English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ U ] / Uniforması

Uniforması translate Portuguese

131 parallel translation
Ya da kilo mu alıyor, uniforması düğmelerini mi geriyor?
Ou está inchado? O uniforme está-lhe apertado? - Não...
Uniformasını giyerken nasıl gururluydu ve sizin emriniz altındayken nasıl gururluydu.
Do quanto se orgulhava de usar a sua farda e do quanto se orgulhava de estar sob o seu comando.
Ve niye uniformasızsın?
E por que está sem uniforme?
Sadece bir uniformasın.
Não passas de um polícia.
Üniformasız neredeyse tanıyamayacaktım seni.
Quase nem te reconhecia sem a farda.
Üniforması Jeeves'den.
Uniforme de Jeeves.
Üniforması var diye işimi alacağını sanıyor.
Acha que vai ficar com o meu emprego, por estar de farda.
Üniformasının içinde yakışıklı çocukmuş, değil mi?
Ele não ficava elegante no seu uniforme?
Üniformasını çıkarın.
- É uma lasca de concha.
- Üniformasını küçük düşürüyor.
- Não dá dignidade ao uniforme.
Üniformasını, elbette. - Kendisi nasıldı? - Şahane!
Queremos saber se o Imperador e a Imperatriz abandonaram a ópera imediatamente quando viram o nosso povo.
Üniforması içinde yakışıklı, değil mi?
Ele era bem-parecido de uniforme, não era?
Bu çavuşu nehre atın ve iyice ayıltın. - Üniformasıyla mı?
Levem o sargento até o rio e jogem ele lá dentro
Üniformasız bir firariye işlemez.
Não se aplicam a um desertor sem uniforme.
Üniformasız tutuklama yapamayız. - Dikkat!
Sabe muito bem que não podemos autuar sem o uniforme.
Sonra dışarı çıktı caddeden karşıya geçti ve striptiz yerine gitti. "Dadı işi striptiz" yaptığı yere. Üniformasını çıkardı ve biberonla bir şeyler yaptı.
Depois, atravessa a rua e entra numa casa de strip-tease... onde fazia o número da "baby-sitter"... tirando o uniforme e fazendo coisas com o biberão e tal.
- Üniformasını al.
- Tire-lhe a farda.
Üniformasız daha güzel görünüyorsun.
Ficas muito melhor sem o uniforme.
Elimden geleni yaptım. Üniformasıyla gömülmesi için onu evine götürdüm.
Fiz o que pude... o levei a casa e o enterraram com o seu uniforme.
Üniformasız beni tanımazlar.
Não me reconhecerão sem estar fardado.
Üniforması içinde güzel göründüğünü sanıyor. Kesinlikle, Komiser.
Julga que fica jeitoso com a farda dele.
Üniforması üzerindeyken öyle yakışıklıydı ki.
Ele era tão bonito de uniforme.
- Üniforması var mı?
- Fardado?
Üniforması içinde, Hitler'in generali Von Rundstedt.
Von Runstedt, General de Hitler, fardado.
Üniformasıyla oldukça etkileyici.
E fica bem de uniforme.
- Hey. - Üniformasız kimseyi içeri sokmuyorlar.
Não deixam entrar ninguém sem uniforme.
Simon, bildirinin sadece İngiliz Üniforması giyerken yakalanan Boerlar'a uygulandığını sanıyordum.
Simon, pensei que o decreto fosse aplicável apenas a bôeres vestindo cáqui britânico.
Üniformasını ve silahını üstünde bıraktım.
Pôs ao ombro a sua arma e morreu por ti e por este pelotão.
Üniformasız seni az daha tanıyamıyordum, arkadaşım.
Quase não te reconheci sem o uniforme, amigo.
Üniforması hala bende.
Diga-lhe que ainda tenho o uniforme dele.
Üniformasız bir erkek hiçbir şeye benzemez!
Um homem que não esteja fardado, não é bonito.
Üniforması, Oregon eyaletinin aşşağısındaki sağlık hizmetleri taşıma istasyonunda bulunmuş.
O uniforme dela foi encontrado numa ETAR na cidade do Oregon.
İş Klingon geleneğine göz yummaya gelince ikinize de fazlasıyla esneklik sağladım ama fark ettiyseniz burası bir Klingon İstasyonu değil bu giydikleriniz de Klingon Üniforması değil.
Dei-vos muita liberdade de manobra para seguir as tradições klingon, mas se não repararam, esta não é uma estação klingon, e os uniformes que vestem não são klingon.
Üniforması.
A farda dele.
- Üniformasız emir veremezsiniz.
Sem farda, não há ordens. Capitão.
Üniforması da üstünde.
Ele tem uniforme.
"Üniformasız Polisler"?
"Polícias Sem Uniformes"?
Üniformasının içinde harika görünüyordu, ve çok heyecanlıydı.
Estava fantástica com o uniforme e estava tão entusiasmada.
Şu an boşta. - Üniforması çok ilginç
- Está divorciado e no mercado.
Anladınız mı? "Üniformasının içinde ne tatlı gözüküyor."
"Que apetitoso, de farda..."
Onun bir Japon olduğunu düşündüm. Üniforması için bir denizciyi öldürmüş olabilirdi.
Pensava que ele era um japona, que tivesse tirado o uniforme a um dos nossos.
Üniforması yeniydi.
O uniforme parecia novo em folha.
Bayım, buradaki suçlular şu ana kadar Nazi Üniforması içinde olanlardı!
Todos os criminosos aqui usam uniformes Nazis, Senhor!
Üniformasını çaldığım muhafız sonsuza kadar baygın kalmaz.
O guarda a quem roubei o uniforme pode aparecer em qualquer momento.
Üniformasız birilerini gönder oraya.
Mandem alguém já para lá. Nada de uniformes.
Üniformasını ve miğferini al.
Veste já esse uniforme.
Üniformasının bu bölgesinde başka bir şey bulamadığına emin misin?
De certeza que não encontraste nada nesta área da farda dele? Nada que causasse isto.
- Üniformasında bulmadık.
Não foi na farda.
Üniformasını giyiyor, çantasını hazırlıyor değil mi?
Estava fardada e de mala feita, certo?
Üniformasız dolaşmayı severim.
- Gosto de andar à paisana.
- Üniformasına ne yapmış?
- O que é que ele fez ao fato?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]