Toc translate Portuguese
253 parallel translation
Tak tak! Bakın kim geldi?
- Toc, toc, adivinhem quem é.
Kapı vurmak diye birşey vardır, biliyor musun? Buyur içeri gir.
"Toc, toc", sabe, "pode entrar"?
Tak... Tak...
Toc, toc!
O Bubu değil o bir saat, Tik Tak.
Esse não é um boo-boo. É um relógio tic-toc.
Kitabında hiç Tik Tak var mı?
- Havia um tic-toc no seu livro?
Roger, telsizden Mack Kileski'yi ara ve de ki Tik Tak'a geri dönüp Bubu'yu geri alacağız.
Diga, via rádio, ao Rogers e ao McCloskey que vamos ao tic-toc buscar boo-boo.
Benim ofisime bu şekilde girme, kardeş.
Toc! Não entres assim na minha sala.
Tak! Tak!
Toc-toc.
Kimse yok mu?
Toc, toc.
Jaffa, rel toc remoc.
Jaffa, rel toc remoc.
Ama Üstad Gar'toc gitmeden önce, bana ve Yüzbaşı Nelson'a bir mağara gösterdi.
Antes do Mestre Gar'tok partir mostrou uma cave ao Capitão Nelson e a mim.
Tak tak.
Toc-toc!
- Bu kadar parlak olacağını bilmiyordum.
Toc, toc, rapaz robô. Precisas examinar o meu chip.
Tak, Tak.
Toc, Toc.
Tak, tak.
Toc, Toc
Tak tak.
Toc, Toc.
Ama durma, Paris'e git. Bakanın kapısını çal.
Pegue no seu bastão, vá a Paris encontrar-se com o ministro, "toc, toc, toc"
Tak, tak, içeride ki.
Toc, toc!
Çabuk olun!
Toc'Andar!
Pek bilmeceden anlamam ama, "tak-tak" esprisine ne dersin?
Não tenho mais adivinhas, mas que tal uma piada de "toc-toc"?
- Tak-tak.
- Toc-toc.
Tik tak, tik tak.
Tic-toc, tic-toc.
- Üzgünüm. Senin için zor olmuş olsa gerek.
"Tic toc"?
Ve ben de bir YMM'yim.
E eu sou um TOC.
Ve bir konuda haklıydınız. Siz bir YMM'siniz.
E tinha razão numa coisa, é mesmo um TOC.
Tak, tak,
Toc, toc.
Tak, tak, tak.
Toc, toc, toc.
- Ben geldim.
- Toc-toc, pessoal.
- Tık tık.
- Toc, toc.
Tık tık.
Toc, toc.
- Bahse girerim tiktak takımı burda, 2 adım üzerimizdeler.
Aposto que a Equipa Tic-toc está cá, dois níveis acima de nós.
- Onlara tik-tak grubu deme, tamam mı?
Não diga Equipa Tic-toc.
- Biraz önce bize "Tik Tak" mı dedin?
- Acabou de nos chamar "Tic-toc"?
- Tik Tak 3 ü mü bekliyoruz?
- Não esperamos pelos Tic-toc 3?
Bütün gecenizi Taktik Operasyon Merkezinde geçirtecek kadar acil olan şey neydi?
O que era tão urgente para ficares a noite toda no TOC?
Tak, tak.
- Eu sei. Toc, toc.
Ben bir yeminli Mali müşavirim sadece.
Um TOC, pelo amor de Deus.
Al Capone'yi de Bir yeminli mali müşavir yaktı.
Foi um TOC que derrubou o Al Capone.
Senin için gerçek bir oyunum var.
Bem, tenho um jogo para ti Toc!
Sanki bu sende bir saplantıya dönüşmüş...
Tu fazes uma coisa coisa, tipo uma "TOC", mas não é. É...
Tok tok.
- Toc!
OKT tamamlanmak üzere.
Estão perto de aperfeiçoar o TOC.
OKT'yi bu sabah test ettik hala pillerle ilgili sorun var.
Senhor, testámos o TOC esta manhã e ainda há alguns problemas com a duração da bateria.
OKT en önemli projemiz.
A TOC é o nosso projecto mais importante.
- Girin.
- Toc-toc-toc!
Tak tak tak.
Toc, toc, toc.
Tık! Tık!
Toc!
Katie.
Toc toc.
İçki arabası burada.
É toc, toc, a porta abre-se.
- Tik Tak 3.
- Tic-toc 3.
- Tak, tak.
Toc!