English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tyler

Tyler translate Portuguese

4,504 parallel translation
Klaus'u serçe parmağımda oynatıyor olsaydım şimdi burada Tyler ile olurdum.
Se isso fosse verdade, então o Tyler estaria cá.
Tyler.
Tyler.
Aman Tanrım, Tyler.
Meu deus. Tyler.
Rose Tyler'dı.
Rose Tyler.
Oraya girebilecek tek kişi Tyler, onun kız arkadaşı.
A única pessoa que pode entrar é a Tyler, a sua namorada.
Tyler, ben Dedektif Chandler.
Tyler, é a Detetive Chandler.
Ama Tyler bir şeyler gizliyor gibiydi. Ve gizliyormuş da.
Mas a Tyler parecia estar a esconder alguma coisa, e estava.
Tyler da öyle derdi.
A Tyler costumava dizer isso : "normal".
Tyler'ın da dediği gibi, ilaçları tamamen etkisini kaybetmiş olacak.
Pelo que a Tyler disse, ele... estará sem a medicação.
Vincent peşinden gitti ve Tyler'ı takas için kullanmaya çalıştık.
O Vincent foi atrás dela, e tentámos usar a Tyler como troca.
Yani Tyler'ın ölümden kaçtığını söylediğini biliyorum da belki de senden kaçıyordur.
Eu sei que o Tyler disse que estava a fugir pela própria vida. Talvez estivesse a fugir de ti.
Tyler artık Mystic Falls'a dönmekte özgür.
O Tyler é agora livre de voltar para Mystic Falls.
Teşekkürler, bak. Seni içeri davet ederim ama Tyler'a burayı vampiri az bir bölge olarak tutacağıma dair söz verdim.
Ouve, eu convidar-te-ia a entrar, mas prometi ao Tyler que ia manter esta zona com poucos vampiros.
Doktor Boswell, Tyler'ın vakasında bize yardımcı olması için getirttiğimiz kraniyofasiyel anomali uzmanı.
A Drª. Boswell vai ajudar na parte craniofacial.
Tyler'ın ameliyatında bir değişiklik var mı?
Houve alguma mudança na operação do Tyler?
Teşekkürler Wat Tyler.
Obrigado, Watt Tyler.
Beş ay önce, içinde Tyler Wilkes'i öldüren adamın fotoğrafı olan, bir hafıza kartını incelemiştin.
Há cinco meses, analisou um cartão de memória que tinha uma fotografia do homem que matou Tyler Wilkes.
- Tyler Cain.
- Tyler Cain.
İsmim Tyler Cain.
O meu nome é Tyler Cain.
Çok çabuk karar veriyorsun Tyler.
Pareces um pouco enferrujado, Tyler.
Tyler ile konuştun mu?
Já falas-te com o Tyler?
Çocuk tatlı, seninle ilgileniyor ve en önemlisi, Tyler'ın aksine o burada.
É querido, está interessado, e o mais importante, ao contrário do Tyler, está aqui.
Tyler, seni görmek çok hoş.
Dois, três anos?
Seni Belvoir kalesine hangi rüzgâr attı?
É bom ver-te, Tyler. O que te traz a Fort Belvoir?
Özür dilerim Tyler ama seninle görüşmemizden bu yana çok şey oldu.
Tyler, lamento. Mas muita coisa aconteceu desde a última vez que te vi.
Tyler?
Tyler?
Bu araba, buram buram kurtulduğumu düşündüğüm birisinin kokusuyla dolu. Tyler Lockwood.
Este veículo... tresanda a alguém que pensei me ter livrado... ao Tyler Lockwood.
Tyler, onu öldürmeye fırsatım olmadan bir korkak gibi kaçıp gitti.
O Tyler fugiu como um covarde antes de acabar com ele.
Tyler Lockwood'u kendi ellerimle öldüreceğim.
Vou matar eu o Tyler Lockwood.
Tyler, son zamanlarda bir kurt beni izliyordu.
Tyler, ultimamente anda um lobo a vigiar-me.
Tyler, lütfen.
Tyler! Por favor, não!
Hayır, lütfen. Tyler, lütfen!
Não, por favor, Tyler, por favor.
Tyler, aklından her ne geçiyorsa başka bir yolu olmalı.
Tyler, seja o que estiveres a pensar, tem de haver outra forma. Tu não és assim.
Merhaba Tyler.
Olá, Tyler.
İntikamını böyle mi alacaksın Tyler?
É esta a tua ideia de vingança, Tyler?
Tyler Lockwood, Hayley'yi buraya bir teoriyi test etmek için getirmiş. Çocuğunun kanının, melezleri efendi bağına sokabileceğini düşünüyordu.
O Tyler Lockwood trouxe a Hayley até cá para testar uma teoria, que o sangue do filho dela pode ser usado para criar ligações patrono de híbridos.
- Selam Tyler.
- Olá, Tyler.
Tyler diyordu ki ; ağabeyim, bebeğinin kanını kullanarak kendisine sadık daha çok melez üretebilecek ortam sağlayacak.
O Tyler estava prestes a contar que o meu irmão, pode usar o sangue do bebé para criar mais híbridos.
Tyler, tahmin ediyorum ki bu kişilere bebeğin doğmaması gerektiğini de söyleyecektin.
Então, Tyler, presumo que estavas a tentar fazê-los não deixar o bebé nascer.
Sonuna kadar haklsın, Tyler.
- Tens toda a razão, Tyler.
Tyler'ı nereye koyalım?
Onde é que o queres?
- Ne sebeple? - Tyler Miller cinayetinden.
- Pelo assassinato do Tyler Miller.
Padma, Tyler, cinsel hasar.
O desastre sexual com a Padma e o Tyler...
Denise Tyler boğularak öldürülmüş.
A Denise Tyler foi estrangulada.
Doktor, Denise Tyler'ın cesedinde katilin DNA'sını bulmuş olabileceğini söylemiş.
O Doc disse que podemos ter encontrado algum DNA do assassino no cadáver da Denise Tyler.
Tyler çimlerini biçtiğim için bana para veremedi. Para yerine bu arkadaşı verdi.
O Tyler não podia pagar-me pelo relvado, e deu-me isto.
Değil mi? Tyler süpermarketlerin ıstakozları pahalı satmak zorunda olduğunu çünkü paranın hep aracılara gittiğini söyledi.
O Tyler disse que os supermercados cobram muito pois precisam de pagar aos intermediários.
Tyler, hangi cehennemdesin?
Tyler, onde é que estás?
Catherine'e karşılık Tyler.
A Catherine pela Tyler.
- Tyler?
- Tyler?
Tyler?
Tyler!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]