Tütünün translate Portuguese
34 parallel translation
Birincisi etefon. Tütünün olgunlaşmasında kullanılıyor.
O primeiro é etefão, que é usado no cultivo de tabaco.
Çiğnemelik tütünün var mı?
Tens tabaco de mascar?
İçindeki tütünün kalitesini biliyorum, çünkü yetiştirildiği çiftliğin sahibi benim.
Conheço a qualidade do tabaco, porque é minha a plantação onde cresceu.
- Tütünün var mı?
Tens tabaco?
Tütünün var mı?
Não tem nenhum tabaco, pois não?
Eldivendeki tütün kalıntıları tütünün bir Havana sigarasına özgü olduğunu gösteriyor.
Os vestígios de tabaco na luva são de charutos havanos.
Tütünün acılığıyla heyecan verici lezzet deneyimini mahvedeceksin.
Vai estragar uma bela experiência de paladar com o sabor do tabaco.
Tütünün durumu nedir efendim?
Como está o tabaco, sr.?
Ey Tanrım, bu küçük oğlanlarla kızları gözet ve onlara doğru yolu göster ki içki ve tütünün batağına düşmesinler.
e pedimos-Te que Tomes conta destes jovens cowboys e que Lhes Mostres o caminho para uma boa vida, sem álcool ou cigarros.
- Tütünün var mı?
- Tem tabaco?
Bırakın da damağınız tütünün tadına varsın.
Deixe o palato saborear o gosto do tabaco.
Avucunun içinde... tütünün kokusunu duyabildiğimi hatırlıyorum.
Lembro-me disso... Eu conseguia sentir o cheiro do tabaco que vinha da palma da tua mão.
Hiç tütünün var mı?
Tens tabaco por aqui?
Hiç tütünün var mı?
Tens algum tabaco?
Hey, Wilson, hiç fazla tütünün var mı?
Ei Wilson, tens algum tabaco a mais?
Eh, tabii fazla tütünün olmaz senin!
Mas é claro que não irias ter nenhum tabaco a mais.
- Hiç tütünün var mı?
- Tens tabaco?
Tütünün var mı?
Têm tabaco?
Şey, odayı tütünün tatmin edici zengin kokusuyla doldurmak istedim.
Apeteceu-me encher a casa com o aroma rico e agradável do tabaco.
Tütünün etkisini bilirsin.
Sabes o que o tabaco faz às pessoas.
Havada, içtikleri tütünün kokusunu alıyorum.
Sinto o cheiro do seu tabaco, no ar.
Eh, bu halde tütünün zararları hakkında boşu boşuna endişelenmiş oluyorum.
Bem, quer dizer que não tenho que me preocupar mais com os malefícios do tabaco.
Peki ya şu pipondaki tütünün? Kim?
O tabaco nesse seu cachimbo?
Yüzbaşı, tütünün son büyük adamı.
O Capitão é o último grande homem do tabaco.
Artık neden alkolün esrardan çok daha fazla ölüme yol açtığını, ya da tütünün neden hayatınızdan yedi yıl çaldığını ve neden esrarnın belli bir etkisini saptayamadığımızı tartışmak zorunda kalmazsınız.
Não tem que debater por que o álcool mata mais gente que a maconha ou por que será que o tabaco tira sete anos de sua vida, e não podemos estabelecer que a maconha faça algum dano.
Tütünün bir parçasını detaylı izotopik tarama için laboratuvara gönderdim ama üniversitedeki tecrübelerime dayanarak bunun bir el sarımı puro olduğunu söyleyebilirim.
Eu enviei uma amostra do tabaco para ser feita uma analise isotópica detalhada, Mas segundo a minha vasta experiência académica sobre o assunto,
Büyük ihtimalle elmalı tütünün de bunda etkisi olmuştur.
Acho que o tabaco de maçã ajudou.
Tütünün, kötü koktuğuna kanaat getirmiş ve güverteden aşağı atmış, ama bir gemici Roderigo adındaki asi bir gemici tütünün birazını saklamayı başarmış.
Ele pensou que cheirava mal e deitou-o ao mar, mas um marinheiro... um marinheiro rebelde chamado Rodrigo guardou algum.
Ambarı rom, tütünün en iyisi ve evlerine yelken açmış denizcilerinin yürekleri ile dolu.
Mantenha cheio de rum, cigarros melhor - e marinheiros sydmet cheio de esperança.
Marihuana, tütünün en uç noktası.
Marijuana, a última fronteira do tabaco.
Tütünün çocuklara reklam yapan bir geçmişi var.
As tabaqueiras são conhecidas por aliciar os jovens.
Artık yetişkin olduğunu biliyorum ama ben senin annenim. Ve senin için, geleceğin için endişeleniyorum. Tütünün veya otun geleceği için değil.
Sei que és adulto, mas continuo a ser a tua mãe, e preocupo-me com o teu futuro, não com o futuro do tabaco ou da erva.
- Benim için de tütünün var mı?
Tens tabaco que me arranjes?