Ulusal translate Portuguese
6,290 parallel translation
Komisyon, çapraz mülkiyet yasağını kaldırdığı zaman bir şirket, ulusal pazar payının % 45'ine sahip olabiliyordu biliyor muydunuz?
Sabes quando o FCC revogou as leis de propriedade cruzada... Uma única empresa poderia possuir 45 % de participação no mercado nacional?
Ulusal pazar payının yüzde kırk beşine!
45 % da participação no mercado nacional.
Bayanlar ve baylar, lütfen Çin Ulusal Marşı için ayağa kalkın.
Senhoras e senhores, por favor ergam-se para o hino nacional chinês.
ULUSAL SEÇMELER
QUALIFICAÇÕES NACIONAIS
Bayanlar Ulusal Seçmelerini kazananlara tebrikler.
Parabéns às qualificadas das Provas Nacionais Femininas.
Benim ulusal kahraman olmama ne dersin?
Eu sou uma heroína nacional!
Şu ana kadar hiçbiri Oyunlara ya da Ulusal Şampiyonaya katılmaya hak kazanamadı.
Até hoje, nenhuma delas chegou aos Jogos Olímpicos ou sequer um Campeonato Nacional.
Ulusal Bisküvi Şirketi'ni.
Companhia Nacional de Bolachas.
Ulusal güvenlik açısından ABD, DKC'nin başarısında önemli bir çıkara sahiptir.
De uma perspetiva de segurança nacional, os Estados Unidos mantêm um forte interesse no sucesso da RDC.
Unutmayın, Walker soruşturmasından sonra ulusal olarak ün kazandı.
Não se esqueça, ela tem perfil nacional depois da investigação Walker.
- Ama şu an, ulusal güvenlik tehditi kabul ediliyor.
Que foi considerado uma ameaça à segurança nacional.
Ulusal öncelik.
Prioridade nacional.
- Ulusal televizyon kanalında yalan söyledi.
Ela mentiu perante as câmaras.
- Ulusal Kitap Ödülü'nü kazandığımda.
Quando ganhei o Prémio Nacional do Livro.
Ulusal hava hizmeti. Önemli bir hava danışma yayınladı. Doğu kıyısında orta atlantik bölge için.
O Serviço Nacional de Meteorologia lançou um aviso meteorológico importante para a região do Médio Atlântico, Costa Leste.
Ne kadar kısa sürede ulusal hava hizmeti ile temasa geçebilirsiniz?
Quando consegue falar com o Serviço Nacional de Meteorologia?
Ulusal hava hizmeti. Şimdi büyük bir tropikal fırtına olduğunu bildiriyor. D, washington doğrudan başkanlık ediyor.
O Serviço Nacional de Meteorologia reporta que uma tempestade tropical se dirige para Washington, D.C.
Ulusal hava hizmeti şimdi bildiriyor. Fırtına d sadece birkaç mil.
O Serviço Nacional de Meteorologia reporta que a tempestade está só a alguns quilómetros da zona de D.C.
Hayır, biz ulusal muhafız göndereceğiz.
A parede do tornado tubarão vai embater.
Biz 30 saniye ve sayım konum. Ulusal muhafız geldi.
Eu vou voltar, e quando voltar, nunca mais te vou deixar.
Ulusal Ulaştırma Güvenliği Dairesi'ni duymuş muydunuz?
Conhece o Conselho Nacional de Segurança no Transporte?
Ya da bir şeyler patlatıp ulusal güvenliği hacklemez.
Ou explodem coisas e invadem a NSA?
Ulusal Güvenlik onu başka tesise götürmemiz ve sorgulamamız için araba yolladı.
A segurança interna mandou um carro e transportou-o para outras instalações para ser interrogado.
... 2000 kişilik başka bir Ulusal Muhafız ekibinin daha Manhattan'da görevlendirildiğini açıkladı.
mais 2.000 soldados da Guarda Nacional para Manhattan...
Bununla birlikte şehirdeki Ulusal Muhafız sayısı 10 bine yükseldi.
aumenta o número total de soldados da Guarda Nacional na cidade para 10.000
Şu anda, Ulusal Muhafızlar şehrin bütün köprülerinde ve tünellerinde kontrol noktaları oluşturuyorlar. Fakat Stoneheart Vakfı'ndaki cömert sponsorlarımız sayesinde Manhattan'dan transit bir çıkış şansı bulduk.
A Guarda Nacional está no processo de criar pontos de verificação em todas as pontes e todos os túneis que levam para fora da cidade, mas graças aos nossos patrocinadores da Fundação Stoneheart, conseguimos um salvo-conduto para fora de Manhattan.
