Tüm hayatım boyunca translate Portuguese
851 parallel translation
Tüm hayatım boyunca, Bayan Cooper-Cooper'in koloratürlerinden kaçmayı başarmıştım..... ve bu olay tartışmasız onun intikamıydı.
Veja, em toda a minha vida eu tinha tido sucesso ao evitar uma aproximação com Sra. Cooper e isto indubitavelmente foi a sua vingança.
Tüm hayatım boyunca bomboş arazileri görmek istemişimdir.
Toda a minha vida quis ver os grandes espaços abertos.
Jasper, tüm hayatım boyunca bir kadınla beraber kaçmak istemişimdir.
Toda a minha vida quis fugir com uma mulher.
- Bu tüm hayatım boyunca, yapmak zorunda kaldığım en güç şeydi.
- Foi a coisa mais difícil que alguma vez fiz na minha vida.
Her ne kadar düşmanım olsa da... sadece benim değil, hizmet ettiğim ordunun düşmanı olsa da... tüm hayatım boyunca biliyordum ki onu özgür insanlar yaratmıştı.
No entanto ele ainda era meu inimigo. lnimigo não só de meu país e do exército que eu servia, mas de tudo que me era familiar. Não apenas da democracia moldada pelo homem livre, mas da própria civilização.
Tüm hayatım boyunca benim dostumdun.
Tens sido meu amigo a minha vida toda.
Ve tüm hayatım boyunca David'i sevdim.
Toda a minha vida estive apaixonada pelo David.
Tüm hayatım boyunca en çok değer verdiğim şeyleri berbat ettim durdum. - Tüm hayatım boyunca...
Durante toda minha vida, eu estraguei tudo que significava muito para mim.
Tüm hayatım boyunca bana baktılar.
Toda a minha vida olharam para mim...
Tüm hayatım boyunca nefret ettiğim sadece iki şey var Ellison.
Só há duas coisas que tenho odiado toda a minha vida, Ellison.
Tüm hayatım boyunca fısıltılar duydum.
Tenho passado a vida toda a ouvir rumores.
Tüm hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Nunca tinha sido tão completamente feliz em toda a minha vida.
Tüm hayatım boyunca bu kadar saçma bir şey duymadım.
Nunca ouvi nada tão ridículo na minha vida.
Ve tüm hayatım boyunca
E toda a minha vida
Ve kendisini tüm hayatım boyunca içtim.
E eu bebi toda a minha vida.
Tüm hayatım boyunca, gündüz yürüdüm ve gündüz konuştum.
Por toda a minha vida... andei e falei á luz do dia.
Tüm hayatım boyunca, Bu şehir gibi bir şehir bulmayı hayal ettim.
Toda a minha vida sonhei com a descoberta de uma cidade como esta.
Tüm hayatım boyunca yalnızdım.
- Estive sozinho toda a minha vida.
Evet, ormanda yaşayacağım tüm hayatım boyunca.
Aqui na selva vou viver em paz É isso mesmo!
Tüm hayatım boyunca bundan korktum.
Toda a minha vida tive medo de viver.
Tüm hayatım boyunca, ben...
Toda a minha vida...
Vorobyaninovlar dilenmezken, ben tüm hayatım boyunca dilendim!
Os Vorobyaninov nunca mendigaram... Eu mendiguei toda a minha vida!
Tüm hayatım boyunca, dikkatli olmaya çalıştım.
Passei a vida inteira a tentar não ser descuidado.
Tüm hayatım boyunca doğru yolu aradım.
Estive procurando o caminho correto para a minha vida.
Tüm hayatım boyunca...
É que em toda minha vida...
Tüm hayatım boyunca.
Toda a minha vida.
Tüm hayatım boyunca Kartallarla çalıştım.
Trabalhei com Águias a minha vida inteira.
Tüm hayatım boyunca Cumhuriyetçiydim ama bu parti politikasının da ötesinde bir şey.
Sempre fui republicana, mas isto não é política de partido.
Ben tüm hayatım boyunca incitildim.
Magoaram-me a vida toda.
Tüm hayatım boyunca bu manyetik kutupların etkisine maruz kaldım.
"Toda minha vida... " estive sujeito a estes pólos magnéticos.
Olduğum yere gelmek için tüm hayatım boyunca didindim.
Tenho lutado muito na vida para chegar onde cheguei.
Gerçekten William Amca, tüm hayatım boyunca kimse beni bu kadar aptal yerine koymadı.
Juro, tio William, em toda a minha vida... nunca me fizeram uma coisa destas!
Kendimi tüm hayatım boyunca olduğumdan daha iyi hissediyorum.
Nunca me senti tão bem comigo mesma.
Tüm hayatım boyunca biliyordum Sana söylemiştim Quentin, bir daha kimse bana paranoyak diyemeyecek buradan çıkıp bu lanet şeyi havaya uçurmamız gerek.
Toda a minha vida estive certa. Eu o avisei, Quentin. Ninguém nunca mais vai me chamar de paranóica!
O 12 yıl hariç tüm hayatım boyunca üniformalıydım.
Excepto esses 12 anos, vesti um uniforme toda a vida.
Ve tüm hayatım boyunca bastırdığım..... bazı korkunç duygular...
E todos os pensamentos terríveis da minha vida inteira, que tenho tido medo de soltar,
Tüm hayatım boyunca bunun peşinden gittim.
É o que comecei a fazer com toda a minha vida.
Tüm hayatım boyunca bu hareketler için pratik yaptım.
Pratiquei toda a minha vida para fazer passos como este.
Tüm hayatım boyunca tanıdığım bir adamın profesyonel bir hırsız olduğunu babamın ve benim adımı kötüye çıkardığını söylüyorsun öyle mi?
Estás-me a dizer que o homem que conheço desde criança é o larápio, que arrastou a minha vida e o nome do meu pai pela lama?
Tüm hayatım boyunca Peter'ın öldüğünü görmek istedim.
Aquilo que mais quero nesta vida é ver o Peter morto.
- Tüm hayatım boyunca bastın.
- Estou a pisar-te os dedos?
Tüm hayatımız boyunca onunla yaşadık.
Vivemos as nossas vidas com ele.
Hayatım boyunca ülkeme hizmet ettim. Hangi pozisyonda çalışırsam çalışayım..... sadakatle tüm kalbimle ve ard niyet taşımadan çalıştım.
Servi ao meu país durante toda a minha vida... em qualquer cargo para o qual fui designado... servi com lealdade, pureza e sem maldade.
Tüm hayatımız boyunca, dağlarda, karımla beraber keçi sürüsü besledik.
Temos cuidado das cabras, nas montanhas, toda a nossa vida a minha mulher e eu.
Ben tüm hayatım boyunca güzel bir şey yapmak istedim.
Vejam, por toda a minha vida eu queria realmente construir algo.
Kadim bir geleneği canlandırmak adına... tüm hayatımız boyunca... tahtın varisi olacak kişiyi açıklamaya karar verdim.
Revivendo os antigos costumes... decidimos que devemos coroar nosso sucessor em vida.
Tüm saçmalıkların arasından, hayatım boyunca duyduğum en mantıksız soru.
De todas as perguntas ridículas e ilógicas que já ouvi na vida!
Hayatım boyunca tüm yaşamımda, her ne istediysen yerine getirdim.
Durante toda a minha vida sempre fiz o que você quis.
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
Even... If we stay together Our whole lifetime through
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
Even if we stay together Our whole lifetime through
Bence burada kalalım tarla sürelim, tüm hayatımız boyunca yaptığımız gibi.
Acho que é melhor ficar aqui... e cultivar, como temos feito durante toda a nossa vida