Torture translate Portuguese
52 parallel translation
Cezalandırın, işkence yapın ama öldürmeyin.
Castigue-me, torture-me, mas deixe-me viver!
Hadi bakalım, üstüme gelin!
Continue, me torture!
Alay etmeniz bitmedi mi?
Isso, me torture! Gosta de debochar de mim, não?
Kutsal inci bulunana kadar Tanca'daki tüm hırsızları falakaya yatıracağım.
Farei com que se torture os ladrões até que seja encontrada.
Bana işkence etme, onsuz yaşayamam!
Não me torture, não posso viver sem ele!
Kim olduğu konusunda ona işkence çektirmek.
Deixar que se torture para saber quem era.
Bana işkence yapma, anne!
Não me torture, mamãe!
" Sakın kaşlarını çatma, Bunu çoktan anlamalıydın
Não se torture, Você já devia saber
" Kaşlarını çatma, aklını başına topla
Não se torture, você já devia saber
Endişelenme canım, iyileşeceksin. Sen sakin ol yeter.
Não se torture, vai ficar tudo bem.
He wants you to torture me
Ele quer que você me torture.
Sana eziyet etmesine izin verme.
Não deixes que ele te torture.
Beni öldür, bana işkence et, önemi yok.
Mate-me, torture-me, não importa.
Kendine çok yüklenme.
Não se torture.
Ona işkence etme yoksa kardeşi hepimizi öldürecek!
Não o torture... senão o irmão mata-nos a todos.
Diyorum ki ; Onlari bulun iskence edin ve öldürün.
Quero dizer... encontre-os, torture-os e mate-os.
Bana istediğin işkenceyi yapabilirsin, Demonica.
Me torture como quiser, Demonica.
'Bana böyle işkence yapma'dedi annem.
'Não me torture tanto', mamãe disse.
Baal'ın sana işkence etmesini Oma'nın benim radyasyonumu iyileştirmesinden daha fazla engelleyemem, ama yükselmene yardımcı olabilirim.
Nao, nao posso impedir que o Ba'al te torture, nao mais do que a Oma me pôde curar a doença causada por radiações, mas posso ajudar-te a Ascender.
Bunu kendine yapma John.
Não se torture.
Kendine işkence etme.
Não se torture.
Don't torture yourself.
Não se torture.
Ona ara sıra iyi bir miktar verin.
Torture-o devidamente de vez em quando.
İşkence çektirerek öldürme beni.
Não me torture.
Zorla adam kaçıran John Jemelske,... New York Syracuse banliyölerindeki evinin altına,... kurbanlarını 3 yıl boyunca sakladığı kurbanlarına layık gördüğü işkenceleri uyguladığı bu gizli yer için karmaşık bir zindan kompleksi inşa etmişti.
Nunca vai saber isso. For his nest, predatory abductor john jemelske built a sophisticated dungeon complex under a suburban syracuse home, where he documented every detail of torture he carried out upon the victims he kept there for 3 years.
İşkence etse bile söylemem.
Nem que ele me torture.
Bak ne diyeceğim, bana işkence yap. Bana ne istersen yapabilirsin.
Torture-me, faça o que quiser!
Elinden geleni ardına koyma.
Torture-me o quanto quiser.
"We'll drink a toast in your torture chamber"
Iremos brindar na sua câmara de tortura
Eğer birine işkence etmek gerekiyorsa, bana edin.
Se quer torturar alguém, torture-me a mim!
Ayıldığında yeniden sorgularsın.
Quando ele voltar a si, torture-o de novo.
Kafatasını kemirmeni istiyorum.
Quero que o torture.
Sırf kendini olduğundan daha iyi bir erkek gibi hissetmek için uzaklara yolculuğa çıkıp kendisine eziyet etmesine hiç gerek yoktu.
É desnecessário que ele se torture a si mesmo... ainda para mais tendo viajado de tão longe só para fazer de si um homem melhor do que já é.
Kendini suçlamayı keser misin?
Não se torture por isso.
Lily, yardımcıma işkence etme.
- Lilly não torture o meu assistente!
- Hadi bana işkence etme, bitir.
Não me torture, acaba logo com isto.
Umarım Dina mahkemede canına okuyordur.
Espero que a Dina te torture no tribunal.
Kendine işkence etme.
Não te torture a si mesma.
Zombilerin vardı ancak bu "Zombi Taşralı İşkence Ailesi", anladın mı?
Mas esta é a "Zombie Redneck Torture Family", vês?
Kendinizi cezalandırmayın.
Não se torture.
İşkence etmeyin, her şeyi anlatacağım.
- Não me torture. Eu conto tudo.
Bu senin kararın olacaktır, evet, ta ki sana işkence edene kadar sonra da, acı çığlıklarını duydukça, sana daha da işkence edecek, öyle bir ana kadar ki, bir isim vermene müsaade etsin diye, ona yalvaracaksın,
Essa será a tua intenção, sim. Até que ele te torture e depois, ouvindo os teus gritos de dor, te torture ainda mais. Nesse momento, pedirás que ele te permita que lhe dês um nome.
Bombanın nerede olduğunu öğrenmek için bu adama işkence etmemi mi istiyorsun?
Queres que eu torture este tipo para descobrir onde está a bomba?
- Ona işkence etmemi ister misin?
- Queres que eu o torture?
Sana işkence etmemi katlanılmaz acılar vermemi istiyorlar.
Eles querem que... te torture, que te traga dores intragáveis.
Arkadaşlar CIA'nin seni kaçırıp sana işkence etmesine fırsat vermez.
Os amigos não deixam que a CIA nos capture e torture.
Slow Torture ve Gardens mı?
Tortura lenta e jardinagem?
Uğraşma onunla.
Não a torture.
Kendini hırpalama.
- Nao se torture.
Beni öldür ve bilgim de benimle beraber yok olsun.
Torture-me... e depois vou me divertir sonhando com você. Matando-me... e meu segredo morrerá comigo.
Bana bakın Bayan Ra.
Não se torture mais.