Az önce izlediğimiz şey geçtiğimiz son iki yılda Cardiff Electric olarak... -... geliştirdiğiniz iki bilgisayarın ulusal reklamıydı.
Acabámos de ver o mais recente anúncio de dois computadores, criados ao longo destes últimos dois anos pela Cardiff Electric.
Size anlatmadığı şey bu yerel küçük çaplı firmayı alıp neredeyse bir günde PC piyasasında ulusal bir güç hale getirdiğiydi.
Ele não disse que pegou numa pequena empresa regional e fez dela um concorrente nacional em PCs quase do dia para a noite.
Ulusal Güvenlik, bütün trenleri bir araya getiriyor.
A Guarda Nacional está a reter todos os comboios.
Bunu da beğenmeyeceksin ama Kidd Fo-Fo olayı ulusal boyuta taşındı.
Não vais gostar nada disto, mas a história do Kidd Fo-Fo ganhou dimensão nacional.
Öncelik artık Ulusal Güvenlik'te.
A segurança da terra natal é a prioridade agora.
Dizinden yaralandıktan sonra. Vali Ulusal Muhafızları bile gönderebilir.
Depois de Wounded Knee, o governador até pode enviar a Guarda Nacional.
Vera Buckley, Ulusal Uzay Araştırma Derneği.
Vera Buckley, A. N. E. P.
Ajan Morgan ve Clay, Dr. Johann Pryce. Zamanın en büyük araştırmacı beyinlerinden birisidir. Tam bir ulusal hazine.
Agentes Morgan e Clay, o Doutor Johann Pryce, um dos grandes investigadores desta ou qualquer geração, um tesouro nacional.
Ulusal güvenlik açısından acil bir durum var.
Isto é uma emergência de segurança nacional.
Kendi başına ulusal komitenin yürütme masraflarını karşılayacak kadar kazandırıyor.
Está a justificar o investimento pois está a cobrir os custos do comité nacional. Isso é fantástico.
91'de, Caracas Ulusal Bankasına sızıp 7 milyon doları kâr amacı gütmeden yardımsever Güney Amerika'ya aktardın.
Em 91, invadiste o banco nacional de Caracas e transferiste 7 milhões de dólares para ONGs humanitárias da América do Sul.
Ulusal güvenlik adına tuttuğumuz her bir sırda,... ülke her geçen gün daha az güvenli hale geliyor.
O extraterrestre a manipular as nossas crianças... tudo aquilo que mantivemos em segredo em nome da segurança nacional, enquanto todos os dias ficamos menos seguros.
"Humanich" Ulusal Güvenlik nedenlerinden ötürü Birleşik Devletler hükümetinin malı olarak beyan edildi.
- Ele é propriedade do Governo por razões de segurança nacional.
HomeSec, Ethan'ı Ulusal Güvenliğe bir tehdit olarak görüyor.
A HomeSec acha que o Ethan é uma ameaça à segurança nacional.
Bir Ulusal Güvenlik Belgesi mahkemeye sunulmamalı.
Uma carta de segurança nacional não pode ser contestada em tribunal.
Dengesiz bir üniversite öğrencisi Oval Ofis'e giriyor. Ve Beyaz Saray da ulusal güvenlik adına eski profesörünü tutuklayarak karşılık mı veriyor?
Um estudante universitário instável invade a Sala Oval... e a Casa Branca responde prendendo o seu ex-professor universitário... em nome da segurança nacional?
Ulusal Kaynaklar'la konuş.
Fala com os Recursos Nacionais.
Merak ediyorum da gerçekten ulusal çıkarlara mı hizmet ediyorsun yoksa kendine mi?
E interrogo-me... se o faz pelo interesse nacional... - ou pelo seu?
Faisal Bahreyn Ulusal Güvenlik'te çalışıyor.
É da Segurança Nacional do Bahrein. Muito gosto.
Ya da ulusal haberlere çıkmasını beklersin. Orada dur.
- ou esperar até virar notícia.
Bak, ulusal televizyonda çağrı yaptılar.
Estão a anunciar em rede nacional.
Sonra Ulusal Muhafızlar'ın tüfek sesini duydum.
Então ouvi os tiros da Guarda Nacional.
Ulusal anıtları tehdit etmeyi eğlenceli bulan her çocuğu yakalamak istiyorum. Bu ülkede yasalar var.
Apesar de gostar de poder interrogar todos os jovens que acham engraçado ameaçar um monumento nacional, temos leis neste país.
Kulüplerde içtiğini ulusal anıtları ziyaret ettiğini biliyoruz.
Temos imagens dela a beber em discotecas, a visitar monumentos nacionais...
UCLA'nın ulusal şampiyonluk unvanını kazanması için 9,85 puana ihtiyacı var.
Excelente sentido de oportunidade.