English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Tıbi

Tıbi translate Portuguese

73 parallel translation
Malum, tekerlekli sandalyeler tıbi destek şirketlerince kaydedilirler.
- Sabes, as cadeiras de rodas estão registadas nas empresas de material médico.
Aynı ağa bağlı haldeyken, coğrafi olarak ayrı yerlerdeki tıbi birimler birliktelik içinde iş görebiliyor.
Quando linkado com a mesma rede, equipas cirúrgicas separadass geograficamente podem operar de acordo.
Tekere bas, bi ayağını sarkıt ve yaylan!
Dá um passo em frente, solta os pés e dobra-se!
# Ağzıma bi lokma girmiyor
# I can't eat a bite
Sahneden indiğimde normal bi havlu isterim, kağıt havlu değil.
Quando saio do palco quero uma toalha e não uma toalha de chá.
Şu Holivud'a bi gitsem, olcam orda sonra çıkacam çayıra herkes siksin.
You think I'm lying? Sa's with Ricky, he's working against us now. - Don't you know that?
Heyt! Biz gelmeden önce niye halıya bi göz atmadın?
Hey, why didn't you check the carpet before we arrived?
Ya abi, üstümde bi ağırlık hissediyom ama ben.
Warden, can't you see that I'm still in here?
Bi haftadır bişey yemedin.
You haven't eaten for a week.
Hiç bi kayıt bırakmışmıydı?
Ela deixou alguns registos?
... Paderewski'nin uzun tırnağı, Westminter Manastırından çıkma... bi minör, Grand Canyon Otele ait kapı tokmağı... ve Libarece ceketinden çıkma- - tam üç adet rozet.
... espigas das mãos do Paderewski, E menor do órgão... de Westminster Abbey, um puxador da suite Grand Canyon... e três, presta atenção, três lantejoulas do casaco do Liberace.
Eğer onu orada yakalasalardı, tek yapacakları bi depoya tıkmak olurdu.
Mesmo que nós o pegarmos lá, tudo que eles podem fazer é deporta-lo.
- Yalıtılmış bi şekilde kapanmış.
- Está lacrada. - Deixe-me ver.
T-virus Çok güçlü bi şok a yol açıyor hem hücre büyümesinde... hemde impulsların iletiminde.
O T-vírus produz um estímulo maciço... para tanto o crescimento celular... quanto para aqueles traços de impulso elétricos.
T-virus cok değişken bir virüs... sıvıda yaşarken tozla hava yoluyla yayılan yada kan yoluyla bulaşan bi virus olabiliyor... Ortama bağlı olarak değişebiliyor bu.
O vírus é polimorfo... muda de líquido para aéreo para transmissão sangüínea... dependendo do ambiente.
Boktan bi tişört gibi "Kaybeden" diyor.
Como uma t-shirt do caralho a dizer "Loser". "
Get up, stand up, don't give up the fight. Bana şöyle bi sopa, bi de bez bulun abi
Dá-me um pau e um pedaço de tecido.
Bir keresinde Mr. T'yi bi restoranda görmüştüm.
T num restaurante.
- O zaman bırakın başka bi kumarhaneye gideyim.Zaman doluyor.
- We can't do that. - Deixem-me ir para outro casino.
Şeyi giyiyordum... senden caldıgım bi tişortu.
Eu levava vestida uma t-shirt que te tinha roubado.
Oh, hani asla süper tırnakları olan bi erkekle çıkmak istemezsin bunun gibi bir şey mi?
Do género de nunca quereres sair com um tipo com unhas perfeitas.
Sadece bi kağıt parçası ve beş saatlik bir çalışma.
É só um pedaço de papel e cinco horas de trabalho.
Tıpkı. Tıpkı ailem gibi bi daha görünmeyeceğini.
Que... que tu poderias desaparecer, como os meus pais.
Ben buna sağlam bi kanıt derim!
Eu chamo isso de prova positiva!
Bu gerçek bir savaş olsa, Henry Kissinger'ın başında olduğu Ulusal İki-Partili Komisyon oluşturulur, tıpkı Orta Amerika'da olduğu gibi.
Se fosse uma guerra a sério, haveria uma comissão bi-partidária sobre o Afeganistão, liderada pelo Henry Kissinger, tal como fizeram com a América Central.
