Ulaştı translate Portuguese
8,999 parallel translation
Bana neden ulaştığını biliyorum ama Senatör'ü kurtarmak hayatımda yapacağım en son şey, o yüzden bunu geçelim.
Sei que queriam contactar-me, mas a última coisa que eu faço é ajudar a salvar uma Senadora. Deixem já de contar com isso.
- Birkaç hafta önce yüksek güvenlikli D.I.A tesisine sızdı. Fotonik çevreleme sisteminin kılavuzuna ulaştı.
- Há várias semanas, ele entrou numas instalações de alta segurança da DIA e viu os planos do nosso sistema de contenção fotónico.
Ay en tepeye ulaştığında, Yeraltı Dünyası'nın kayığı gelecek ve bizi Yeraltı'na götürecek.
E quando a lua chegar ao seu auge... chegará a barca do submundo... e vai arrastar-nos lá para baixo.
İsmini öğrendik, hesaplarını takip ettik ve RICO soruşturmasıyla bağlantılı bir hesaba ulaştık.
Conseguimos o nome dele, seguimos o dinheiro que deu-nos uma conta ligada a uma investigação RICO.
Adrese ulaştın.
Fizeste aquilo que era preciso.
- General hakkında iyi bir ipucuna ulaştım.
Tenho uma pista acerca do General.
- Cabe, HKK merkezine ulaştın mı?
Cabe, falaste com o CCD?
Bu şeyi nasıl ulaştıracağımız konusunda dahiyane bir fikrin var mı?
Tens alguma ideia brilhante para distribuir isso?
Yangın borusu erişim için harika bir yol ama sıvı bir karışımı tüm enfekte katlara nasıl ulaştıracağız?
A tubagem é o acesso perfeito, mas como é que levamos o líquido aos andares infectados?
Sonra birden anonim bağışçı 4100 dolar bağışlayarak onu hedefine ulaştırmış.
Mas depois um único anónimo, doou 4 mil e cem dólares no último dia, colocando-o no topo.
Paranı bu büyük siparişi sahibine ulaştırır ulaştırmaz ödeyeceğim. L mi?
Pago-te de volta assim que recebermos o dinheiro desta grande encomenda do "L"?
Muhtemel kombinasyonları yazılımımda deneyince Kate'in hedefinin ismine ulaştım.
Executei todas as combinações possíveis através do meu programa demolidor, e consegui o nome do alvo da Kate.
Eve güvenle ulaştın mı merak ettim.
Estava a perguntar-me se... chegaste bem a casa.
Urizen'in İlk Kitabı'nın bir orijinal basımına ulaştık.
Recuperámos uma cópia original de "The First Book of Urizen".
- Ortağına ulaştın mı?
- Já falou com o seu parceiro?
Gagnier'i bulabilirim bile. Helikopterine ulaştığımızda öğrenmiş olurum.
Talvez consiga encontrar o Gagnier antes de chegarmos ao helicóptero.
Tokyo borsası açılmadan bana ulaştır.
Mas quero isso antes de a Bolsa de Tóquio abrir.
" Haber elimize yeni ulaştı ; Phil, Tandy'den bile beter.
" Últimas notícias, o Phil é pior que o Tandy.
Nerede olduğunu bildiğimi söylemiyorum ama belki ona bir mesaj ulaştırabilirim.
Não estou a dizer que sei onde é que ele está... mas talvez possa dar-lhe uma mensagem.
Paul Lagravanese'a mesajı ulaştırmış olmalı. Çünkü bu sabah mesajla bir Far Rockaway adresi geldi.
Bem, ela deve ter passado a mensagem ao Paul Lagravanese, porque esta manhã recebi uma SMS com um endereço em Far Rockaway.
Bence bu noktaya nasıl ulaştığından biraz şüphe duyuyor hala.
Penso que ele está um bocado desconfiado acerca de como arranjaste isto. Pai?
Sonunda işlerin arasında oldukça fazla pratik yapa yapa bir noktaya ulaştım sanırım.
E finalmente, depois de montes de tempo de prática entre várias outras coisas, acho que finalmente cheguei a algum lado.
Belki yemek yapıyordu ve... boynuna ulaştı ve onu öldürdü.
Talvez ele estivesse a cozinhar... Apanhou-a pelo pescoço e matou-a.
Artık köpekler antilobu devirebilecek sayıya ulaştılar.
Os Cães já estão em número suficiente para capturar o Gnu.
Hamle mesafesine ulaştığında, öylece donup kalır.
