English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tüfekler

Tüfekler translate Portuguese

229 parallel translation
- Tüfekler geldi efendim.
- Trouxe as espingardas. - Certo.
Elbette. Makineli tüfekler, araba kovalamaca ve çalınan iki milyon...
Lógico, as metralhadoras, a corrida de carro, e dois milhões sumiram!
- Makineli tüfekler hazır mı?
- Já tens as armas do Tommy?
Bütün makineli tüfekleri ve üç kamyonu alın. Makineli tüfekler, bölük komutanlarında olacak. Adamlarınızda da tüfek, el bombası ve süngü olsun.
Peguem pistolas, chefes com pistolas... homens com bombas, rifles.
Otomatik ateşli tüfekler burada paslanmaya bırakılmamalı.
Não vale a pena deixar todas estas semi-automáticos a oxidar.
- Umalım ki barut ve tüfekler olsun.
Bom, pelo menos vamos receber os equipamentos, Senhor.
Çok yazık, Yeni tüfekler onları silip süpürecek. - Onun hiç şansı yok. - Ne yapacağını düşünüyorsun?
É uma pena... essas armas novas vão acabar com eles, não tem nenhuma chance.
Onu biz yenmedik Albay,. hızlı dolan tüfekler yendi. - Bu mekanik birşey.
Nós não os vencemos Coronel, foram os novos rifles... foram às novas armas que os derrotamos.
Sizin şu değişik kutularda getirdiğiizi söylediğiniz tüfekler ne olacak?
O que fazem as espingardas escondidas nas caixas de biscoítos?
Eğer bu tüfekler Albay Sharpe'ın umduğu gibi çıkarsa Çok güçlü ateş gücümüz olacak.
Estas espingardas representam a força de 30 homens.
- Ateşi kesin. - Tüfekler ısındı efendim.
Isto queima as mãos!
Tüfekler yeni, hiç kullanılmamış.
As armas são novas, nunca foram usadas.
Tüfekler!
As Winchesters!
Makineli tüfekler açıklığa çevrilmiş durumda.
As metralhadoras miram o espaço aberto.
Tüfekler dolu, süngüler takılı, her mahkuma iki kişi.
Rifles carregados, baionetas. Dois guardas para cada preso.
- Tüfekler.
- Espingardas.
Hafif toplar, tüfekler, piyadeler.
Artilharia leve, lanceiros, soldados.
- Yüzbaşım, tüfekler!
- Espingardas!
- Tüfekler benim.
- Eu fico com as espingardas.
Tavuklar, cin, likör ve tüfekler. Bilemiyorum.
Galinhas, bebidas, armas, não sei mais.
Sağda ve solda yana açılan makineli tüfekler.
E metralhadoras da direita e da esquerda.
" Tüfekler omza konur konmaz
" Enquanto eles levantam as espingardas
Sadece yüksek duvarlar, dikenli teller veya makineli tüfekler değil etraflarını saran kara ve deniz de onları oraya hapsediyordu. Orman da, okyanus da tarafsız değildi.
Eram mantidos presos, não tanto por paredes altas ou arame farpado ou por metralhadoras, mas pela terra e o mar à sua volta e a selva não era neutra, e muito menos o mar.
Tüfekler partiye hükmedemez.
E inadmissível que sejam os militares a liderar o Partido!
- Doktor! Makineli tüfekler yeşil iniş alanının çevresine yerleştirildi.
As metralhadoras estão perto da área de pouso.
Tüfekler nerede, Joe?
Onde estão as espingardas, Joe?
Şimdi, tüfekler nerede, Joe?
Então, onde estão as espingardas, Joe?
Tüfekler.
Espingardas.
Tüfekler, efendim.
- As espingardas, senhor.
Diğer tüfekler nerede?
Onde estão as outras espingardas?
Tüfekler, onlar daha önemli.
As espingardas, são mais importantes.
Mira. Şu tüfekler, Joe'nun burada olmasının sebebidir.
São aquelas espingardas que mantêm o Joe aqui.
Maximiliano sen git, ama toplar, tüfekler dinamit dahil her şey ile geri dönmeni istiyorum, tamam mı?
Maximiliano, vai. Mas é melhor que voltes com os canhões, as armas... a dinamite e um grupo de atiradores.
Toplar nerede? Tüfekler?
Onde estão os canhões?
Ve makineli tüfekler.
E metralhadoras.
Tüfekler var.
Rifles.
Havanlar, makineli tüfekler ve tabancalar hariç dürbünler, palaskalar, piyade çorapları. Tam 1.800 tane asker.
Sem contar com morteiros, metralhadoras, espingardas, pistolas, telescópios, fivelas de cintos, peúgas... 1800 homens.
- bazı giysiler satıyor. - sanırım silah.. tüfekler.
Deve fazer negócios com os Cheyennes.
Tüfekler, silahlar bıçaklar, cephaneler.
Olhem! Rifles, pistolas, facas, munições!
Tüfekler ihtiyatlı kullanıldığından, talimlerde süpürge sopaları kullanılıyor ve olası bir Alman saldırısına karşı kana susamış bir şekilde savunma provası yapılıyordu.
Treinavam com paus porque não havia armas para todos e ensaiavam defesas cruéis contra um ataque alemão.
Tüfekler, ağır ve hafif silahlar kullanılamaz hale gelmişti.
Perdemos uma parte considerável do nosso material, armas, equipamento pesado e ligeiro, em geral.
Aynı anda patlayan tüfekler.
Todas aquelas espingardas a disparar ao mesmo tempo.
Hayatta kalanlar, kadın-erkek çoluk çocuk, vatanlarını savunmak işgâlcileri denize dökmek için, tahtadan tüfekler oklar ve yaylar, kamıştan mızraklarla, hazırlık yaptı.
Homens e mulheres, rapazes e raparigas, os sobreviventes preparavam-se para defender a sua pátria. Para voltar a enviar os invasores para o mar, com espingardas de madeira, arcos e flechas, lanças de bambu.
İşçilere tüfekler verildi.
Os trabalhadores receberam armas.
"Rus topları ve makineli tüfekler yanan şehirden ateşleniyor."
Canhões e metralhadoras disparam da cidade incendiada.
Evet, çalıntı tüfekler.
Ora bem, espingardas roubadas.
Makineli tüfekler.
Fogo, rápido.
Ne yapıyorsun, Onbaşı? Makineli tüfekler bu bölgeyi 60 saniye daha taramaya devam edecek.
As metralhadoras continuarão a limpar a área durante 60 segundos.
Tüfekler.
As espingardas.
Ya tüfekler?
Espingardas. Ah!
.. tüfekler arabada.
As espingardas estão lá dentro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]