English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Train

Train translate Portuguese

219 parallel translation
- Bay Somerset, le train part.
- Sr. Somerset, o comboio parte.
- Tren.
- Train.
- Tren.
- Train ( comboio )!
Büyük Tren Soygunu ile sinema doğmuştu.
O cinema nasceu com "The Great Train Robbery".
# Kozmik bir trende #
On a cosmic train Em um trem cósmico
Onunla D-Train'de tanıştık. Penisini bana gösterdiği zaman.
Saquei-o no comboio depois de ele me ter mostrado a gaita.
Onunla D-Train'de tanıştım ve ona şunlardan birini verdim.
Encontrei-a no comboio, e fiz-lhe assim.
* Diyebilirsin ki bu tren *
You say this train
* Raylı tren *
Oh, railroad train
* Derler ki bu tren *
They say this train
Şimdi doğrudan "Soul Train" e.
E agora, para o "Soul Train".
O Gece Treni, anasının gözü bir şarap.
Aquele Night Train é um péssimo vinho.
Take the'A'Train.
Take the'A'Train.
Tanrı aşkına Train Zaten yeteri kadar silah satıyorsunuz, şimdi bir de uranyum satarak
É urânio suficiente para construir uma bomba atómica.
Ve sizinde umurunuzda olamayacak.
- Train, não!
Train, hayır! Dinle.
Escuta, já houve mortes que chegassem.
Train sen kafayı mı yedin?
Train, enlouqueceste?
Amy, Train`in silahını verir misin bana?
Amy, dá-me a arma do Train!
Vagonlu Tren çok iyi bir şov programı... ama fark ettiniz mi, hiçbir yere gittikleri yok.
A Wagon Train é uma série bem gira, mas já repararam que nunca vão a lado nenhum?
Herkes emniyete gidecek.
Vão todos para a esquadra ao ritmo de "Take the A Train".
Ne oldu? "Soul Train" den çekini alamadın mı daha?
Ainda não recebesre o cheque da "Soul Train"? Perderam a minha morada.
Soul Train'i gördün mü?
Como o Don Cornelius?
El train ve otoyoldaki gibi varoşlar ayrılmamış.
Menos onde a auto-estrada e "El Train" mantém o geto cortado.
- # On my gravy train
- Phew! Oh. - * Em meu gravy trem
Kaçak Tren kaçak tren.
Runaway Train, comboio em fuga.
... gangster ve benzeri filmler yaptı. Edwin S. Porter'ın "The Great Train Robbery" si.
Foi das primeiras tentativas de escrever uma história e, bem a propósito, também era um western.
Yukarısı Siyah Müzik Treni gibi.
Parece a porra do Soul Train ali!
Mahallede bana Train derler. "A-Train." Bilirsin, Harlem'e gitmenin en hızlı yolu.
No meu bairro chamam-me comboio.
William "A-Train" Roberts.
William "A-Train" Roberts.
Bırak artık, Train.
Calma.
Sen de, Train, yürü.
Você também, Train, vá!
- Beni anlıyor musun, Train? - Ben...
Escute-me, Train?
Hey, Train, başlıyoruz.
- Ei, Train, venha jogar!
Lanet olsun.
Maldição, Train.
Haydi, Train.
Acompanhe-me.
- Bana Train de.
Pode-me chamar "Train."
- Merhaba, Train.
Olá, Train.
Train hep zamanında gelir. İşte bu.
O "Train" sempre chega a tempo.
Bunu ben değil, sen yolluyorsun Train.
Eu não enviarei esta, você a enviará.
Train, burada yapayalnız kaldığımız bu uzun görevlerden sıkılmaya başladım.
Estou cansado destas longas missões onde sempre devemos esperá-los, sozinhos.
Train, aynı şeyi mi düşünüyoruz?
Esta pensando o mesmo que eu?
Yakala onları, Train.
Atrapalhou-me, Train.
6 yönünde, Train. 6 yönünde.
Às seis horas, Train!
- Dayan, Train.
- Aguente, Train.
Buradayım, Train.
Estou bem atrás de si, Train!
Train, beni duyabiliyor musun?
Train, pode-me ouvir?
Beni duyabiliyor musun, Train?
Pode-me ouvir, Train?
Gördüm. İyi iş başardın, Train.
Eu o vi. Fez bem, Train.
Doğru soru eğer değil ne zaman.
É "quando". Por amor de Deus, Train!
Soul Train Disco'ya giderdik hatırlıyor musun?
Sabes, Jack...
Sen giyinip kuşanırdın ben de saçımı şu kabarık afrolardan yapardım.
Lembras-te quando íamos à discoteca Soul Train?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]