Tüp translate Portuguese
1,132 parallel translation
Trakerol tüp hazırla.
Preparar para uma traqueotomia.
- Eğer varsa ona tüp takamayız.
- Se a tem, não podemos entubá-lo.
Ona tüp takmazsak ölecek.
Se não o entubarmos, ele morrerá.
Tüp takacağım.
Estou a entubá-lo.
Tüp takın.
Entube-o.
Bir daha asla bana tüp takma.
Nunca mais volte a entubar-me.
- Ona tüp takın.
- Entube-o.
Ve sadece tek tüp beyaz kaldı.
E só nos resta um frasco de ketracel-branca.
- Tüp hazır!
- Tubo pronto!
Tüp bebek yöntemi var. Taşıyıcı annelik yöntemi var.
Há inseminação artificial, barrigas de aluguer...
Solumanıza yardımcı olması için bir tüp taktık.
Inserimos um tubo para o ajudar a respirar.
Kaç tüp yapıştırıcı gitti?
Quantos tubos de cola?
UHF miktarı. 37 tüp.
Os tubos de cola. Foram trinta e sete.
- İşte tüp.
- Aqui está a botija.
Bazen, tekerlekli sandalyede boğazıma bir tüp bağlanmış ağlarken, annemin evde kalmamı istediğini düşünüyorum.
Às vezes penso que a minha mãe gostava que ficasse sempre em casa, numa cadeira de rodas com um tubo pela garganta. Está sempre preocupada. Tenho pena dela.
Tüp tıkanmış da ondan.
O tubo está entupido.
Bana 500 mg dopamine verin ve tüp takmaya hazır olun.
Dá-me 500 mgs de dopamina e prepara-a para intubar.
Boğazına takılan, solunumu sağlayan bir tüp.
Um tubo inserido na garganta, para respirar melhor.
Tüp takmalıyım. 6.5!
Vou intubá-lo. 6.5!
Tüp hemen girdi.
O tubo entrou bem.
- Tüp gerekmeyebilir.
- Pode não ser preciso o tubo.
Apneik. Tüp yutturuldu.
Apneico e intubado no local.
- Tüp yutturulduğunu söylemiştin.
- Intubaram-no?
Tüp yolda kayboldu.
- Perdemos o tubo.
8'lik tüp.
Tubo de 8,0.
Foley ve burundan tüp gerekiyor.
Precisa de um Foley e de um tubo nasogástrico.
- Bir tüp daha gerekiyor.
- Preciso de mais tubo.
- Septik. Tüp yutturuldu...
- Está septicémico, intubado,
- Sekiz numaralı tüp.
- Traga-me o tubo!
- Kan örneği için tüp lazım.
- Preciso de uma tampa.
Tüp yutturma tepsisi getirin.
Uma bandeja de intubação.
- Sağlık görevlileri tüp yutturdu.
- Os paramédicos intubaram-no.
Solunum zorluğu çektiği için tüp yutturuldu.
O Willie está intubado devido a paragem respiratória.
Tüp takalım.
Vamos intubar.
- Son seferinde bir tüp takmışlardı.
- Da última vez, enfiaram um tubo...
- Tüp yutturabilirsem... ... hava sızıntısı olmaz.
- Se conseguir intubar além da laceração, não haverá fuga de ar.
- İyi tüp yutturmuşsun Zadro.
- Bela intubação, Zadro.
Tüp yutturun.
Intube-o!
Olay yerinde tüp yutturunca, sağlık görevlileri irkildi.
Os paramédicos enervaram-se por o ter intubado no local.
- Tüp yutturmaya hazırlanın.
- Preparar a intubação.
- Lucy hiç tüp yutturdun mu?
- Lucy, já intubaste alguém?
Carter bu tarafa gel. Marcus'u dikkatli bir şekilde çek. Böylece Lucy tüp yutturabilir.
Carter, preciso de ti aqui e puxa cuidadosamente o Marcus para a Lucy poder intubar.
Tüp tamam.
Já liguei o tubo.
Peki, onu monitöre bağlayalım. 7.5'luk tüp.
Vamos ligá-la a um monitor, tubo de 7,5.
Ona tüp yutturan sizsiniz.
Você é que a intubou.
- Olay yerinde tüp yutturduk.
- Foi intubado no local.
- Tüp tamam.
- Muito bem, já estou.
- Tüp takmalıyım.
- Temos de o intubar.
Nefes almanız için boğazınıza tüp sokacağız.
Precisamos de pôr um tubo na sua garganta para o ajudar.
Tüp girdi.
O tubo já está.
- Tüp yutturuldu. Kan basıncı çok düşük.
- Está intubado e hipotenso.