Kanınızı akıtıcam hemde daha önce hiç kanamayan bi yerinizden.
Vou fazer-vos sangrar em sitios onde nunca sangraram antes.
Neyse program şöyle : bir kaç günlüğüne Anne T'de sonra Çarşamba günü gelip alacağım ve Anne B'ye geri getireceğim.
Então, ela fica com a Mamã Ti uns dias e depois, na quarta-feira, vou buscá-la de volta para a Mamã Bi.
Çılgın bi t-şört dotum.
É uma t-shirt marada meu.
Zaten 35 galon luk bi yakıt tankına sahipsin.
Tens um depósito de combustível de 132 litros.
Tıpkı tırtıl gibi, güzel bi kelebek olabilmek için kozasından çıkmalı.
É como a lagarta, ela tem de sacudir a sua pele fora para se tornar numa linda borboleta.
Ne var biliyor musun, T? Senin için ufak bi süprizim var.
Sabes uma coisa, tenho uma pequena Surpresa para ti
Şunu alıp, tılsımı bi kullanın
Tome o receptor para assinar os termos de uso.
- Bi kağıt getir yapayım hemen
Sim!
Biliyorum ama Ah Jing ile ilgili bi kanıt yok.
Sei que Ah Jing está envolvido mas não tenho provas.
Beyinsiz bi kancık olmanın karşıtı ne?
Ao contrário de cabeça oca ordinária?
Şanslı bi tılsımı varsa ne olmuş?
Bem, ela é um pouco supersticiosa. E daí?
Ne, kontrol etseydin ya 2. bi kayıt yok
- O quê? - Verifica o portão. Não vai haver segunda edição.
Kendime dışardan bakıp, bi noktada toplanmak L.T.R.G.S.U.B
Só a olhar para a estrada naquele ponto no horizonte.
Boddy, tıra bi bakalım.
Veja isso para mim. O problema com mangueira.
Tek bildiğim bi polis tırıma gelip, bi kafa aradı
Tudo o que sei é que o teu ajudante foi ao meu camião á procura de uma cabeça.
Bekle bi dakka. paket dolusu kağıt, mendil, ve bir fare ama aslında bi farem yok.yani..
Espera aí... Um baralho de cartas. Um lenço.
Bu sadece hayali bi hikaye bence L.T.R.G.S.U.B
E uma história imaginária, de uma mente louca.
Tamam bana bi başyapıt çıkar 5 dakikan var
Óptimo, faça-nos então uma pequena obra-prima.
Ve sonra anneni gördüm.. kesinlikle onun tırnağı bile olacak bi kadın değildi.
Então conheci a tua mãe. Nunca vi nenhum espécime tão mal adaptado ao seu ambiente.
Ben sıradan bi başyapıt olsun istedim.Kimin umrundaki gerisi?
Diz-me ela : "Estou apenas à procura de cartas com imagens da Grécia." E digo-lhe eu : Porquê? Essas não servem?
Cam ve ben, bi... biz kanıtlara baktık ve ikimizde Yargıç'ın arabasını aramaya yetecek kadar kanıt olduğuna hemfikiriz.
- Sim, eu e a Cam vimos as provas e achamos haver o suficiente para obter um mandado para o veículo do juiz.
yani bi kez dışarı çıkardı Cannon tarafından haksızlığa uğramış ve dağıtılmış, Eminim öğreniciler işimi tekrar geri almamda yardımcı olur.
Então, quando espalhares que eu sofri uma grande injustiça do Cannon, eu tenho a certeza que o corpo estudantil vai exigir que eu volte.
Sen beni içeri tıkmak için bi'neden arıyorsun.
Se está apenas a tentar argumentar comigo... então tem uma boa razão para prender-me.
Tısss. - Belki de ısırır seni... - Bi sorun mu var?
Uma vadia cigana perneta de um pastor de cabras.
Pos-ter-de-ki sa-tı-rı o-ku-mak i-çin, za-man a-yı-ra-bi-lir-din.
Poderia-ter-tirado-um-tempo-para ler - a-linha-do-nosso-poster.
Beş porsiyon ızgara, nugget, uzun bir sosis, üç tane çikolata bi'Ricky Martin, iki tane çıtır tavuk.
Queremos 5 Grizzly's, uma Nugget, uma salsicha comprida, 3 Bounty's um Ricky Martin, dois Knoepert's.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]