Ulkemizin translate Portuguese
196 parallel translation
Ülkemizin bu sakin köşesinde bizler birçok sevgili dostumuzu kaybettik.
Nós, neste pacato canto de Inglaterra sofremos a perda de amigos que nos eram muito queridos.
Ülkemizin petrole ihtiyacı var. Ben Washington'a gidiyorum Bick.
Vou para Washington, Bick.
- Ülkemizin Babası.
- Pai do nosso país.
Ülkemizin kurtuluşunu da onlar getirecek.
E trará a libertação do nosso país.
Ülkemizin sınırlarına kadar onu takip edeceğiz.
Nós vamos segui-los até às fronteiras do nosso país.
Ülkemizin en iyi kahramanlarındandır.
É um de nossos heróis nacionais.
Ülkemizin düşmanları için olsa bile.
- Até mesmo os inimigos de nosso país.
"Ülkemizin çıkarları için hava gücünün geri kalanını da yollayalım."
"Para bem do país, sugiro que se envie a restante SAC atrás deles."
Ülkemizin yolumuza bakın, biz yükseliyoruz Umudun o coşkun ateşinin içerisinde.
Avançamos pelo caminho da vida entre o ardente fulgor da esperança
Ülkemizin geleneklerine bağlıyım.
Eu acredito nas tradições do nosso país.
Ülkemizin zor zamanlarında sık sık Başsavcı olarak gizli polis ile birlikte çalışarak bilgi edinmek ve kanıt toplamak için elimden geleni yaptım.
Em tempos difíceis, como estes agora, para o nosso país... é sempre necessário que o promotor público... juntamente com a Polícia de Segurança obtenham informações e evidências... da maneira que puderem.
Ülkemizin bağımsızlığı için savaşmak istedi.
Ele queria lutar pela liberdade do seu país.
Ey Fort Coulais sakinleri. Ülkemizin size ihtiyacı var.
Residentes de Fort Calais... a República necessita de vocês.
Ülkemizin içine düştüğü perişanlık, sefalet...
A culpa de todas as obscenidades que acontecem no país...
Ülkemizin ve ilkelerinin savunmasında... kardeşlerimizin pek çoğu... soylu ve verici bir şekilde nihai fedakarlığı yaptılar.
Em defesa do nosso país e dos princípios, muitos dos nossos irmãos, de forma nobre e altruísta, fizeram o último sacrifício.
Ülkemizin böyle uluslararası bir etkinlikte temsil edilmesi, bence çok önemli bir şey.
Eu sinto que é importante o nosso país estar representado num evento internacional como este.
Ülkemizin başında ister miyiz onları?
Quereis homens destes a liderarem o nosso país?
Ülkemizin hayat ihtiyacı vardır.
A pátria precisa de vida!
Avrupa'da, 80 yaşında bir kamp nöbetçisini Nazi savaş suçları için mahkemeye çıkarıyorlar. Ülkemizin her yanında, bir sürü adam ölüm cezası alıyor... bir, iki, üç adam öldürdükleri için.
Na Europa, estão a julgar um guarda de um campo de concentração com 80 anos... e por todo o nosso país, há tipos no Corredor da Morte, por terem assassinado um, dois, três tipos.
Ülkemizin istilası... bağımsız bir ülkeye karşı yapılmış... bir saldırıdan başka bir şey değildir.
A invasão do nosso país constitui um nítido ato de agressão contra um país independente.
Ülkemizin sizin gibi daha çok insana ihtiyacı var.
- O nosso país precisa de mais pessoas como você.
Ülkemizin en tehlikeli zamparasını yakalamış bulunuyoruz.
Estamos em presença da maior patifaria conhecida nestas partes.
Ülkemizin kaderine halen yalnızca erkekler tarafından karar veriliyor, ve henüz kadınlar, gündelik yaşamda ve yasalar önünde eşit olan kadınların oy kullanma hakları yok.
O destino do nosso país é ainda decidido exclusivamente por homens, enquanto as mulheres, igualmente sujeitas às leis desta nação, não possuem direito de voto!
Ülkemizin bir bölümünü çalmaya çalışıyorlar!
Eles estão a tentar roubar uma parte do nosso país!
Ülkemizin liderleri çok özel kişilerdi
Os líderes da nossa nação São um bando de fracos
Ülkemizin ruhunun bozulmasını engellemeliyiz.
Temos de evitar a destruição da alma do nosso país.
Demokrasinin bize sunduğu en şeytani silah. Ülkemizin ün kazandığı bir şey.
A arma mais diabólica que a democracia nos concedeu e pela qual o nosso país é justamente afamado...
- Hanımlar, lütfen. Ülkemizin kurucuları, astronotlar ve Beysbol oyuncuları ya sarhoş ya da kokain kullanıyor.
