Tutar mısın translate Portuguese
894 parallel translation
Benim için tutar mısınız.
Tome isto.
- Fifi'yi tutar mısın?
- Importa-se de segurar na Fifi?
- Lorraine, şunu tutar mısın?
- Lorraine, seguras nisto?
Morelli, bıçağını başka tarafa doğru tutar mısın lütfen?
Morelli, importa-se de segurar na faca de outra maneira?
Buna cüret edemezler. Şunları tutar mısın lütfen?
E tinhas um recado no quarto para ligar para a bilheteira.
Seni çok iyi duyamıyorum. Telefonu daha yakın tutar mısın?
Aproxime-se do telefone.
Şunu bir dakika tutar mısın?
Não se importa de segurar aqui uns minutos?
Ben binerken treni tutar mısın?
Mantém o comboio quieto enquanto o tento montar?
Ann, kollarını tutar mısın?
Ann, seguras-lhe nos braços?
- Bir dakika tutar mısın şunları?
- Segura nestes um momento, está bem?
Lobiye inip Albay Haki'yi bir süre orada tutar mısınız?
Você quer ir até o bar e reter coronel um momento?
Teşekkürler, şunu tutar mısınız?
0brigada. Você se importa?
Hey, dostum. Direksiyonu tutar mısın?
Amigo, segure aqui o volante, enquanto acendo isto.
Connie, seyir defterini tutar mısın?
Connie, podes tratar do diário de bordo?
- Burada sık sık balık tutar mısın?
- Tem pescado muito aqui?
Bunları benim için tutar mısın?
Quer segurar estas por mim?
Şunu tutar mısın?
Segure-me isto, por favor.
Dümeni tutar mısınız?
Pode cuidar do leme, Senhorita?
Çocukları buradan uzak tutar mısınız?
Leve as crianças daqui.
Nerede olduklarını söylersem, onu burada tutar mısın?
Se eu disser onde estão, ela pode ficar?
Elimi tutar mısın?
Segura-me na mão?
Bunu tutar mısın?
Agarra nisto.
Işığa tutar mısın?
Le-os contra a luz?
İçkimi tutar mısın, tatlım?
Tomo meu gole, querida.
- Biraz tutar mısın, anne?
- Desculpe-me.
- Şunu tutar mısın, küçük kız?
- Quer segurá-lo, menina?
- Şunu tutar mısın, Sachkov?
- Segura isto, Satchkov.
Kapıyı tutar mısın?
Podes ir à porta?
Şuradan tutar mısın?
Segure aí.
Elini çabuk tutar mısın Tess?
Despacha isso, sim, Tess?
Bunu şurada tutar mısınız?
Quer manter isso aí?
Elini çabuk tutar mısın?
Despacha-te.
Şunu tutar mısın?
Segure aqui.
Şu ışığı benim için tutar mısın?
Seguras-me esta lanterna?
- Evet? - Telefonu tutar mısın?
me sujeite o telefone, por favor.
Bay Peabody, mitingin kayıtlarını tutar mısınız?
Sr. Peabody, gostaria de fazer uma acta da reunião?
Sonbaharda, Bir hizmetçi tutar mısın, Charles?
No outono poderias te manter com uma governanta, Charles?
Tutar mısın?
Segura aqui!
Helen, atları tutar mısın?
Vamos tratar da bagagem. Helen, segura os cavalos?
Onu benim için tutar mısın?
Ouça, assumirá para mim, não é?
Mücevher çantamı tutar mısın, sevgilim?
Segure meu caso jóias, você vai, querido?
Şunu tutar mısın?
por favor.
Greg, konuğumuz için sandalyeyi tutar mısın?
Isto é uma jóia. Greg, vais segurar a cadeira à nossa convidada?
Şunları benim için tutar mısın?
Segura nele, está bem?
Şunu tutar mısın?
Fica com os gatos.
Bayım şu küçük çiviyi tutar mısınız?
Segure esse pequeno prego, senhor
- Bunu tutar mısın? - Pekala.
- Fica com isto, está bem?
Çarşafını sıcak tutarım.
Eu deixo-te os lençóis da cama aquecidos.
Işığı tutar mısın?
Não consigo encontrá-la.
"Sinema," der André Bazin, "arzularımızla daha bir ahenk içinde olan bir dünyaya bakışımızın yerini tutar."
"O cinema", disse Andre Bazin, "substitui nossa visão... por um mundo mais em harmonia com nossos desejos."
Ayrılma sakın yanımdan. Yoksa seni kurt kapar. Tırpışından mı tutar.
Ao bordo não te deite, que um lobo cinza virá e um flanco te morderá.