English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ U ] / Unutmazsın

Unutmazsın translate Portuguese

235 parallel translation
13 koloniyi temsil ediyor. Artık unutmazsın.
As treze colonias originais.
- Unutmazsınız, değil mi?
- Não vai se esquecer disso?
- Sulamayı unutmazsınız, değil mi?
- Näo se esquecem de as regar?
Bunu unutmazsınız değil mi?
Podem, por favor, lembrar-se disso?
- Bunu unutmazsınız, değil mi?
- Não se vai esquecer de fazer isso, Juiz?
- Purolarımı unutmazsınız değil mi?
- Não esqueça dos charutos.
Eminim bundan sonra bir iyilik yaparken, bunu unutmazsın.
Vais lembrar-te disto da próxima vez que tentares fazer uma boa acção.
- Unutmazsın değil mi?
- Não se esquece?
Unutmazsınız değil mi?
Não se esquece, pois não?
Tabii ki unutmazsın Matt Amca.
Claro que me conhece, tio Matt!
Bu benim küçük işimi, umarım asla unutmazsın.
Mas cuidado, assegure-se que nunca o esquecerá.
İyiliği unutmazsın, ha? Sağ kolun ta buraya kadar, ha? Yaşasın, işte amca diye sana derler.
Com que então, o braço direito até aqui...
- Belki o zaman unutmazsın.
- Assim talvez não te esqueças.
Oh, Sen bunu asla unutmazsın, Waldo.
Não acredito, Waldo.
O mektubu unutmazsın, değil mi?
Não se esqueça da carta.
- Unutmazsın değil mi?
- Não se esquece, pai?
Unutmazsın değil mi?
Mas pensas nisso?
Bunu asla unutmazsın seni gönderene kadar
Até sair com os pés para a frente
Umarım yemeğimizi unutmazsınız.
Espero que goste do almoço.
Umarım unutmazsınız.
Bem, espero que não.
Bütün cesaretimle söylüyorumki... Amerikan çölündeki böyle bir geceyi de unutmazsınız... Clendennon Kalesindeki bu akşam yemeğini.
Numa noite, dentro de alguns anos... vocês se lembrarão de outra estranha noite... no deserto americano, quando jantaram no forte Clendennon.
Anneye birşey söylemeni istiyorum. Unutmazsın, değil mi?
Ouve, querida, quero que digas uma coisa à mamã, vais-te lembrar?
Ve umarım hiç unutmazsınız.
E espero que nunca o esqueça.
Unutmazsın, değil mi? Neyi? Biletimi.
Não se vai esquecer do bilhete, pois não?
Bu gece için biletimi unutmazsın. Unutmam.
- Não se esqueça do bilhete.
"Seni uyanık tutar böylece hastalığını unutmazsın."
Mantém-te acordado para saberes que o tens. "
Bir kere yapınca, bir daha unutmazsın.
Quando experimentamos, nunca mais esquecemos.
Thomas'tan malzemeleri almayı... unutmazsın değil mi?
Não te esqueças de ir buscar as coisas ao Thomas.
Ve umarım Nashville'deki film tesislerini unutmazsınız. - Evet, tabi.
Espero que recorde as instalações que temos em Nashville para o cinema.
Tekrar ediyorum. Umarım kimsenin kesinlikle hiç kimsenin arayışımızdan haberdar olmaması gerektiğini unutmazsınız.
Correndo o risco de me repetir, espero que não esqueça que ninguém, absolutamente ninguém, deve saber da nossa busca.
Bu kokuyu asla unutmazsınız.
É um cheiro que não esquecemos nunca.
- Sen asla bir şey unutmazsın.
- Nunca te esqueces de nada.
Sıra sana gelene kadar söyleyeceklerini unutmazsın, değil mi?
Quando chegar a tua altura, vais lembrar-te do que querias dizer?
Şimdi kardeşine hoşçakal de, böylece onu hiç unutmazsın.
Diz adeus à tua irmã, para que nunca a esqueças.
Ödevimi unutmazsın, değil mi McFly?
E os meus trabalhos de casa?
Yok, umarım unutmazsın.
Não, calculo que não.
Evet fakat Alice eve gelecek, tamam mı, unutmazsın di mi?
Sim, mas a Alice chegou a casa salva, lembras-te?
- Unutmazsın, değil mi?
- Não se esquece?
Ya da bir yere giderseniz, defterinizi yanınıza almayın. Bu şekilde onları unutmazsınız.
Ou se forem sair, não levem os vossos livros,
Bir kere öğrendin mi unutmazsın.
Quando se aprende, nunca se esquece.
Hiçbir zaman unutmazsın. Tıpkı bisiklet sürmek gibi.
É como andar de bicicleta.
Asla unutmazsın.
Nunca se esquece.
En azından onun adını unutmazsın.
Ao menos não te esquecerás do nome dela.
Bunu unutmazsınız.
Nunca nos esqueceríamos.
Çünkü sizinle gerçekten iyi vakit geçiriyoruz. U marım California'yagittiğimizde bizi tamamen unutmazsınız.
E só espero que, quando a gente chegar à Califórnia que vocês não se esqueçam da gente.
Bazı şeyleri hiç unutmazsın.
Há coisas que não se esquece.
- Beni unutmazsın, değil mi?
- Não me vais esquecer?
Unutmazsın, değil mi, anne?
Não vais esquecer, mãe?
Ama şu altını unutmazsın değil mi?
- Mas o ouro, não.
Ve bunu hiç unutmazsın, ve sen bana bu duyguyu verdin.
É algo que não se esquece.
Herbie, beni unutmazsın değil mi?
- O público adorou-te. Lembra-te de mim na altura, que eu lembrar-me-ei de ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]