Quando atinge a distância de ataque, ele pára.
Seni annene ulaştırdıktan sonra belki gelip bizimle Garel'de yaşamak istersiniz.
Quando encontrares a tua mãe, talvez possas viver connosco em Garel.
Göndermiş olduğun o isyan mesajı bir şekilde yolunu bulup en karanlık İmparatorluk hapishanelerine ulaştı.
A mensagem que enviaste... de alguma forma chegou... aos cantos escuros das prisões imperiais.
İdeal olanı, ikinci kitabını kitapçılara bu yıl içinde ulaştırmamız.
Se o teu segundo livro sair este ano, é o ideal.
Yangın karavana ulaştı.
O fogo atingiu a caravana. Está alguém lá dentro?
Bu olayın ulaştığı kitle gerçekten inanılmaz.
É incrível o alcance disto.
Şirket kayıtlarına ulaştılar veya Emery Vision'ın çöplerini döktüğü sahaları bulmaya çalıştılar.
Deitam as mãos a registos da empresa ou procuram locais onde a EmeryVision tenha deitado o lixo.
Çimentoyu baraj duvarındaki çatlağa nasıl ulaştıracağız acaba?
Como é que vamos selar a rachadela da represa?
Yuvaya ulaştığı zaman Alexander, Harpia kartalının ölümcül silahlarından korunmak zorunda pençelerinden.
Assim que alcançar o ninho, o Alexander precisa isolar as armas mais mortais da Harpia, as suas garras.
Buradaki insan nüfusu son 20 yılda neredeyse üçe katlandı ve çatışma durumu kriz boyutuna ulaştı.
A população humana por aqui quase triplicou nos últimos 20 anos e o conflito atingiu um ponto crítico.
Yavruları ergenliğe ulaştıklarında onların da başka bir yaşam parkına taşınmaları gerekecek.
Quando a sua prole chegar à idade adulta, vai precisar ser transferida para outra reserva.
Ve bu durum 12 Mayıs Cuma akşamı doruk noktasına ulaştı.
E tudo aconteceu numa sexta à noite, a 12 de maio. SEXTA-FEIRA, 12 / 05 / 006
İddialarının gerçek olup olmadığını ya da senin o noktalara nasıl ulaştığını bilmediğini düşündüğüm için.
Mas não tenho a certeza de que saiba como lá chegou. Ou mesmo se são conclusões correctas.
Bunu Teğmen Littlewood'a ulaştır.
Faça isto chegar ao Tenente Littlewood.
Nehre ulaştığımızda o hâlde.
Quando chegarmos ao rio, então.
Bay James Murray Londra'ya daha bu sabah ulaştı.
O Sr. James Murray só chegou a Londres esta manhã.
Z'ye ulaştığımızda bunu bir alamet olarak size yollayacağım.
Quando chegarmos a Z, Vou enviá-la para si como um sinal...
Bugün ulaştığımız bir yerli kabilesi bize kendi kabileleri dışında kimsenin bilmediği bir mağaradan ve üzeri insan ve at resimleriyle kaplı olan devasa bir taştan söz etti.
Hoje, chegamos a uma tribo de índios que nos falaram de uma caverna inteiramente desconhecida para qualquer pessoa fora do seu clã. Um presente. Presente.
Z'ye ulaştıklarını iddia ettiklerini söylüyor.
Ele diz que eles afirmam ter chegado a Z.
Umarım size ulaştığımız için arkadaşınız rahatsız olmamıştır.
Espero que o seu amigo não se importe.
10 santimetreyi geçmiş bulunmaktasınız doğumun ikinci aşamasına ulaştınız bile.
- Meu Deus! Estás com dez centímetros e já entraste na segunda parte, o trabalho de parto activo.
- Hayır! Ölmeyenler köprüye ulaştığında, çok geç olacak.
Os mortos-vivos não tardam a chegar à ponte e então será tarde demais.
Onlar o yanıtlara ulaştığında kafamı kopartırlar.
E, se as obtiverem, estou tramada.
İki hortum yere ulaştı.
Dois tornados tocaram na Terra.
Ve hayır, mutlu sona ulaştırmıyorlar.
E não, não fazíamos "massagens".
News Watch 10 kanalı kaza mahallinde çekilen fotoğraflara ulaştı.
O noticiário das 10 obteve estas fotografias tiradas na cena do acidente, pouco depois deste ter ocorrido.
Bu rakama nasıl ulaştık sanıyorsunuz?
Como achas que conseguimos esse número?