- Senhoras, por favor, os nossos fundadores, astronautas e heróis do basebol estavam sob o efeito de álcool ou de cocaína.
Ülkemizin genç sayılabilecek kısa tarihinde büyük maceralara atılmaktan korkarak onun yerine New Orleans'a gitmeyi tercih eden bir adam olarak geçmeyi içinize sindiriyorsanız, buyrun devam edin.
Qualquer homem que seja cobarde para partilhar da maior aventura... da jovem História do nosso país... e que prefira experimentar a decadência de Nova Orleães... pode seguir o seu caminho.
Ülkemizin ırzına geçerlerken kenarda... sessizce durup izleyecek miyiz?
Vamos ficar silenciosamente à margem enquanto o nosso país é violado?
Ülkemizin bağımsızlığı.
O meu cão quase morreu
Ülkemizin yeniden inşası gibi uzun ve zor bir görev için halkımızı ateşlemeliyim.
Eu preciso que o meu povo acorde... para o longo e difícil processo de reconstrução.
Ülkemizin kurucularını gururlandıracak türden bir şey dostum, anlarsınız ya?
Algo que fará os nossos fundadores orgulhosos, sabem?
Ülkemizin gücünü tüm dünyaya kanıtlayacaksınız. Ülkemizin adı sonsuza kadar yaşayacak.
E provar ao mundo que a nossa nação vive agora e vive para sempre.
Ülkemizin başkentindeki Nextel Stadyumuna hoşgeldiniz.
Bem-vindos ao Estádio Nextel, na capital da nação.
Bayanlar baylar. Ülkemizin yeni, harika bir grubuna tanıklık etmek üzereyiz!
Senhoras e senhores, estão prestes a testemunhar a próxima grande "boys band" do país!
Ülkemizin sağlık sistemini her geçen gün daha fazla para güdümlü sisteme çevirmeye çalışanlara ithaf edilmiştir.
Tradução diversas fontes Adaptação e sincronia PtPt Arodri
Ülkemizin bir ordusu var fakat savaşmayı bilen askerlerimizin sayısı az.
Compreendo que já não desejas combater mas sei que compreendes que zelamos pela paz. Sei isto pelos meus espiões.
Ülkemizin yasalarını biliyorsun, babanın yasalarını.
Conheces as leis do nosso país, as leis do teu pai.
Ülkemizin binası hemen şurada Bay Cutting.
É a construção do nosso país aqui mesmo, Mr.
Ülkemizin savaşlarında çarpışacağız.
Combateremos pelo nosso país
Ülkemizin spesiyalitelerinin tadına varmalısınız.
Eu gostaria que aproveitasse a nossa especialidade local.
Ülkemizin kurucularından ikinci başkanımız John Adams'ın... ne yazdığını dinleyin :
Ouçam o que o nosso pai fundador e segundo presidente, John Adams, escreveu :
Ülkemizin yetiştirdiği en iyi insanlara çeyrek yüzyıldan beri iş teklifinde bulundum, eğittim ve onlarla birlikte çalıştım.
James, eu recrutei, treinei e trabalhei com os melhores homens deste país durante mais de 25 anos.
Ülkemizin mükemmel olmadığını biliyoruz.
" Sabemos que o nosso país não é perfeito.
Ülkemizin ruhu olan, ve onu ayakta tutan.. .. sizin gibi insanlar, kilise insanları.
São pessoas como vocês, as pessoas da Igreja, que são as fundações e o espírito desta grande nação.
Ülkemizin başkentinin gölgesinde... uyuyan bir canavar hücresinden mi uyandı?
Será que uma célula adormecida se tornou activa à sombra da capital?
Ülkemizin kürsülerinin ardına sinen sahte peygamberlerden Bankalarımızda ve meclislerimizdeki aşağılık parazitlere ve seçmenlerinin kederi üzerinden beslenen tanrısız politikacılara kadar.
Desde os falsos profetas por trás dos púlpitos do nosso país, até aos vis parasitas dos nossos bancos e conselhos, e aos infiéis políticos que engordam à custa da miséria dos eleitores.
Ülkemizin doğum gününü kutluyoruz, ama Kızılderili, Afrika ve Asya kökenli Amerikalı göremiyorum.
Estamos a celebrar o nascimento da nossa Nação, mas quase que não há afro-americanos, nem americanos nativos, nem asiático-americanos, e...
Ülkemizin bize çok ihtiyacı var!
O nosso país precisa de nós, desesperadamente!
Hans, gencimize biraz votka ver. Ülkemizin senin gibi insanlara ihtiyacı var.
Hans, distribui aí alguma vodka pelo pessoal jovem o nosso país precisa de pessoas como tu.