Türkler translate Portuguese
193 parallel translation
Türkler ve İngilizler arasında gidip gelen notlar.
Uma troca de notas entre os Turcos e os Britânicos.
Türkler şimdilik tarafsız kalmaya karar vermişler.
Os Turcos decidiram manter-se neutrais por momento.
Finlandiyalılar, Türkler, Çinliler ve Bolivyalılar korkusuzca savaştılar.
Finlandeses, turcos, chineses e bolivianos laboravam e lutavam.
Ayrıca Romalı, Bizanslı, Yunanlı ve Türkler de fethetti.
Também conquistada pelos Gregos, Romanos, Bizantinos, Turcos.
Türkler de onları doğradı.
E os turcos desfizeram-nos.
Türkler mi?
Turcos?
- Türkler mi?
- Foram os turcos?
Türkler, Medine'de Arapların tüm azmini tabii eğer vardıysa, havan toplarıyla yok etti.
O moral deles, se é que o têm, coisa que duvido, foi destruído pelos turcos em Medina, com obuses.
Türkler bunu hiç beklemiyor.
Claro que aos turcos isso nem lhes passa pela cabeça.
Türkler bana servet ödüyor, ama ben fakirim!
Os turcos cobrem-me de ouro, mas sou pobre.
Türkler gitti mi?
Quer dizer que os turcos foram embora?
Türkler Mellaha'da, yaklaşmayın.
Evite Mellaha. Os turcos estão lá.
Ve Türkler Ermenileri kestiklerinde kendimizi ne kadar da kötü hissetmiştik.
E como nos lamentamos, quando os turcos degolaram aos armênios?
Türkler neredeyse kolumu kopardılar, gözüm de yerinden çıkıyordu!
Os turcos quase que me cortaram um braço, e me arrancaram um olho!
Bu inanılmaz edepsiz görünüşlü bitki Türkler tarafından birbirlerine karşı...
Este espécime de flora notavelmente obscena era o que os turcos usavam uns nos outros para enfiar...
Ve Türkler yavaşça yaşama azmimi yok ediyorlar.
Os turcos estão lentamente a sugar-me a vida.
Türkler duvarı örmüş olmalı.
Os turcos devem tê-lo bloqueado.
Seni Nixon ve Türkler arasında bir piyon olarak kullandılar.
Chamaram-te um peão no jogo entre o Nixon e os turcos.
Bu Türkler tarafından bu ise Almanlar tarafından resmedilmiş.
Esta pintada pelos Turcos, e esta pelos Alemães.
Türkler'le birlikteyim.
Estás a brincar? Vivo com os Turcos, agora.
" Türkler denize ve karaya dikenli teller çekti.
" Como defesa, os turcos utilizaram arame farpado, no mar e em terra
İndiğimizde iyi durumdaydık Ama Türkler bizi buraya mıhladı.
Estávamos bem quando aterrámos, mas os turcos têm-nos aqui presos desde então.
Türkler üstümüze çekince, İngilizler çıkartma yapacak.
A missão é atrair os turcos para que os ingleses possam desembarcar.
Türkler sonsuza dek bizi Anzak körfezinde tutabilir.
Os turcos podem-nos manter em Anzac eternamente.
Türkler siperlere dönerse bizi paramparça ederler.
Se os turcos se entrincheiram de novo, cortam-nos aos bocados.
İranlılar, Meksikalılar, Bolivyalılar, Yunanlılar, Türkler.
Aqueles iranianos, mexicanos, bolivianos, gregos, turcos.
Türkler ateşten korkar mı?
Os turcos têm medo do fogo?
Sorun, Türkler ayakta kalamaz. Tavşanlar da.
O problema é que os turcos não ficam quietos, nem os coelhos.
Türkler doğuda demiryolu yapmışlar...
Os Turcos tomaram um caminho de ferro, acima no leste...
Devriye faaliyetlerine çıkacağız böylece Türkler varlığımızın hissedecekler.
Dedicamo-nos a fazer patrulhas. Para mostrar aos Turcos a nossa presença.
Anlamalısın... Türkler hala gözümün önünde,..
Tu não entendes... tinha um Turco na minha mira.
Binbaşı, birileri var, Türkler
Major, homens à vista, Turcos!
Türkler lanet bombalarını satıyorlar...
Os Turcos ou os estúpidos dos Ingleses...
Evet, Türkler.
Sim Turcos....
Türkler surlara saldırmak üzere.
Os turcos estão prestes a assaltar as muralhas.
Şimdi artık bir şey ifade etmiyor, Türkler şehri fethetmek üzere.
Não importa se vão ou se ficam, os turcos vão tomar a cidade.
Türkler dışarıda.
Os turcos estão lá fora.
- Türkler bizim tarafımızda mıydı?
- Os turcos são nossos aliados?
İtalyanlar, Türkler!
" Italianos... turcos...
Müslüman Türkler Avrupa'da, Hıristiyanlık tehdit altında.
Os Turcos invadiam a Europa e ameaçavam o Cristianismo.
Kinci Türkler kaleye bir mesaj göndermişlerdi.
Os Turcos vingativos enviaram uma mensagem ao castelo.
Ama Türkler'e karşı donanmamızı kim komuta edecek?
Mas quem irá nos defender da frota turca?
Yiğit Othello hemen harekete geçeceksiniz düşmanımız Türkler'e karşı.
valente OtheIIo precisamos vos empregar já contra nossos inimigos comuns, os turcos.
Türkler büyük bir orduyla Kıbrıs'a ilerliyor.
Os turcos, com grandes preparativos, rumam para Chipre.
Türkler yine harekete geçmiş öyle mi?
Os turcos estão em movimento outra vez?
Müslüman Türkler Kıbrıs yakınlarında mevzilenmişler.
O nosso capitão disse-nos que os muçulmanos turcos foram avistados perto de Chipre.
Eğer durduramazlarsa, Türkler Hristiyan kıyılarına ulaşır.
Se não conseguirmos detê-los, os turcos encontrarão o seu caminho até às costas Cristãs.
Ama Moğol istilasını takip eden karışıklık içinde, Türkler kendi bölgelerinde belirmeye başladılar.
Mas no caos que se seguiu à invasão mongol, os Turcos começaram a reclamar os seus próprios territórios.
Fakat Türkler önce yenildiler.
Mas os Turcos foram rechaçados.
Türkler 200 Fransız şövalyeyi tipide ölüme terk ettiler.
Os turcos deixaram 200 cavaleiros franceses mortos ou a morrer no nevão.
Çeviri : muyace "Türkler'e katliam yaptı diyenlerin geçmişine ithaf olsun"
Mesmo assim, a cavalaria atacou. Massacraram 500 índios, dos quais mais de metade mulheres e crianças. Tiraram mais de cem escalpos, desmembraram corpos... e violaram as mulheres.