Token translate Portuguese
64 parallel translation
Zenci jurimiz, Drederick Tatum.
da revista "token back", Drederick Tatum.
Hey! Bana şişko deme Token!
Não me chames gordo, Token!
Özür dilerim Token.
Desculpa, Token.
Bay Cartman, Token adında bir çocuk tanıyor musunuz?
Sr. Cartman, conhece um rapaz chamado Token?
— Token kimdir?
- Quem é Token?
Token ile konuşmalıyız. Cartman'ı nefret suçu için affetmesini istemeliyiz.
Temos de falar com o Token e ver se ele perdoa o Cartman pelo crime de ódio.
Adamım, Token'ın bu kadar uzakta oturduğunu bilmiyordum.
Meu, não sabia que o Token vivia tão longe.
Evet, Ama Token bu konuda tek kişi değil mi?
Pois, mas o Token não é o único? Sim.
Token oynamaya çıkabilir mi? Şey, başı hala ağrıyor, ama isterseniz siz içeri gelebilirsiniz.
Ainda lhe dói um bocadinho a cabeça, mas podem entrar se quiserem...
Token, yarın erkeklerin kaybetmesini istemiyorsun değil mi?
Token, não queres ver-nos perder com as miúdas amanhã, pois não? Não.
Baron ve Barones Von Token şerefine kadeh kaldırmak istiyorum.
Gostaria de propor um brinde. À Baronesa e ao Barão von Troken.
- How about your token.
Aposto $ 100 em como há por aí um estojo de ferramentas.
And Token Derek Morgan ciddiye alınmak istiyor..... ama o sadece hevesli bir çocuk.
Escolhi Derek Morgan que deveria levar isto a sério, mas ele é mais um alienado.
Sonra Token, daha sonra ben.
depois Token... e eu...
Clyde sınıfın en yakışıklısı. Sonra Token ve Stan, sonlarda da Francis, Cartman, ve...
Clyde é o mais bonito da sala, depois Token e Stan e os últimos são Francis, Cartman e...
Evet "Token of Esteem" ini aldım ama hiç etkilenmedim.
Sim, recebi o seu modesto agradecimento e não fiquei impressionada.
Hâlâ göbeğimden köprücük kemiğime kadar uzanan itibarının izini taşıyorum.
Ainda tenho um token de sua estima. Do umbigo ao colarinho.
Token! Eminim annenin kaybolduğunu anlamayacağı başka mücevherleri de vardır.
Token, aposto que a tua mãe tem montes de joias e não notará por falta de algumas.
Gezmeye mi geldin?
Você está aqui com o token?
Gezmeye...
Token?
Selam, Token.
Ei, Token.
- Ben de Token'la takılıyordum.
Estou a ver se... - Estou a falar com o Token.
Dostum, okuldan sonra ne yapıyorsun? Token, takılmak ister misin?
Que vais fazer depois das aulas, Queres vir dar uma volta?
Token, dur.
Token, para!
Selam, Token. Naber kardeşim?
Então, Token, Está tudo, meu?
Sorun Token! Bence o tam bir saatli bomba.
É o Token, acho que ele é uma bomba-relógio.
Neden böyle düşünüyorsun?
E por que achas que o Token é uma bomba-relógio?
Bir şiir yaz ve Token'a ver.
Escrever um poema... escrever um poema para o Token?
Hayır, Token, Brad Pitt'i rahat bırak.
Não, Token! Deixa o Brad Pitt em paz!
Hayır, Token! Token!
Não, Token, Token!
Token, hayır...
Símbolo, não.
Token, bununla hiçbir alakamız yok.
Token, tivemos nada a ver com isso.
Hayır, hayır, hayır! Selam, Token, nasıl gidiyor?
Não, não, não, Não! Oi, Token, como você está?
Hayır! Karım aldı onu.
Não, minha esposa, Token!
Token, onu yapan karımdı!
Sinal, que é minha esposa!
Hayır, Token. Kızımı bırak, hayır!
Não, Token, comer o meu filha não!
Bak, Eric, Token ile aranızda geçen her ne ise bunu konuşup çözmelisiniz. Taamam?
Eric, o que você e experiência também Token você tem que falar sobre isso, m'kay?
Taaamam. Token, içeri gel lütfen.
M'kay, Token, vamos lá dentro.
Token, Eric ile konuşuyordum ve kendisi geçinemediğiniz için çok üzgün.
Forma, eu falei com Eric e ele acho muito triste que você brigar.
Token,
Símbolo...
Taamam, Token, bu konuda ne hissediyorsun?
M'kay, Token como fazer Você sentiu isso?
Kafiyesi geliyor Token, sadece bekle.
- Isso é muito ainda, Token, aguarde.
Yani Token hepimiz okuldayken, iyi davranmalısın sen.
Então, Token, levá-la fresca. Pelo menos na escola.
Tamam, teşekkürler, Token.
M'kay, graças Sinal.
- Token, sakin ol.
Forma, manter a calma.
Token anlaman gereken şey, taaamam,... okul kurulunun bağırıp çağırılacak ve dikkat dağınıklığına sebep olunacak bir yer olmadıgı, taaamam?
Token, você deve compreender que, m'kay... Que uma reunião de escola não é o lugar a gritar e as pessoas distrair. M'kay?
- O senin bakış açın, Token. Ama bildiğni gibi Eric'in de bir bakış açısı var.
Esse é o seu lado da história, mas Eric também tem o seu lado.
- Onun adı Token.
Ele chamou Sinal.
Token, Tanrıya yemin ederim, bana bir kez daha şişko dersen...
Token, juro por Deus...
Selam.
O Token pode vir brincar?
Söylemek istediğim, unut gitsin, Token,... o da unutur. Hayır mı?
Não?