Unutmadın translate Portuguese
743 parallel translation
Kardeşimizin küçük bağışını almayı unutmadın değil mi?
Recolheste a oferta do nosso... irmão? Tinha-me esquecido, senhor.
Çivileri unutmadın mı?
- Lembrou-se dos pregos?
- Yarını unutmadınız umarım.
- Não se esqueceu de amanhã, pois não?
Birkaç şey unutmadınız mı?
Não esquecestes nada?
Eski kahyanı unutmadın ya?
Não se esqueceu do seu antigo capataz, pois não?
Benim yüzümü unutmadın ya?
Não te esquecias da minha cara, pois não?
Tabii ki hiçbir şeyi unutmadın.
É claro que não esqueceste nada.
Emil'e yaptıklarını henüz unutmadın değil mi Sebastian?
Não te esqueceste do que fizeram com o Emil, pois não, Sebastian?
Dizlerini yanyana tutmayı unutmadın değil mi?
Lembraste-te a manter os joelhos juntos nas descidas?
Umarım beni çağırdığınızı unutmadınız, Bayan Rankin.
esperando por uma nova vítima! Espero que se não tenha esquecido da gentileza... de me ter convidado, Sra. Rankin.
Umarım o acıklı durumu unutmadın...
Espero que não te tenhas esquecido da tragédia...
Julna! Bir şey unutmadın mı?
Julna, seguro que não esqueces nada?
Unuttum, ama sen unutmadın.
Eu sim, mas você não!
Herhalde gerçek annemizi unutmadın!
Certamente não esqueceste a nossa verdadeira mãe!
Tamamıyla unutmuşum. Ama sen unutmadın demek.
Eu tinham esquecido isto completamente, mas você não.
Talimatlarımı unutmadın, değil mi?
Não te esqueceste das minhas instruções, pois não?
Unutmadın ve utanıyorsun.
Não te esqueceste e estás envergonhado.
Josephine, benim kırmızı şarabımı unutmadın ya?
Joséphine, esqueceu o meu vinho?
Bir şey unutmadın mı?
- Não te esqueceste de nada?
Bir şey unutmadın mı, Howie?
Não te esqueceste de algo, Howie?
Bugün günlerden ne olduğunu unutmadın değil mi, Ralph, oğlum?
Se esqueceu que dia é hoje, não é certo, meu querido Ralph?
- Baba, atı unutmadın ya?
Pai, não se esqueça do cavalo.
Bir şey unutmadın mı?
Não se esqueceu de algo?
Peki sen bir şey unutmadın mı?
Você tão pouco não ouviu nada?
Unutmadın, öyle mi?
Lembravas disso...
Şalınızı unutmadınız mı?
- Não se esqueceu de seu chale?
Geçen hafta Elaine Tutweilers'de söylediklerini unutmadın ya?
Näo se esqueceu do que disse em casa da Elaine Tutweiler?
- Bir şey unutmadın mı?
- Não se esqueceu de nada?
Anlaşmamızı unutmadın değil mi?
Lembre-se do que nós combinámos.
Ölü adam saçını koymayı unutmadın, değil mi?
Não se esqueceu dos cabelos de morto?
Yüzümü unutmadınız değil mi?
Não esqueceste a minha cara, pois não?
- Bir şey unutmadınız mı?
- Não se esqueceu de nada?
Bir şey unutmadın mı?
Não te estás a esquecer de nada?
Sen hala onu unutmadın, değil mi, baba.
Ainda sente a falta dela, não sente, papá?
Parti için hazırlanmış yaladerma balıklarını yediğiniz zamanı unutmadım.
Não me esqueço da vez que comeram o pampo para a festa.
Aptalca gelebilir, ama onun hala gördüğüm en güzel kadın olduğunu... düşünüyorum ve onu hiç unutmadım.
Parece tolice, mas foi a mulher mais bonita que já vi. Nunca a esqueci.
O aptal kafanda ne varsa hepsini anlattın ve ben hiçbirini unutmadım.
Contaste-me tudo como um parvo e eu não esqueci nada.
Kulağımın sağır olduğunu unutmadığınızı görüyorum.
Vejo que não se esqueceu que não ouço bem.
Willie Stark gücünün kaynağını hiç unutmadı :
Willie Stark nunca se esqueceu da origem do seu poder :
Savaşçılarımın ateşkes bayrağı altında öldürüldüklerini unutmadım.
Não me esqueci que mataram os nossos guerreiros sob a bandeira das tréguas.
Herhalde önümüzdeki dört yıl boyunca burada oturur insanlara beni unutmadığını da söylersin.
Imagino que daqui a uns anos, irás estar aqui sentado... a dizer às pessoas que também não te esqueceste de mim.
Onu kendi ellerinle vurmak için her şeyi yaptığını da unutmadım.
Não me esqueci que estava pronto para a matar.
Onun başka bir kadının kollarında her şeyi unutup unutmadığını asla bilemeyeceksin.
E tu nunca saberás se ele encontrou o esquecimento nos braços de outra mulher.
Başka işlerinizi yaparken onunla tanışıp sonra da unutmadığınızdan emin misiniz?
Está certo de que em seus diversos negócios passados... não o conheceu e depois o esqueceu?
Kilisede yaptığın o aptalca tehditi unutmadıkça oradan sağ çıkamayacağının farkındasınızdır.
Você deve entender que está encurralado aí, ao menos esqueça essa estúpida ameaça que fez na igreja.
Ama beni kırbaçlanmaktan kurtarmaya çalıştığını unutmadım. O sözleşmeye hürmet edeceğim. Yeter ki bir daha iyi niyet safsatalarını duymak zorunda kalmayayım.
Mas não me esqueci da surra da que me tentou salvar... assim vou respeitar o contrato enquanto não ouça... nada mais a respeito de honra.
- Bir şey unutmadın mı?
- Vocês não ouviram nada?
Asla albaylığını unutmadı.
Ele nunca deixou de ser coronel.
Bana kendini sürekli bir Presbiteryen gibi hisettirdiğini ve bir Yahudi olduğunu bir an unutmadığını anlamıyor musun?
Você não entende que me faz sentir como uma presbiteriana... quando não pode, por alguns instantes, esquecer que é judeu?
Hiç kimse Endicott davasını unutmadı.
Não tem nada a ver com o caso Edicott.
Kahvaltını unutmadım.
- Não me esqueci do teu café.
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76