı.
Levei uma semana para configurar o meu TiVo.
Tivo nedir, iyi biliyorsun.
- Ouviste falar no TiVo.
Tivo'yu temizleyip, yattım.
Limpei o meu TiVo.
Fazladan ekmekli soslu köfteli sandviç bir şişe soğuk algınlığı ilacı TiVo'da "Top Chef" programı biraz Bayan Bonnie Raitt dinletisi, sonra da yatacaksın.
- Como sabe? - O Northrax mata em 10 segundos.
Ben Lars von Trier.
a Seus pés o artista mais inven - - tivo é uma simples formiga.
Şanslıydı, o kadar.
- Tivo sorte, isso é tudo.
TV'yi tamamen doldurdu.
Ela bloqueou o programador TiVo com todos os especiais " E!
İIk olarak, TV.
Primeiro, TiVo.
Kiminle Tivo ile mi?
Com quem?