Turin translate Portuguese
52 parallel translation
Turin'den Levi, Roma'dan Piperno.
uns Piperno de Roma.
Turin'in 160 km güneyi.
160 quilómetros a sul de Turim.
Turin'de, 13 via Fratelli Calandra'da, gerçekten krallar gibi yersin!
Não é tola. Em Turim, na rua Fratelli Calandra, no 13. Lá come-se como um rei!
İç çamaşırlarını aramak Turin'in kefenine dokunmak gibiydi.
A roupa interior estava linda, parecia o Santo Sudário.
Maçta Turin önde.
Turin está a ganhar.
Ve ben Fifi Turin'de.
E eu na Fifi Turin.
Casale alınabilir,... Turin kurtarıldı, Arras bastırıldı, Katalanlar ve Portekiz bir daha krallarına asla karşı gelemeyecek.
Casale devia ter sido tomada, Turim salva, Arras rendida, e os Catalães e os Portugueses nunca deviam ter se insurgido contra o seu rei.
Hepinizin Turin Kefeni'ni bildiğinizi sanıyorum.
Conhecem a Mortalha de Turim.
Eğer Turin sizi ele geçirmezse,... Deviates ele geçirir.
Se Turin não vós tivesse apanhado, os Deviantes teriam.
Onları Turinlere zevk kölesi olarak satar.
Ele vende-as ao Turin como escravas de prazer.
Mongo'da, Turinler, onları evcil hayvan olarak besler.
Em Mongo os turin têem-nos como animais de estimação.
Dactyl'ler ve Turinler, belki, Ama Verden, asla razı olmaz.
Os dactyls e os turin, talvez, mas os verden nunca irão concordar com isso.
Bir verden dan daha tatmin edici Veya bir turin'in hayat kaynağından
Mais satisfatório que a força vital de um verden ou de um turin?
Turin'li bir alıcı var, pazara gelir gelmez.... hepsini topluyor,
Há um comerciante turiniano a compra-los, o mais rápido que pode.
Bir Turin Taciri varmış, getirilen herkezi topluyormuş.
Um comerciante turiniano está a comprar todos os que aparecem.
Turin'li tarafından alınanlar..
- São os verden comprados pelo turiniano.
Turin'den 20 yaşında biriyle tanıştım
"Encontrei em Turim um homem de vinte anos..."
Birçok Dactyl, Turin, Zurn, ve daha fazlası öldü!
Dactyls, turins, zurns e outros mais!
Turinlere suyu gönderen Terek değildi.
Não foi o Terek que deu a água para os turin.
Benim Turin'liler ile bir çekişmem yok.
Eu não tenho disputas com os turin.
Turinlerin senin yardımına ihtiyacı yok.
Os turin não precisam da sua compaixão.
Turin'ler, Ölümü, yaşamaya tercih eder.
Os turin preferem a morte à vida.
Baba, burada, bugün, memnuniyetle ölürüm. Gururlu bir Turin olarak.
Pai, eu morreria feliz hoje aqui, com o orgulho de ser um turin.
ama yuvamızdaki, o hasta olanlar.... eğer onları kurtarabilirse.... ben Flash Gordon'un yardımına edeceğine inanıyorum,
Mas os doentes na nossa vila... Se puderem ser poupados... Não acredito que a compaixão do Flash Gordon seria uma vergonha para os turin.
Terek, Deviate yerleşim yerinde, cidden kızmış... Turin'lerce rehine olarak tutuluyor.
O Terek foi feito refém no acampamento dos depravados por alguns turins seriamente chateados.
Eğer panzehri Turin'lere götürmezsem, Onu öldürecekler.
Se eu não levar um antídoto para os turin, eles vão matá-lo.
Turin'lerin, Terek'e zarar vermelerine izin verme.
Certifique-se que os turin não magoem o Terek.
Bir Turin teşvik yöntemiydi.
Foi um programa de incentivo turiniano.
Anladığım kadarıyla bir Turin hastalanmış.
- Soube que um turin está doente.
Neden bir Omadrian, bir Turin'e yardım ediyor?
Por que iria uma omadriana ajudar um turin?
Eğer Turin, Flash gordon'un dostuysa... O zaman Turin, Omadrianların da dostudur.
Se os turin são amigos do Flash Gordon, então os turin são amigos dos omadrianos.
sen... sen gebereceksin. Turin'lere işlediğin suçlar yüzünden!
Você... você morrerá pelo seu crime contra os turin!
yüzlerinize baktığımda, Turin ve Dactyl... ya da Omadrian, Deviate...
Quando olho para todos os vossos rostos, turins e dactyls... ou omadrianos, depravados...
Turin kefenini mi diyorsun?
- O Sudário de Turim?
Torino Kefenini duydun mu, Dr. Cehennemde Yanacak?
Já ouviu falar sobre o Sudário de Turin, Dra. Queime-no-Inferno?
Calvini bu toplantıdan sonra Turin'den hemen ayrılacak.
O Calvini parte para Turim logo a seguir a este compromisso.
İçinde Turin Kefeni olması gerekiyor.
Dizem que tem o Sudário de Turim lá dentro.
Dedelerim Turin'den gelmişler.
Os meus avós vieram de Turim.
O atkıyı kapmak için 1987 senesinde Turin'e kendim gitmiştim.
Fui para Turim em 1987 para ensacar a Écharpe.
Y şeklinde Hastil Vadisi boyunca, Midlands Dağları'nı aşmadan önce Aar Boğazı, Bienzer ve Turin Gölü'nün yanından geçer.
"Segue pelo vale Ahsli e pela ravina Aar..." "bem como os lagos Brienz e Thun" "antes de atravessar as terras médias de Berna."
Etrafı keşfetmek için İtalyan otoyolu ile güney yönüne bir saatlik yolculuk yapın.
"A área a explorar fica a Sul de Turin, a uma hora de auto-estrada,"
Turin, Bra üzerinden Alba'ya ve sonra da Asti'ye ulaşın.
"e vai de Bra a Asti, passando por Alba,"
Buna göre, İtalya Turin'deymiş.
De acordo com isto, em Turim, Itália.
Dediler ki yemekten sonra tepeleme dokuz bardak Turin Rosa Solis içmiş.
Constou-me que ele bebeu nove copos de rosólio de Turim depois do jantar.
Turin'i ara.
Liga ao Turin.
- Turin, adamı suçüstü yakaladık.
- Turin, ele está condenado.
Yönetici Turin, çağrı işareti F - Kilo-9-4-6-R bu konferans kaydediliyor.
Oficial Turin, indicativo Fk946R, a gravar esta reunião.
- Ne istiyorsun, Turin?
- O que queres, Turin?
İkimiz de olmadığını biliyoruz...
Desiste, Turin. Ambos sabemos...
" Luigi Ferraris. Turin doğumlu.
Fugiu ao ser transportado... e foi visto em Paris e Marselha.
Torino : "Aslan Kral" - 12.700 kişi.
O Rei Leão - 29.500. Turin :